"İstediğimiz tarihi mutlaka alacağız"
BALIKESİR (İHA) - Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) Balıkesir Milletvekili ve AK Parti Merkez Karar Yürütme Kurulu (MKYK) Üyesi A. Edip Uğur, hükümet olarak Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne (AB) tam üyeliği hakkında 6 Ekim 2004 tarihinde istedikleri tarihi mutlaka alacaklarını söyledi.
Krize yol açan Türk Ceza Kanunu (TCK) ile ilgili bir kriz varmış havası oluşturulduğunu belirten Edip Uğur, TCK görüşmelerinde AB yetkililerinin dahi dile getirdiği "zina" maddesiyle alakalı hiçbir maddenin gündeme gelmediğini, ancak, kamuoyuna böyle birşey varmış gibi gösterildiğini bildirdi. Ceza yasasının yaklaşık 17 aydır meclisin gündeminde olduğunu kaydeden Edip Uğur, "Yeni ceza yasasıyla ilgili görüşmelerde zinayla ilgili hiçbir madde gündeme gelmedi, tartışma ve polemik dahi yaşanmadı. Hazırlanan kanunda da zaten böyle bir madde yok. Bununla ilgili ne bir önerge verildi, ne de değişiklik yapıldı" dedi.
Uğur, AB ilişkileriyle ilgili çok önemli bir tarih olan 6 Ekim öncesi meclisten henüz geçmeyen yeni ceza yasasında, TCK'nın yürürlük maddesi ile istinat mahkemeleri yürürlük maddesinin kaldığını, ceza muhakemeleri usülü kanununun alt komisyonda görüşüldüğünü ve ceza infaz kanunu nun da meclise sevk edilmek üzere olduğunu, tüm bunların bir paket şeklinde çıkarılıp, birlikte yürürlüğe girmesi için tasarının geriye geriye çekildiğini söyledi.
AK Parti MKYK Üyesi ve Balıkesir Milletvekili Edip Uğur, "Kriz varmış gibi gösterilnce, borsa indi, çıktı ve sonra normale döndü. Ekonomi sağlam ellerde, eskiden bir kitapçık atılıyordu faizler yüzde 7 bine çıkıyordu. Hemen unuttuk, Sinagog'ta büyük patlamalar oldu, 30-40 kişi öldü. Büyük krizler yaratılmaya çalışıldı. Ama, Türkiye'nin ekonomisini bozamadılar. Hükümetimiz sağlam adımlarla gidiyor, taviz vermeden ekonomik programı uyguluyor. Ben inanıyorum ki AB konusunda da biz başarılı olacağız. O istediğimiz tanihi de alacağız" diye konuştu.
AK Parti iktidarı ile Türkiye'de temiz ve etkili siyasetin başladığını ileri süren Uğur, "Bizim iktidarımız, ideolojik çatışmalardan, kısır çekişmelerden, rant paylaşımından, halkın talep ve beklentilerinden kopuk olarak dar bir çerçevede yapılan siyasetten, verimsiz koalisyon yapılarından uzaklaşarak, halka dönük, çoğulcu, dinamik, temiz ve etkili bir siyasetin yolunu açmıştır" dedi.
