HABER

İTO, sabit sermaye yatırımlarına dikkat çekti

İSTANBUL (İHA) - İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Murat Yalçıntaş, ekonomik büyümenin sürdürülebilir kılınabilmesi ve istihdam imkanlarının genişletilmesi açısından, sabit sermaye yatırımlarının devamlılığının büyük önem arz ettiğini söyledi.

İTO Başkanı Yalçıntaş, bu yılki basınla buluşma toplantılarının ilkinde hükümete ve iş alemine yönelik önerilerde bulundu. Konuşmasına ülkede uygulanan teşvik politikasıyla ilgili açıklamalarla başlayan Yalçıntaş, bu çerçevede Türkiye'de uygulanan teşvik politikalarının çoğunlukla bölgesel kalkınma hedefine yönelik olduğunu belirtirken, "Türkiye gibi bölgesel gelişme farklılıkları yüksek düzeyde olan ülkeler açısından söz konusu tercih anlaşılabilir bir politikadır. Ancak, sektörel teşviklerin de gündeme alınması ve geliştirilmesi gerekmektedir" dedi. Türkiye'nin uluslararası alanda söz sahibi olabilmesi için sektörlere yönelik teşvik uygulaması yapması gerektiğini dile getiren Yalçıntaş, bu sektörleri tarım, hayvanclıık ve balıkçılık, turizm, otomotiv, tekstil ve bilişim olarak sıraladı ve Türkiye'yi ileri taşıyacak söz konusu sektörlerin uluslararası ve Avrupa Birliği standartlarına göre dizayn edilmesini belirtti.

DÜNYA STANDARTLARINDA ÜRETİM

Yalçıntaş, "AB ile uyum süreci dikkate alınarak tarımsal teşviklerde AB'ndeki uygulamalara yaklaşılması gözetilmelidir. Tarımın, özellikle hayvancılığın teşviki bölgesel geri kalmışlığın önlenmesi bakımında önemlidir. Özellikle organik tarıma yönelik yatırımların teşvik edilmesi önemlidir. Üretimin her aşamasının kayıtlı olduğu, sertifikalı tarımsal üretim, Türkiye'nin tarım ihracat gelirinde önemli artışlara neden olacaktır. Türkiye'nin tarımsal üretimde, uluslararası araştırma fonlarından da yararlanarak Agropark'lara ağırlık vermesi, tarımsal üretimden elde edilecek katma değeri katlayacaktır" dedi.
Üretimin Avrupa ve dünya pazarlarına yönelik markalı ve katma değerli, istihdamı teşvik edici bir anlayışla yapmanın ekonomiye büyük bir dinamizm kazandıracağına değinen Yalçıntaş, teknolojinin hızla geliştiği günümüzde bilişim sektörünün diğer sektörlere göre daha az yatırım ve maliyete yolaçtığı için söz konusu sektörün de desteklenmesi gerekliliğini öne çıkardı.

YABANCI SERMAYE

Türkiye'nin cumhuriyet tarihi boyunca 2005 yılında rekorlara imza attığını ve bu yılın ilk 9 ayında ülkeye gelen doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının geçen yıla göre yüzde 94 artışla 4.6 milyar dolara yükselmesinin bunun bir göstergesi olduğunu belirten Murat Yalçıntaş, "Yabancı sermaye, ülke ekonomisine sağladığı 'know-how' ve istihdama yaptığı katkı ve uluslararası pazarlara yönelik olarak sağladığı rekabet gücü açılarından oldukça dikkat çekidir. Bunun için Türkiye'nin dünyada yabancı sermaye çekmeye çalışan tüm ülkelerin önüne geçmesini sağlayacak yeni açılımları yakalaması gerekmektedir."
Türkiye Asya, Afrika ve Avrupa kıtalarının tam ortasında bulunmasına bağlı olarak gelişekte olan ve az gelişmiş tüm bölgelere en kolay ulaşıbilecek bir coğrafi konuma sahip olduğundan yabancı sermaye açısından büyük bir şansa sahip olduğunu kaydeden Murat Yalçıntaş, "Yabancı sermaye girdişinin desteklenmesi sürdürülmelidir. Kurumlar Vergisi'ne yönelik son açıklanan vergi indiriminin Türkiye ekonomisine yabancı sermaye konusunda güçlü bir avantaj sağlayacağı açıktır. Ayrıca yabancı sermaye kavramının negatif bir çağrışım yerine, pozitif bir çağrışım sağlaması açısından gerekli çalışmalar da yürütülmelidir" diye konuştu.

