CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, istikrarın bozulması konusunda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a yüklenerek, "Devletin kurumlarına savaş açacaksın sonra da, istikrarı bozma, diye iş adamlarına yalvaracaksın. İstikrarı sen bozdun sen. Parlamentoda üçte iki değil dörtte üç çoğunluk olsa bile uzlaşılması gerekiyor. Sana oy verenin de vermeyenin de cumhurbaşkanını seçeceksin. Kimseye dayatma yapamazsınız" dedi.
TOBB 62'inci Genel Kurul'unda konuşan CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Türkiye'nin yeni bir seçime doğru giderken geride bırakılan dönemi tartmak durumunda olduğunu belirterek, "Bu değerlendirmeyi yaparken temel yanlışlıklara düşülmemeli. Sorunlara çözüm ararken 2002 önce kriz şuydu, şuraya geldik yaklaşımı bugünkü ekonomik sorunların konuşulmasını engelliyor" dedi.
Bunun çok yanlış olduğunu kaydeden Baykal, kriz için tedbirlerin önceki hükümet döneminde alındığını söyledi. Alınan tedbirlerin iktidar gelmeden sonuçlarını vermeye başladığını ifade eden Baykal, iktidar gelmeden Türkiye'nin 2007 yılı sonunda yüzde 7 kalkındığını hatırlattı. "Hükümet devrilen değil kalkınan ekonomiyi devraldı" diyen Baykal, enflasyonun da hükümet gelmeden indirildiğinin altını çizdi. Baykal, bugün ekonomi sorunlarının konuşulması gerektiğini belirterek, bugünün sorunlarının 2002 öncesi korkutması ile tartışma yaratılmaması gerektiğini dile getirdi.
TÜRKİYE OLAĞANÜSTÜ FEDAKARLIK GÖSTERİYOR
80 yıldır bütün iktidarların çalışmasıyla Türkiye'nin bu noktaya geldiğine işaret eden Baykal, "Kimse kimsenin emeğini inkar etmesin. Atatürk, İnönü ile başladı. Bayar, Menderes, Özal, Demirel ile devam etti. Bundan sonra da devam edecektir. Kimse ekonominin nihai sözünü kendisinin söylediği yanlışına girmesin" diye konuştu. Herkesin üstlendiği sorumluluğu yerine getirdiğini söyleyen Baykal, milletin de yapılanları gereken şekilde takdir edeceğini dile getirdi. Türkiye'nin olağanüstü fedakarlık gösterdiğini vurgulayan Baykal, Türkiye'nin her yıl ekonomide dünya rekoru kırarak yüzde 6.5 faiz dışı fazla verdiğine dikkat çekti.
YENİ SIKINTILAR VAR
Baykal, iş dünyasının olağanüstü ağır vergi yükleriyle karşı karşıya kaldığını ifade ederek, şöyle konuştu: "2001 krizi için reçete yazıldı. O reçete 6 yıldır aynen uygulanıyor. Reçetenin uygulama süresi bitti. Şimdi yeni sıkıntılar var. Yeni politikalara ihtiyaç var. 2001 krizi için yazılan reçetenin amacı bütçe açığını indirmek, mali dengeyi kurmak, enflasyonu aşağı indirmekti. Artık sorun farklı. Türkiye'de reel sektör sorunu var. İstikrar sorunu kontrol altına alındı. İstikrarı bozmadan üretim yapan bir sektör haline getiren yeni politikalar yapılmalı."
TÜRKİYE KENDİ AYAKLARI ÜSTÜNDE DURAMIYOR
Dünyada kaynaklarının yatırım yapacak yer aradığının altını çizen Baykal, Türkiye'nin dünya ortalamasının altında büyüdüğünü söyledi. Dünyada gelişen ekonomilere göre Türkiye'nin enflasyonunun ve cari açığının yüksek olduğunu belirten Baykal, gelişen ülkelerin cari açık değil cari fazla verdiğini dile getirdi. Türkiye'nin dünyadaki gelişen ekonomilere göre kendi ayakları üstünde duramadığının kaydeden Baykal, 5 yıl içinde bu politikalarla devam edilmesi halinde sorunların daha da ağırlaşacağını dile getirdi. Baykal, 5 yıl için yeni bir sanayi politikasının ortaya konulması gerektiğine işaret etti.
IMF POLİTİKASININ SÜRESİ BİTTİ
IMF'nin işinin mali istikrar sağlamak olduğunu anımsatan Baykal, IMF'nin işinin Türkiye'yi kalkındırmak olmadığını vurguladı. Kalkındırmanın başbakanın işi olduğunu belirten Baykal, 2002 reçetesinin 2007 krizini doğurduğunu kaydetti.
