Kanlı darbe girişimi sonrası kamuya devredilen İpek Üniversitesi’nde önemli bir sır perdesi aralanıyor. ‘FETÖ’nün kalesi’ olarak gösterilen okula ilişkin kripto bilgiler ortaya çıktı. 15 Temmuz sonrası için hazırlandığı anlaşılan kampüs; bir üniversiteden daha çok örgütün Türkiye’deki yönetim merkezi olarak kurgulanmış bir kale görünümünde.
REKTÖR İLK KEZ KONUŞTU
Kanun Hükmünde Kararname ile kapatılan İpek Üniversitesi öğrencilerinin koordinatör üniversitesi olan Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Barca, 10 aylık çalışmalarının neticesini Yeni Şafak’a anlattı. Bir kez kurşunlanan ve eli sopalı FETÖ yanlısı 20-30 kişilik grubun saldırısı ile karşılaşan okulda incelemeler derinleştirerek sürdürüyor. Fetullahçı Terör Örgütü’nün sözde hizmet hareketi için kurduğu ve kamuoyuna ‘yüzyıllık proje’ olarak lanse edilen İpek Üniversitesi’nin arka planında olup bitenleri ilk kez anlatan Barca’nın anlattıklarından öne çıkan tespitler:
Rektör Mehmet Barca, devir sürecinde kendisini en çok şaşırtan hususun Rektörlük binasından tek bir belgenin bile çıkmaması olduğunu ifade etti. Barca “Ana belgelere üniversitenin işleyişi ile ilgili bilgi ve belgelere ulaşabileceğimizi düşünüyorduk. Asıl dökümantasyonun rektörlük binasında olduğunu düşünüyorduk. Ancak hiçbir belge bulamadık. Emniyetten 14 Temmuz günü rektörlük binası boşaltılmış olduğunu öğrendik” dedi.
DEVLET SİSTEMİNİ AŞAN BİR BİLGİ İŞLEM ALT YAPISI
Emniyet; darbe girişiminden bir gün önce (14 Temmuz günü) rektörlük binasının boşaltıldığını tespit etti. Kampüste inceleme yapan emniyet birimleri; 1 kamyon dolusu dataya el koydu. Kampüste kurulan bilişim altyapısının dünyada ilk 50’ye girdiği rapor edildi. Devlet ihtiyaçlarının da üstünde bilgi işlem altyapısının kontrol edilmesi kolay olmadı. Üniversite’nin İngiltere ve Amerika’da yedek serverları ortaya çıktı. Darbe başarısız olunca örgüt üniversitedeki dataları İngiltere ve ABD’da kurdukları paralel sistem üzerinden boşaltmaya başladı. Yurt dışıyla bağlantılı hatlar devre dışı bırakılınca dışarıdan müdahale kesildi. Rektör Barca, bu dataların tamamının çözülmesinin 2-3 yıl alacağını belirtti.
ÖRGÜT İÇİ FAALİYETLERİN MERKEZİ
İpek Üniversitesi kampüsün altı dünyada eşine rastlanmayan bir film platosu formatında. Kampüste inceleme için çağrılan sinema sektörünün yetkin isimleri ve TRT heyeti “Hollywood ve Blowood’un ardından en gelişmiş ve büyük plato planlanmış” değerlendirmesi yaptı. Binlerce metrekarelik film platosunun yüksekliği 18 metre civarında. “Dünyanın 4. büyük film platosunun bir üniversitede kurulmasının bir mantığı ne?” sorusun peşine düştüklerini anlatan Barca, şu tespitleri paylaştı: “Buranın piyasaya yönelik bir film platosu olma ihtimali yok. Çünkü bir film platosunun işleyebilmesi bir eko sistemin varlığına bağlı” diyor.
