İSTANBUL - Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink uğradığı silahlı saldırı sonucu öldü.
Dink'e Halaskargazi Caddesi üzerinde bulunan gazete binasının önünde silahlı saldırıda bulunan kişinin, 18-19 yaşlarında, kot pantolonlu ve beyaz şapkalı olduğu bildirildi. Görgü tanıkları ise 1.65 boylarında, 25-30 yaşlarında bir kişinin koşarak ara sokağa kaçtığını ifade ettiler. Saldırganın yakalanması amacıyla yapılan çalışmalarda, Taksim'de şüpheli 2 kişi gözaltına alındı.
Saldırının ardından polis, gazete önünü güvenlik kordonuna alırken, olay yerinde 4 adet boş kovan olduğu görüldü.
Gazetenin yayın kurulu üyesi Serkis Seropyan, Dink'in yemek yedikten sonra bir kişi tarafından kapının önüne çağrıldığını belirterek, "Birisi kapının önünde başına 3 el kurşun sıkmış" dedi.
Dink'in cenazesi ambulansa Adli Tıp Kurumu morguna kaldırıldı.
Başbakan Erdoğan, Dink'in öldürülmesiyle ilgili İçişleri Bakanı Aksu ve Adalet Bakanı Çiçek'i görevlendirdi.
KOVANLARIN İSTANBUL'DA KAYDI ÇIKMADI
İstanbul Emniyet Müdürlüğü Hrant Dink ve Agos Gazetesi'nin tüm telefonlarının kayıtlarını inceliyor. Bu arada Dink'i öldüren silahtan çıkan boş kovanların ilk olarak incelendiği Gayrettepe'deki laboratuarda, herhangi bir kayıt çıkmadı.
TAKSİM'E DOĞRU PROTESTO YÜRÜYÜŞÜ
Hrant Dink'in cenazesinin olay yerinden kaldırılmasının ardından, 40-50 kişilik bir grup Taksim yönüne doğru yürüyüşe geçti. Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Dink'in cenazesinin ambulansa konularak olay yerinden kaldırılmasından sonra 40-50 kişilik bir grup sloganlar atarak yürüyüşe başladı. Saat 20.00'de de Taksim'den Agos gazetesine yürüyüş düzenlendi.
Bu arada, Halaskargazi Caddesi üzerindeki MOBESE kamerasının, olayın meydana geldiği noktaya biraz uzak düştüğü, ancak kamera görüntülerinin yine de incelendiği bildirildi.
Ayrıca, İstanbul Emniyet Müdürlüğünce, olay yeri yakınındaki iş merkezleri ve pasajlarda güvenlik kamerası bulunanlardan, görüntülerin alınarak inceleneceği belirtildi.
CUMHURBAŞKANI SEZER: Bu çirkin ve utanç verici saldırıyı nefretle kınıyorum. Bu tür insanlık dışı davranışlar, asla amacına ulaşamayacaktır. Ulusumuzu derinden yaralayan bu saldırının faillerinin bir an önce yakalanması, hepimizin öncelikli beklentisidir.
TBMM BAŞKANI ARINÇ: Saldırı, haince, sinsice, kasıtlı olarak ve direkt Türkiye'nin geleceğini, mutluluğunu yok etmeye yönelik. Türkiye, böylesine hain terör eylemlerinden etkilenmeyecek güçtedir.
BAŞBAKAN ERDOĞAN: Kanlı ellerin bu kez Dink'i seçmiş olması son derece manidardır. Özellikle bazı ülkelerde sözde Ermeni soykırımı iddialarının gündemde olduğu günlerde bu cinayetin işlenmiş olmasını manidar buluyoruz.
CHP GENEL BAŞKANI BAYKAL: Utanç verici bir olay. Kim yaptı veya yaptırdıysa Türkiye'ye en büyük zararı vermiştir.
DİNK TEHDİT Mİ EDİLİYORDU?
Uğradığı silahlı saldırıcı sonucu hayatını kaybeden Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink, gazetenin "Agos'un Merceğinden" adlı köşesindeki son yazısında, "tehdit edildiğini" bildirdi.
Dink, Agos Gazetesi'nin arka sayfasında yer alan "Ruh halimin güvercin tedirginliği" başlıklı yazısında, "Türklüğü aşağılamak" suçlamasıyla Şişli Cumhuriyet Savcılığı'nca hakkında başlatılan soruşturma ve açılan davada çıkan mahkumiyet kararını eleştirerek, "Türk düşmanı olarak meşhur edildiğini" kaydetti.
