Demirtaş, İstanbul'daki Gezi Parkı eylemlerine karşı Ak Parti'nin miting yapması ile tartışmaları kastedederek, "İsyan eden bir halka mitingle cevap vermek doğru değil"dedi.
**"GÜN GELECEK ÇOCUKLARIMIZ KÜRTÇE VE ZAZACA EĞİTİM ALACAK"**
BDP Diyarbakır Milletvekili Nursel Aydoğan, sanatçı Ferhat Tunç ve parti yetkilileri ile birlikte bugün öğlen saatlerinde Elazığ'ın Kovancılar İlçesi'ne giden BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, yaklaşık 700 kişi tarafından karşılandı. Gösterilen yoğun ilgi nedeniyle Demirtaş ve beraberindekiler ilçe kongresinin yapılacağı Düğün salonu'na güçlükle girebildi. Kongrede konuşan BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Kürt varlığının artık mecburen kabul edildiğini, ancak haklarının yok sayıldığını ifade ederek, "Eskiden Kürt yoktu ama şimdi mecburen var diyorlar. Anadilinde eğitim yapamaz deniyor. Çocuğunu okula gönderdiğinde mecburen eğitimini Türkçe yapacak. 'İbadetini bile Türkçe yapacak. Ankara'dan imam göndereceğim onun gereğini yapar' diyor. Hastane, Belediye, vergi dairesinde Kürtçe konuşulamaz, Kürt kimliğiyle kendini yönetemez. 'Ben kaymakam, Vali gönderirim' diyor. 'Belediye başkanı seçse bile Valiye, kaymakama tabi olacak' diyor. Şimdi bunların hepsi aşılacak. 15 yıl sonra bunlara yine güleceğiz. Ama bugüne kadar nasıl mücadele ettiysek, yine öyle mücadele edeceğiz. Gün gelecek çocuklarımız Kürtçe ve Zazaca eğitimini alacak. Yeter ki birlik olalım, beraberlik içinde olalım. Hiçbir devlet, hiçbir hükümet, hiçbir ordu bunu engelleyemez, bundan vazgeçemeyiz"dedi. Şeyh Sait isyanına da değinen BDP lideri Demirtaş, o dönemde insanların Şeyh Said'i yanlız bıraktığı için ayaklanmanın başarıya ulaşmadığını belirterek, şöyle konuştu:
**"ŞEYH SAİD'İ YALNIZ BIRAKTILAR, AMA BİZ ÖCALAN'I YANLIZ BIRAKMAYACAĞIZ"**
"Şeyh Said'i yalnız bırakmasaydılar, bugün özgür olacaktık. Ama, biz Abdullah Öcalan'ı yalnız bırakmayacağız, bunu da herkes böyle bilsin. Sanıyorlar ki, '14 metrekare çukura koyduk onu yalnız bırakacaklar.' Yok öyle, omuz-omuza bir halk bilinciyle talebimizi dünyaya haykırıyoruz. Çözüm ve barış döneminde hükümetin bütün bunları duyması lazım, bütün bu halkın taleplerini görmesi lazım. Ana dilde eğitim, halkın kendi kendini yönetmesi, kimliğinin tanınması, bunların çözülmesi lazım ve çözülmesi için demokratik siyasetin önünün çılması lazım. Binlerce partilimiz içerdeyken, nasıl siyaset yapacağız?. İnsanlar konuşmaya korkarken, evlerinde akıllarından geçirmeye bile korkarken, nasıl siyaset yapacağız? Çok şükür biz korkmuyoruz ama korkanlar var. 35 milletvekilimizle ilgili 10 bin yıl hapis cezası istiyorlar. İşte bunu yapan savcılar, niye her konuşmamıza dava açıyorlar? Korksun, bir daha konuşmasın diye dava açıyor. Savcılara buradan söylüyorum; açtığınız her dava sonrasında içimden 2 def a konuşmak geliyor. Her gün 1 defa konuşacaksam, 2 kez konuşuyorum. Meclise gidiyorum fezleke göndermişlerse mikrofonu alıyorum o gün mutlaka 2 kez konuşuyorum. Çünkü korkunun ecele faydası yok."
**"İSYAN EDEN HALKA KARŞI MİTİNG İLE CEVAP VERMEK DOĞRU DEĞİL"**
Muhafazakar kesimlerin, "Yıllardır Kemalistler, size baskı yaptı"dediğini söyleyen BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, "Kemalistler'in size yaptığını, siz şimdi Kürtler'e yapıyorsunuz. Yav bu nasıl anlayıştır? Bunun değişmesi lazım, bu değişmezse kardeşçe, barış içerisinde, bir arada yaşamak çok zor. Kürd'e, Alevi'ye 100 yıldır yaptılar, engelleyebildiniz mi? Hayır. Kemalistler 80 yıldır size yaptı, engelleyebildi mi? Hayır. Hükümetin önümüzdeki 20 gün veya bir ay içinde adım atması lazım. Reform paketlerini meclise getirmesi lazım. Sokakta isyan eden halka karşı mitingle cevap vermek doğru değil, Anayasal çözüm paketlerle cevap vermek lazım"diye konuştu.
**"BU ÖZEL MAHKEMELER BİR GÜN SENİ DE HUKUK DIŞI YARGILAYABİLİR"**
Fırat Üniversitesi'nde okuyan öğrencilerin her yürüyüşü ve basın açıklamasına dava açıldığını burada okuyan öğrencilere onlarca hapis cezası verildiğine dikkat çeken BDP lideri Demirtaş, "Öğrenciler, her yürüyüş yaptığında, her basın açıklaması yaptığında, özel yetkili mahkemelerin zulmü altında. Her 'Kürdüm' diyen öğrenci ceza alıyor. 10 ila 20 yıl arasında ceza alıyor. Böyle adalet olur mu? Batsın sizin böyle adaletiniz de, mahkemeniz de. Onlara yargıç, hakim denilebilir mi? İstiklal Mahkemeleri neyse bunlar da aynıdır. Şeyh Said'i idam eden cellat neyse, bu mahkemeler de aynıdır. Bu mahkemeleri AKP'nin kaldırması lazım. Şu an mahkemelerin elinde ipi var, yarın öbür gün belli olmaz. Başbakana açık söylüyorum, iktidar Tayyip değildir ha. Sınırsız olan Allah'tan başka yok. Yarın senin iktidarın başbakanlığın biter sonsuz değil. Yarın özel yetkili mahkemeler seni yargılayabilir, yapabilir şakası yok bu işin. Bu özel yetkili mahkemeler seni öyle zalimliklerle yargılar ki, öyle hukuk dışı yargılar ki, o zaman dersin ki, 'ben başbakanken keşke bunları kaldırsaydım.' Son pişmanlık fayda etmeyecektir. Sen şimdi mutlusun bahtiyarsın ama gün gelir, bu devran döner, çark döner" şeklinde konuştu.