SİNEMA İLE KURŞUN ASKER PROJESİ
Piyasaya dönük olmayan film platosunun örgüt içi ihtiyaçlara yönelik olarak tasarlandığını düşündüklerini ifade eden Mehmet Barca, şu tespitlerini paylaştı: Bu örgütün stratejisinin odağında da algı yönetimine götürebilecek bir altyapı yatırım yapıldığı anlaşılıyor. FETÖ’nün sinemayı odağına alıp devasa yatırımın amacı; örgütün görsel sanatları kullanıp büyük kitlesel yandaşlar kazandıracak bir zihin kontrol merkezi oluşturmak ve kurşun asker yetiştirmek”
VATİKAN RİTÜELLERİ İÇİN BİR MİLYAR DOLARLIK HARCAMA
Beş ayrı fakültenin olduğu kampüsün her yanı Batı mimarisi ile örülü. Hristiyanlık ve Roma’nın zirve yaptığı 17. Yüzyıla ait neoklasik sanat anlayışının hakim olduğu kampüste Şanzelize Caddesi, Venedik Gondolları, Eros Aşk Çeşmesi gibi Batı’nın ideal eserleri sembolize edilmiş. Barca, “Bunu sadece bir üniversite yatırımı olarak düşünülmüş olmasına ihtimal vermiyoruz. İnşaat firmalarını çağırıp kabataslak bir maliyet çıkartmalarını istedik. Bir kesinlik olmamasına rağmen yaklaşık 1 milyar dolarlık yatırımdan bahsettiler. Buradaki lükse değil buradaki kavram farklı. Burada farklı bir kampüs var” diye konuştu.
Rektör Barca’ya göre kampüs mini bir Vatikan görünümünde. Kampüs Batı’ya ait 18.Yüzyıl neo klasik örnekleri ile süslü. Çünkü kampüste tek bir Türk İslam mimarisine ait eser yok. Bunun sadece bir üniversite yatırımı olarak düşünülmüş olmasına ihtimal vermediklerini belirten Barca, şu çarpıcı bilgiyi paylaştı: “Emniyet birimleri ile 240 bin metrekarelik kapalı alanı tek tek gezdik. Orada bize ifade edilen hususlardan birisi de şu oldu. Şayet 15 Temmuz başarılı olsaydı FETÖ buradan hitap edecekti. Kampüsün ana giriş kapısı bir dini liderin konuşma platformu olarak hazırlanmış bir yapı görünümünde. Bir üniversitede bunu görmek çok kolay birşey değil.”
500 DOLARLIK BURS ZARFLARI BULDUK
Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Balca, okula alınan öğrencilerin sorumlukları kendilerine geçtiğinde öğrencilerin büyük kısmından para alınmadığı gibi para verilmiş olduğunu tespit ettiklerini söyledi. Özellikle uluslararası öğrencilerin öğretim harcı alınmamış olduğunu belirten Barca, “Yurt, yemek, ulaşım bedava üstüne de 500 dolar burs verilmiş” dedi. Zarflara konmuş çok sayıda 500 dolar bulduklarını ifaden eden Barca, “Burdan şu yargıya varmak mümkün. Burada temel amaç para kazanmak değil. Elit kesim yetiştirmeye dönük bir yatırım yapılmış. Hem ulusal hem uluslararası ölçekte bir yatırım yapılmış” dedi.
İNGİLTERE VE ABD'DE YEDEK SERVER BULUNDU
Üniversite koordinatörlüğünün kendilerine verilmesini Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile öğrendiklerini söyleyen Rektör Mehmet Barca, bu süreçten sonra yaşadıkları tuhaf olaylara ilişkin bilgiler verdi. Üniversite datalarının İngiltere ve Amerika’da bulunan bir server üzerinden silinmeye başlanıldığını anlatan Barca, şunları kaydetti: “KHK çıkınca biz cuma günü devir alamayacağımızı düşündük. Pazartesiye hazırlıklarımızı yapma sürecine girdik. Ancak bir baktık ki cuma günü akşama doğru web sitesinden bilgiler aşındırılmaya başladı. bürokraside ender görülen bir hızla geçişi başlattık. Yedeklerin İstanbul’da olduğu istihbaratını aldık. Sanırım ismi İpek Akademi Mecidiyeköy’de. Yedekleri hemen offline ettik. Bundan sonra kontrol bize geçmiş oldu. Bizim bilişimci ekip 2 yedeğin daha olduğunu ifade etti. Bir yedeğinin İngiltere’de diğerinin Amerika’da tutulduğunu kaydettiler" (Yeni Şafak)