Dink, yazısında şu ifadelere yer verdi: "Şu çok açık ki, beni yalnızlaştırmak, zayıf ve savunmasız kılmak için çaba gösterenler, kendilerince muratlarına erdiler. Daha şimdiden, topluma akıttıkları kirli ve yanlış bilginin tesiriyle Hrant Dink'i artık 'Türklüğü aşağılayan' biri olarak gören ve sayısı hiç de az olmayan önemli bir kesim oluşturdular. Bilgisayarımın güncesi ve hafızası bu kesimdeki yurttaşlar tarafından gönderilen öfke ve tehdit dolu satırlarla yüklü. Bu mektuplardan birinin Bursa'dan postalandığını ve yakın tehlike arz etmesi açısından da hayli kaygı verici bulduğumu ve tehdit mektubunu Şişli Savcılığı'na teslim etmeme rağmen bugüne değin herhangi bir sonuç alamadığımı yeri gelmişken not düşeyim. Bu tehditler ne kadar gerçek, ne kadar gerçek dışı? Doğrusu bunu bilmem elbette mümkün değil. Benim için asıl tehdit ve asıl dayanılmaz olan, kendi kendime yaşadığım psikolojik işkence. Tıpkı bir güvercin gibiyim... Onun kadar sağıma soluma, önüme arkama göz takmış durumdayım. Başım onunki kadar hareketli... Ve anında dönecek denli de süratli."
Hrant Dink, yazısında, yaşamamak için fazlasıyla umutları ve nedenleri olduğunu belirterek, "Şimdi artık Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvuruyorum. Bu dava kaç yıl sürer, bilemem. Bildiğim ve beni bir miktar rahatlatan gerçek şu ki, hiç olmazsa dava bitene kadar Türkiye'de yaşamaya devam edeceğim" ifadesini kullandı.
Bu arada, Hrant Dink'in öldürülmesinden kısa süre sonra Agos gazetesinin web sitesindeki ana sayfa değiştirildi.
Daha önce gazetenin son sayısından bölümlerin yer aldığı web sitesinde siyah zemin üzerine Hrant Dink'in fotoğrafı konularak, yeniden düzenlendi.
CİNAYETİ GÜVENLİK KAMERASI GÖRÜNTÜLEDİ
Şişli'de meydana gelen Hrant Dink'in öldürülmesi olayının, bazı işyerlerine ait güvenlik kameraları tarafından görüntülendiği belirlendi.
Cinayetin ardından çevreyi abluka altına alan polis, cadde üzerinde yer alan ve güvenlik kamerası bulunduran işyerlerinin görüntülerini incelemeye aldı. İncelemelerde, eşkale uyan bir kişinin bu kameralarca görüntülendiği ortaya çıktı. Suikast anının bulunup bulunmadığı henüz netlik kazanmazken, polis elde ettiği bu görüntülerle zanlının kimlik bilgilerine ulaşmaya çalışıyor. Zanlının elde edilen görüntüleri, sabıkalı ve şüpheli kişilerin fotoğraflarıyla karşılaştırılacak.
Bu arada, cinayet mahalli de dahil Şişli'de tüm telefon kayıtları teknik inceleme altına alındı. Olayın meydana geldiği yer ve saatte yapılan tüm görüşme kayıtlarının, en ince ayrıntısına kadar araştırıldığı öğrenildi.
3 KİŞİ GÖZALTINDA
İstanbul Valisi Muammer Güler, Hrant Dink cinayeti ile ilgili 3 kişinin gözaltına alındığına belirterek, "Önemli deliller elimizde" dedi.
Gazeteci Hrant Dink'in öldürülmesi ile ilgili İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nde Adalet Bakanı Cemil Çiçek, İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu, İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek, İstanbul Emniyet Müdür Vekili Süleyman Ekici, İl Jandarma Alay Komutanı Ünal Karaosmanoğlu ve üst düzey emniyet ve jandarma yetkililerinin katıldığı bir toplantı düzenlendi.
İstanbul Valisi Muammer Güler, toplantı arasında yaptığı açıklamada, olayla ilgili 3 kişinin gözaltına alındığını ve önemli delillerin ellerinde bulunduğunu söyledi. Güler, üzüntülerinin çok büyük olduğunu kaydederek, "İstanbul'daki güvenlik görevlileri ve mülki görevliler olarak olayın başlangıcından beri her türlü tedbirin alınmakta olduğunu, her türlü incelemenin, araştırmanın en ince ayrıntısına kadar izlendiğini, takip edildiğini, bununla ilgili soruşturmanın büyük bir dikkatle yürütüldüğünü belirtmek istiyorum. Bununla ilgili bütün imkanlar seferber edilmiştir. Bütün birimler harekete geçirilmiştir. Şu anda da Adalet ve İçişleri Bakanımızın iştirak ettiği değerlendirme toplantısında çalışmalar devam etmektedir. Yetkili Başsavcılar nezrinde güvenlik güçlerimiz gerekli araştırmaları yapmaktadır. Tabi ki somut bazı bilgileri söylememi isteyeceksiniz. Ancak şunu ifade etmek isterim. Olayla ilgili bütün görüntüler, o bölgedeki görgü tanıklarının ifadeleri, olayın yakınında bulunduğu yerde ve merhumun çalışma ofisindeki tespitler, bilgiler hepsi sürdürülüyor. Görüntüler taranıyor. Soruşturmayı olumsuz yönde etkilebileyecek açıklamalarda bulunmak istemiyorum. İstanbul Polisi bu konuda çok dikkatli bir çalışma sürdürüyor. En kısa zamanda olayın failini ya da faillerini bulacağımızı ve yargı önüne çıkaracağımızı ifade ediyorum" dedi.