2002 politikasıyla devam edilmesiyle Türkiye'nin ayağa kalkacağının zannedilmemesi gerektiğini söyleyen Baykal, "Para bolluğu sizi yanıltmasın. Bu ekonominin kalıcı olarak sorunlarını çözdüğü anlamına gelmez. Gelen yabancı sermaye ve özelleştirme gelirleriyle yeni tesisler kuruldu mu? O yok. Bir Hundai gelecekti, onu da kaçırdık. Yatırım ortamını düzeltmek lazım. İstihdam üzerindeki yükler inmeli" diye konuştu. Baykal, Türkiye'de işsizlik olmasına rağmen kelle vergisi gibi çalışanlar üzerinden vergi alındığını ifade etti.
Türkiye'de işsizlik olmasına rağmen nitelikli eleman açığı olduğunun altını çizen Baykal, yeni eğitim politikalarına ihtiyaç olduğunu söyledi.
BAŞBAKAN REJİM TARTIŞMASI TELAŞI İÇİNDE
Başbakan Erdoğan'ın Türkiye'de siyaset ve rejim tartışması telaşı ve heyecanı içinde olduğunu kaydeden Baykal, bu heyecanın ve telaşın altında ne yattığını sordu. Başbakanın demokrasi krizi varmış gibi heyecan içinde olduğunun altını çizen Baykal, konuşmasına şöyle devam etti:
"Başbakan sıra dışı bir gerginlik, bir telaş ve kaygı içinde konuşuyor. Demokrasi kimsenin babasının malı değildir. Demokrasi bu milletin yılladır elinde olan kimsenin vazgeçemediği temeldir. Kimse milli irade hamaseti yapmaya kalkmasın. Demokrasi tartışmasını 1950'lerde çözdük. Arada kesintiler oldu hemen ardından demokrasi mücadelesi yürütüldü. Hepimiz Türkiye'nin demokratik rejiminde sandığa dayalı çizgide yürümesinin mücadelesini 12 Eylül'de verdik. Bir daha da böyle bir mücadele vermek istemiyoruz."
HEM DEVLETE SAVAŞ AÇ, HEM İSTİKRAR İÇİN YALVAR
Siyasi dengenin bir ayağında cumhuriyetin diğer ayağında ise demokrasinin olduğunu belirten Baykal, Cumhuriyeti ve demokrasiyi de milletin gerçekleştirdiğini söyledi. Baykal, "Cumhuriyet demokrasiyi engellememeli. Demokrasi Cumhuriyeti tahrip etmemeli. Birlikte el ele birlikte yürümeliler. Buna özen göstermek ülkeyi yönetenlerin görevidir" dedi.
Bunları Erdoğan'a 2002 seçimleri sonrasında anlattığını açıklayan Baykal, Erdoğan'a milletin rotasıyla, tarihi çizgisiyle oynanmaması konusunda tavsiye verdiklerini dile getirdi. Erdoğan'ı rejim sorunlarını gündeme getirilmemesi gerektiği konusunda uyardığını kaydeden Baykal, 3.5 yıl sonra bu sorunların çıkacağını söylediğini ve maalesef çıktığını ifade etti.
Baykal, "Devletin kurumlarına savaş açacaksın sonra da istikrarı bozma diye iş adamlarına yalvaracaksın. İstikrarı sen bozdun sen. Parlamentoda üçte iki değil dörtte üç çoğunluk olsa bile uzlaşılması gerekiyor. Sana oy verenin de vermeyenin de cumhurbaşkanını seçeceksin. Kimseye dayatma yapamazsınız" dedi.
BAŞBAKAN CUMHURBAŞKANLIĞI SÜRECİNİ İYİ YÖNETEMEDİ
Türkiye'nin siyasi kriz girmesinden Cumhurbaşkanlığı sürecini iyi yönetemeyen başbakanı sorumlu tutan Baykal, sürecin iyi yönetilmesiyle cumhurbaşkanı sorunun olmayacağını söyledi. Baykal, hiçbir sıkıntının Başbakan ve arkadaşının cumhurbaşkanı olması sıkıntısından daha önemsiz olmadığına işaret ederek, "Bizim maruz kaldığımız tehdidin terör olduğunu ABD bile kabul ediyor. Ama Kuzey Irak terör örgütü olarak kabul etmiyor. Siyasi sorun diyor. Siyasi kuvvetler istesin diye açıklama yapmaya hakkı var mı?" diye konuştu.
ANKA