Sınır birliklerine yaptığı son ziyaretle askere moral aşılayan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün, 2003 yılında dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi ÖZKÖK ve MİT Müsteşarı Şenkal Atasagun’dan PKK’nın dağdan indirilmesi için kapsamlı çalışma yapılmasını istediği öğrenildi. Dönemin başbakanı Gül, hazırlanan “PKK’nın dağda 250 civarında yöneticisi var. Bunları İran, Irak ve Suriye’ye dağıtarak eritelim. Kalanların tamamını affedelim” şeklindeki plana dönemin Adalet Bakanı Cemil Çiçek’in katılması talimatını da verdi. Bu süreçte MİT ve Genelkurmay, İmralı’daki Abdullah Öcalan ile görüşerek af planı üzerinde mutabakata vardılar. O tarihte Öcalan ayrıca MİT üzerinden Başbakanlığa bir mektup gönderdi.
Ak Parti Gaziantep Milletvekili Şamil Tayyar, önümüzdeki günlerde piyasaya çıkacak, “Kürt
Ergenekonu/Derin PKK’nın Gizli Kodları” adlı kitabında bugüne kadar hep konuşulan ancak doğrulanamayan 250 PKK yöneticisine af planına yer verdi. Gül, kendisiyle görüşen Tayyar’a af planını doğruladı.
Özkök-Atasagun aynı şeyi söyledi
Kitabın “Gül operasyonu” adlı bölümünde; terörün Ak Parti iktidarının hemen başlangıcında yeniden azması, iktidara yönelik bir saldırı hamlesi olarak yorumlanırken, Gül’ün başbakan olur olmaz, “ABD’nin Irak İşgal planı, Kıbrıs sorunu-Annan Planı ve ekonomik kriz ile batık bankalar” sorunlarıyla karşı karşıya kaldığı vurgulandı. Terörün o dönemin ana gündem konusu olmadığı ancak Ak Parti iktidarının terörün geçici olarak dondurulduğu ve kritik zamanlarda hortlatılacağı bilgisine sahip olduğunu kaydedilen kitapta, Gül’ün bunu öngörerek harekete geçtiği kaydedildi.
Kitaba göre, Gül, dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök ve MİT Müsteşarı Senkal Atasagun’u çağırarak, PKK’yı dağdan indirecek kapsamlı bir çalışma yapmalarını istedi. REFAHYOL hükümeti döneminden de konuya ilişkin tecrübesi olan Gül, Özkük ve Atasagun’la ikinci kez bir araya geldi. Bu görüşmede, Özkök ve Asagun “PKK, şu anda pek eylem yapmıyor ama bu PKK’nın yenildiği, silindiği anlamına gelmesin. Silahlı adamları daha dağlardadır. Bunların bir an evvel dağdan indirilmeleri gerekir. Gecikirsek sonuç almakta zorlanabiliriz. Mevcut şartlar çok uygundur” ifadelerini kullandılar.
Abdullah Öcalan’dan Başbakanlık’a mektup
Bunun ardından dağdan indirme kararının alt yapısının oluşturulduğu belirtilen kitapta, Öcalan’la af konusunda mutabakat sağlandığı da vurgulandı. Bu bölümde şu ifadeler yer aldı:
“İmralı’da Öcalan’la görüşerek bir af planı üzerinde kısmi mutabakata varmışlardı. Öcalan 10 Eylül 2003 tarihli görüşmede avukatlarına, o dönemde devletle yürüttüğü görüşmeyi şöyle aktardı: Ateşkes sürecinde de karşılıklı yazışmalar devam etti. Bir süre sonra ‘Sizinle de görüşeceğiz, af falan da gündeme gelebilir. Gücünüzü dağların uygun yerine alın. Biz saldırmayacağımız. Kontrol edemediğimiz güçlerden doğru bir saldırısı gelirse de, meşru savunmamızı yaparsınız’ dediler. ‘Güvence nedir‘ diye sordum. ‘Güvenceniz sizin siyasi gücünüzdür’ dediler. ‘Diğer sorunlarımızı da demokratikleşme süreci içinde çözeriz’ denildi. Ben de çatışmayı derinleştirme yerine barışı esas aldım. Pozisyonlarını kendileri koyabilirler, Dev-Sol tipi bir direniş önermiyorum. Beni tarzım ortada.”
Şehit ailelerin tepkisini düşündü
Kitapta, o tarihde Öcalan’ın MİT üzerinden Başbakanlığa bir mektup gönderdiği belirtilirken, Gül’ün biraraya geldiği Özkök ve Atasagun’a, “Haklısınız, dağa çıkanları kazanabileceğimiz yeni bir çalışma yapalım. Adalet Bakanı’nı (Cemil Çiçek) da çağıralım. Üçlü çalışın” talimatı verdiği kaydedildi. Kitapta şu ifadelere yer verildi:
“2003 yılı temmuz ayında Meclis’te kabul edilen Topluma Kazandırma Yasası böyle doğdu. Ancak, Gül’ün istediği sonuç bu değildi. Gül ‘devlet mutabakatı’ şöyle bir plan hazırladı: PKK’nın dağda 250 civarında yöneticisi var. Bunları Irak, İran ve Suriye’de dağıtarak eritelim. Kalanların tamamını affedelim.”
Kitapta Gül’ün şehit ailelerinin tepkisini de düşündüğü vurgulanırken, “Gül şehit aileleri incinmesin diye temsilcileriyle de görüşerek, terörü sonlandırmaya yönelik çalışmalar hakkında bilgi verdi. Gelecek nesilleri kurtarmak ve Türkiye’nin ayağındaki terör prangasından kurtulmak için buna ihtiyaç olduğunu anlattı” denildi.
Gül, akamete uğrayan planı doğruladı
Ancak, Gül’ün bu af planının akamete uğradığı vurgulanan kitapta, “İmralı’da Öcalan’a yönelik tecrit kompolusu devreye sokuldu. Bunun üzerine PKK kanlı eylemlerine başladı. Artan eylemler karşısında Ak Parti içindeki ‘milliyetçi’ duygular kabartıldı. Meclis’ten geçen Topluma Kazandırma Yasası, başlangıçtaki hedefte çok uzaktı” ifadesine yer verildi. Tayyar kitabında, Gül’ün af planını doğruladığını şu ifadelerle anlattı:
“Bu konuda görüşlerine başvurduğum Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, başbakanlığının ilk günlerindeki PKK’yı dağdan indirmeye yönelik bu planı doğruladı. Eksik çıkarılan yasayla bu fırsatın kaçırıldığını söyledi. Gül, şu tarihi fadeyi kullandı: Kürt meselesi çözülmeden büyük devlet olamayız. Kim ne derse desin bu olay siyasi bir olaydır, siyasi çözüm gerekir.”