Vali Güler, Hrant Dink'in olaydan sonra kaybolduğu söylenen cep telefonu ile ilgili bir soruya, "Cep telefonu bulunmuştur. Telefon kayıtları, son yapılan konuşmalar araştırılıyor. Telefon bir yakınında bulundu" dedi.
Vali Güler, olay sonrası 3 kişinin gözaltına alındığını kaydederek, "3 kişi gözaltına alınmıştır. Gerekli araştırmalar yapılıyor. Görgü tanıklarının yoğun ifadelerine başvurulmaktadır" şeklinde konuştu.
Vali Güler, Hrant Dink'in kendisine yönelik tehdit ve açılan dava ile ilgili gazetesinde yazı yazdığını belirterek, "13 Ocak tarihli Agos Gazetesi'nde merhum tarafından kaleme alınan yazıda, kendisinin aldığı mahkumiyet kararına karşı AİHM'ye yapacağı başvuru öncesinde bu olayın geçmişini bir kronolojik sıraya göre anlatmaya başladığını gördük. Bir yazı dizisi şeklinde bugün, yayınlanan gazetede de o sürecin nasıl işlediğini, nasıl buraya gelindiğini kendisi ifade etmeye çalışıyor ve bunları izlediğiniz takdirde ayrıntılı olarak da olayla ilgili bilgi sahibi olacaksınız" dedi.
Agos Gazetesi yazarlarından Aydın Engin'in İstanbul Valiliği'nde Vali Yardımcısı'nın odasında Hrant Dink'i bazı kişilerin tehdit ettiği iddiası ile ilgili bir soruya, "24 şubat 2004 tarihinde böyle bir görüşme gerçekleştirilmiştir. Asla bir tehdit, bir uyarı söz konusu değildir. Lütfen zihinlerimizi yoklayalım. Lütfen bu olayları geçmişteki gelişimini de göz ardı etmeyelim. Sabiha Gökçen hanımefendinin aslında Ermeni asıllı olduğu, bununla ilgili bir takım şok iddiaları gazetesinde belirtmesi üzerine bununla ilgili bir takım gazetelerde birçok olumsuz tepkiler, yorumlar meydana gelmiştir. Bu nedenle de Ermeni cemaatine yönelik tehditler yer almıştı. Ve bunların içerisinde de Ermeni Patriği Mutafyan'ı hedef alan tehditler dahi olmuştu. Ve bu tehditlerin önlenmesi, bu tip koruyucu önlemlerin alınması konusunda sayın Mutafyan'ın valiliğimize yaptığı müracaat üzerine ve kendisine e-maille gelen tehdit üzerine, bu konu ilgili vali yardımcısı arkadaşıyım ve adli makamlar nezrinde ve ilgili uzmanlar nezrinde araştırılmıştır. Bursa, İstanbul ve Yalova'da yapılan tespitlerle, yoğun bir araştırmayla bu tehditleri yapan kişiler yakalanmış ve tutuklanmıştır.Buna benzer tehditlerin ve koruyucu önlemlerin değerlendirildiği bir sırada, emniyetten sorumlu bir arkadaşımız da kendisini davet etmiş ve sayın Mutafyan'a yönelik baskı ve tehdit konusunda bilgi alışverişinde bulunulmuştur" dedi.
Hrant Dink'in, kendisine gelen tehdit içerikli mektupla ilgili Vali Güler, "13 Ocak tarihli yazısında bu konunun görüşüldüğünü belirtmektedir. Bir resmi dairede tehdit olayı olmamıştır. Zaten kendisinin de 2006 yılı içinde tehdit edildiğine dair durum, Şişli Cumhuriyet Savcılığı'nca bizzat takip edilmiştir. Söz konusu adreste tehdit mektubunun içinde yer alan isim ve adres tespit edilememiştir. Kendisinin koruma talebi olmamıştır" dedi.
Vali Güler, cinayet olayı ile ilgili ellerinde ciddi deliller bulunduğunu da kaydederek, "Elimizde şu anda delil niteliğinde sayılabilecek, bizi sonuca götürebilecek çok önemli tespitler var. Bununla ilgili çalışma yapılmaktadır" şeklinde sözlerini bitirdi.
Güler'in açıklamasının ardından Müdür Cerrah da Emniyet Müdürlüğü'ne gelerek toplantıya katıldı.
EVİNDE YAS HAKİM
Uğradığı silahlı saldırıda hayatını kaybeden Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in evinde yas hakim.
Sahibi olduğu gazetenin önünde uğradığı silahlı sonucu öldürülen Hrant Dink'in cenazesi, Kumkapı'daki Ermeni Kilisesi'ne götürüldü. Hrant'ın Bakırköy İstanbul Caddesi, Şinasi Görünlü Sokak'ta bulunan evinin önüne Türk bayrağı asıldı, üzerine ise "Hrant'lar ölmez" yazılı çelenk konuldu. Hrant'ın ailesine taziyelerini iletmek için ziyarette bulunan gazeteci Oral Çalışlar, ziyaret sonrasında basın mensuplarının sorularını yanıtsız bıraktı.