HABER

İTO, ithalatçı birliklerine karşı

İSTANBUL (İHA) - İstanbul Ticaret Odası (İTO) Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Yıldırım, ithalatçı birliklerinin yeni ikbal koltukları oluşturacağını söyledi.

İTO Yönetim Kurulu Başkanı Yıldırım yaptığı yazılı açıklamada, ithalatçı birliklerine karşı olduklarını bildirdi. Yıldırım, ithalatçı birliklerinin kurulması ve üyelik zorunluluğunun "Durduk yerde devlet zoru ile, ithalat lobileri oluşturulup orta ve uzun vadede ithalatın önünün tamamen açılması" sonucunu oluşturacağına dikkat çekti.

2002 yılında yayımlanan bir kararname ile kurulması gündeme gelen ithalatçı birliklerinin, üyelik zorunluluğu ile ilgili maddesinin 5 Temmuz 2004 tarihinde yürürlüğe gireceğini ve bu tarihten sonra birliğe üye olmayan ithalatçıların işlerini yapamaz hale geleceğini hatırlattı. Mehmet Yıldırım, "Hiç kimsenin İthalatçı Birlikleri'ne ihtiyaç olduğu şeklinde talebi yoktu. Ancak, anlaşılan o ki, bazı çevreler, kendilerine yeni ikbal koltukları yaratmak istiyor. Ama, bu koltuklar, o dar çevrelerin dışında hiçbir kimseye, ülkenin hiçbir menfaatine hizmet etmeyecek, aksine, ithalat lobilerinin oluşması sonucunda, herkesin şikayetçi olduğu ithalattaki büyümeye yeni boyutlar getirecektir" dedi.

İTO Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Yıldırım, ithalatçı birlikleri kurulması ile ilgili kararın, ülke ekonomisine ne denli zararlar vereceğini bir çok kereler bakanlık ve müsteşarlığa bildirmelerine rağmen yanlıştan dönülmemiş olmasının, kendilerini bu konuda menfaatleri olan çevrelerin etkinliklerinin daha ağır bastığı şeklinde düşünmeye zorladığını ifade etti. Yıldırım, "Öncelikli hedefi, üyelerinin menfaatini değil, kamu menfaatini gözetmek olan İstanbul Ticaret Odası, 2002 yılında çıkan kararın ardından, objektif değerlendirmeleri ile bu hususun yanlışlığını ilgililere anlatmış, o dönemde kararın ertelenmesini sağlamışken, ne yazık ki, 8 Nisan 2004 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan ve 7 sektörde İthalatçı Birliği kurulması ile ilgili karara engel olamamıştır. Üstelik, kararın üyelik zorunluluğu ile ilgili maddesinin 5 Temmuz 2004 tarihinden yürürlüğe girecek olması da önlenememiştir. Biz İTO olarak üstümüze düşen uyarı ve müşavirlik görevini yaptık. Ancak, bir kez daha, yol yakınken, hükümeti bu yanlıştan dönmeye çağırıyoruz" dedi.

İthalatçı birliklerinde zorunlu üyelik yoluyla alınacak harçlardan oluşacak büyük finans kaynağının nerede ve nasıl kullanılacağının bilinemediğini belirten Yıldırım, "Söz konusu kaynağın, ithalatın artması için kullanılamayacağı dikkate alındığında, bütçe ve harcamaların İhracatçı Birliklerinde olduğu gibi tartışma yaratması nasıl önlenecektir.Bu sorunun cevabını tüm iş dünyası şimdiden merak etmektedir" dedi.

Yıldırım, ithalatın, ülke gerçekleri ve uluslararası ticaret anlaşmalarına uygun şekilde disipline edilmesi gereğini, belki de en fazla İTO'nun gündeme getirdiğini ancak bunun doğru yolunun, ithalatçı birlikleri oluşturmakla değil, gümrükleri çağdaş altyapı ile donatarak ve iç piyasada denetim mekanizmalarını etkinleştirerek, kalite ve standart kontrolünü hakkıyla yapmaktan geçtiğini de açıklamasında kaydetti.

Yıldırım açıklamasının sonunda ithalatçı birliklerine neden karşı olduklarını şöyle özetledi:

"Karar, devlet eliyle ithalat lobisi oluşturacaktır.Bu lobi, birliklerin kuruluş amacı olarak gösterilen, ithalatın disipline edilmesine değil, aksine daha da geliştirilmesine yol açacaktır. Karar, yeni makamlar ve finans kaynakları yaratarak siyasetçilerin, bürokratların ve sözde işadamlarının el kesesinden hovardaca harcama ve yurtdışı seyahatler yapmasına neden olacaktır. İthal mal bolluğu nedeniyle zaten zor durumda olan Türk sanayicisi ve üreticisi, güçlü bir baskı grubuyla ithalat kapılarının daha da genişleyerek, sonuna kadar açılmasıyla kapılarına kilit vurmak zorunda kalacaktır. Bu karar, devletin zorlaması ile, dış ticarette çok başlılığı getirecek, her kafadan ayrı ses çıkması, sonuçta ülkeye zarar verecektir. İstihdamın en önemli aktörleri olan imalatçı- ihracatçılar ve özellikle KOBİ'ler büyük zarar görecektir."

En Çok Aranan Haberler