HABER

İşte YÖK'ün yeni formülü

Yüksek Öğretim Kurulu, Danıştay tarafından yürütmesi durdurulan katsayı kararıyla ilgili yeni formülünü açıkladı.

İşte YÖK'ün yeni formülü

YÖK Genel Kurulu, üniversiteye giriş sınavında adaylara “farklı katsayı” uygulanmasını kararlaştırdı. Bu çerçevede adayların, puanları hesaplanırken kendi alanıyla ilgili program tercihinde Ağırlıklı Ortaöğretim Başarı Puanları (AOBP) 0.15, alan dışı tercihte 0.13 ile çarpılacak.

Üniversiteye giriş için yapılacak birinci ve ikinci aşama sınavlarında Türkiye genelinde ilk bine giren adaylara lise türü gözetilmeksizin yüksek olan katsayı (0.15) uygulanacak.
YÖK Genel Kurulu'nun bugünkü toplantısının ardından alınan kararları, YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan açıkladı. Özcan, açıklamasında şunları kaydetti:
“YÖK Genel Kurulu'nun 21 Temmuz 2009 tarihinde aldığı karardaki 3,4 ve 5. maddeleri hakkında Danıştay 8. Dairesi tarafından yürütmenin durdurulması kararı verilmesi üzerine ortaya çıkan hukuki boşluğun doldurulması zorunluluğu karşısında herhangi bir karışıklık olmaması için 3,4 ve 5. maddeler kaldırılmıştır. Yükseköğretime Geçiş Sınavı (YGS) puanlarıyla yerleştirme yapılan programlar ile Lisans Yerleştirme Programı (LYS) puanları esas alınarak, yerleştirme yapılan programlarda ilgili AOBP adayın kendi alanında bir programı tercih etmesi halinde 0.15, alanı dışında tercih yapması halinde 0.13 ile çarpılır. Ortaya çıkan sayının sınav sonucuna eklenmesi suretiyle bu aşamadaki yerleştirmeye esas olacak puan belirlenir.
Adaylardan öğretmen lisesi ve meslek lisesi mezunu olanların sınavsız kayıt hakkı olanlar dışında kendi alanlarındaki programları tercih etmeleri halinde ilgili AOBP'lerinin 0.05 ile çarpımı sonucunda bulunan puan, diğer puanlarına ayrıca eklenir.
Meslek Yüksekokullarının sınavsız geçişten boş kalan kontenjanlarına, açıköğretim programlarına ve meslek liselerinin devamı niteliğindeki lisans programlarına YGS puanları esas alınarak yerleştirme yapılır.
Sınavsız geçiş dışındaki önlisans ve açıköğretim programlarını tercih edebilmek için en az 140 YGS puanı gerekir. YGS puan türlerinden en az birinden 180 puan alan adaylar, LYS sınavlarından istediklerine girme hakkı kazanırlar. Lisans programlarını tercih edebilmek için ilgili puan türünde en az 180 puan almak gerekir.
YGS ile LYS sonucu oluşan her puan türünde Türkiye genelinde ilk bin kişi arasına giren adayların yerleştirme puanı hesaplanırken AOBP'lerinde tercih edeceği bütün programlar için alan içi katsayı değeri (0.15) kullanılır.”

"DANIŞTAY KARARI VE ANAYASAMIZIN 13. MADDESİ ESAS ALINMIŞTIR"

YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, katsayı farkı belirlenirken Danıştay kararında belirtilen “yönlendirme” ve Anayasa'nın 13. maddesinde belirtilen “ölçülülük” ilkelerinin esas alındığını söyledi.
Özcan, YÖK Genel Kurulu toplantısının ardından yaptığı açıklamada, 1998 yılında üniversiteye giriş sisteminde esaslı bir değişikliğe gidildiğini anımsatarak, “1999 yılına kadar ortaöğretim müfredatının tamamına dayalı bilgi ölçmeye yönelik bir sınav sistemi uygulanıyorken, bu değişiklikle sınav sistemi ilköğretimin tamamı ile ortaöğretim kurumlarının birinci sınıflarında okutulan ortak derslerden edinilen bilgiye dayalı bir yetenek sınavına dönüştürülmüştür” dedi.
Ortaöğretimin diğer sınıflarında okutulan derslerdeki başarının ve ortaöğretimdeki alanlardan yükseköğretime yönlendirmenin ise katsayı uygulamasıyla sağlanmaya çalışıldığını anlatan Özcan, “Ancak bu uygulama öğrencilerin yetenek sınavına odaklanmasına yol açmış ve ortaöğretimin diğer sınıflarındaki derslere ilgiyi azaltmıştır. Bu durum da öğrencilerin yükseköğretime daha az donanımla gelmeleri sonucu doğurmuştur” diye konuştu.
Bu olumsuzlukları gidermek amacıyla 2005 yılında yetenek sınavının yanında ortaöğretim müfredatının tüm derslerinde verilen bilgiyi ölçmeyi amaçlayan yeni bir sınav sistemine geçildiğini dile getiren Özcan, 2009 yılında ise bu sistemin daha da geliştirildiğini ve sınavın iki aşamalı hale getirildiğini anlattı.
Bilgi ölçmeyi amaçlayan bu sistemde her bir alana ilişkin soru sayılarının artırıldığını belirten Özcan, farklı puan türleri oluşturularak, öğrencilerin belirli alanlara yönlendirilmelerinin ve daha donanımlı olarak yükseköğretim programlarına yerleştirilmelerinin amaçlandığını kaydetti.
Özcan, 1999-2008 döneminde uygulanan sınav sistemlerinde “adayların ortaöğretimden kazandığı alan bilgileriyle tam örtüşmeyen, aynı puan türü içinde değerlendirilen ama farklı yeterlilikler gerektiren programlara yerleştirme yapıldığını” söyleyerek, “Artık 2010 yılında uygulanacak olan yeni sistem ile her programın gereksinim duyduğu yeterlilikler esas alınmıştır. Böylece yeni yerleştirme sistemiyle öğrenciler doğal olarak, ortaöğretimdeki alan ve kazanımları doğrultusunda yükseköğretim programlarına yerleşme imkanına kavuşmuşlardır” dedi.
Yükseköğretime giriş sınav sisteminde 1999-2009 döneminde ortaya çıkan bu gelişmelerin 1998 yılında alınan kararla oluşturulan katsayı sisteminin 2010 yılı itibarıyla uygulanmasını imkansız hale getirdiğini ifade eden Özcan, YÖK'ün 21 Temmuz 2009 tarihindeki 1266 sayılı kararının bu gerekçeyle alındığını söyledi.
Özcan, Danıştay'ın, söz konusu kararın katsayıya ilişkin düzenlemelerinin yürütmesini durdurduğunu hatırlatarak, Danıştay kararı nedeniyle oluşan hukuki boşluğu gidermek amacıyla yeni bir karar alınması gereğinin ortaya çıktığına dikkati çekti.
Yeni düzenleme yapılırken, yargı kararının gerekçelerinin irdelendiğini belirten Özcan, Anayasa'nın 2, 5, 12, 13 ve 42. maddelerinin, 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu'nun ve 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun ilgili hükümleriyle yükseköğretime giriş sınav sistemindeki gelişmelerin bir bütün halinde ve karşılaştırmalı olarak değerlendirildiğini vurguladı.
Özcan, şöyle devam etti:
“Bu doğrultuda her ne kadar iki aşamalı yeni sınav sisteminde sınav soruları ve puan türleri yoluyla yönlendirme yapılıyor ise de Danıştay kararı uyarınca, bu yönlendirmenin farklı katsayı uygulamasıyla desteklenmesi yoluna gidilmiştir. Katsayı farkı belirlenirken, Danıştay kararında belirtilen 'yönlendirme' ve Anayasamızın 13. maddesinde belirtilen 'ölçülülük' ilkesi esas alınmıştır. Nitekim Anayasa'nın 13. maddesinde ortaya konulan ölçülülük ilkesi esas olarak bireyin temel haklarını devlete karşı korumayı amaçlamaktadır. Bu çerçevede yönlendirme amacıyla getirilen sınırlama, hiçbir zaman bireyin yükseköğretim hakkını ortadan kaldırmamalı. Sadece istediği takdirde beklenebilecek makul seviyede bir gayretle bu sınırlamayı aşabilmesine imkan vermelidir. Tersine bir uygulama hem yönlendirme hem de ölçülülük ilkesinin amaçladığı sınırları aşan, bireyi katlamayacağı bir sorumluluk altına sokarak, Anayasa'nın beşinci maddesinde güvence altına alınan bireyin maddi ve manevi varlığının gelişmesini engelleyecek bir niteliğe dönüşebilecektir. Bu temel ilke ve yaklaşım, farklı katsayıların belirlenmesinde ölçüt olarak alınmıştır.”

En Çok Aranan Haberler