"VERGİLER HALA YÜKSEK"

Gelir Vergisi oranlarının düşürülmesinin olumlu bir gelişme olduğunu, 1 Ocak 2006'dan itibaren yürürlüğe irmeis beklenen yeni Gelir Vergisi uygulamasına göre Gelir Vergisi'nde en düşük oranın yüzde 15 en yüksek oranın ise yüzde 35 olmasının öngürüldüğünü ifade eden İTO Başkanı Yalçıntaş, "Türkiye'de reel faizlerin uluslararası mukayesede hala oldukça yüksek olması ve TL'nin döviz karşısında reel olarak değer kazanması ve vergilerin AB ülkelerine göre yüksek seviyede seyretmesi firmalarımızı artan ölçüde dış rekabet baskısı altında bırakmıştır. Enflasyon seviyesinin tek haneli rakamlara ulaşması, küresel firmaların Çin gibi düşük fiyatlarla üretim yapan gelişemkte olan ülke mallarının ve kayıt dışı ekonominin fiyat rekabeti, kayıt altındaki firmalar açısından ciddi bir fiyat rekabeti baskısı oluşturarak karlılığın düşmesine yol açmaktadır. Bu şartlar altında mevcut vergi yükünün kayıt altındaki firmalarımız üzerinde hissedilen ağırlığı artmıştır" dedi ve rekabet için mutlaka girdi maliyetlerin aşağılara çekilmesi ve özellikle SSK'ya ödenen prim yükünün yüzde 33.5'ten yüzde 20 seviyesine çekilmesi gerektiğini ifade etti.
Yalçıntaş, söz konusu durumun ihracatçıyı da derinden etkilediğini, dış ticaretin artması için hükümetin bu doğrultuda ihracatçının önünü açacak uygulamaları devreye sokmasını istedi ve uygulanan istikrar politikalarının hız kesmeden sürdürülmesi gerektiğini, kur konusunda Merkez Bankası müdahalelerini de doğru bulmadığını söyledi. Yalçıntaş hükümetin gelir arttırıcı hususlara da önem vermesini özellikle 2B konusunda evvelce hazırlanmış olan tasarı, ilgili tarafların işbirliği ve uzlaşısı içinde yeniden alınmasının doğru olacağını bildirdi.

ÖZEL SEKTÖRE ÖNERİLER

Konuşmasında özel sektöre de önerilerde bulunan Yalçıntaş, herşeyden önce uzun yıllar sonra sağlanan istikrar ortamına zihin olarak kendini hazırlamalı ve tek tek ağaçları görme yerine ormanın bütününü görme yeteneğini kazanabilmelidir. 'Acaba dördüncü yılda bu büyüme tersine döner mi', şeklindeki zihin bulanıklığından kendisini kurtararak üretime ve pazarlamaya odaklanması gerektiğini belirtti.

Rekabetin iyice kızıştığı uluslararası ticarette varolabilmek ve tutunabilmek için firmaların mutlaka üretimde kalitenin yanı sıra markalaşmaya ve modaya önem vermelerini öneren İTO Başkanı Murat Yalçıntaş, "İşletmelerimiz markalı, yüksek teknolojili ürünler üretmeli. Bu Ar-Ge ile olur. Küresel rekabette varolabilmenin yolu yeni teknolojik gelişmeleri üretime yansıtmaktan geçmekterdir" dedi.

Murat Yalçıntaş, artık ticarette dünya ile birlikte ilginç bir döneme girildiğini, dünya ticaretinin önemli aktörü olan bir ülke her sektörde söz sahibi olma yerine kendine öne çıkartan sektörlerde birinci olmayı hedeflemesi ki bunlar da Türkiye'de tarım - hayvancılık, otomotiv, turizm, tekstil ve bilişim olarak görüldüğünü dile getirdi. İş dünyasının küçük olsun benim olsun anlayışını terk etmesini isteyen Yalçıntaş, "Ortaklıklara önem vermeliyiz. Diğer taraftan eğitimli işgücü oluşturmalıyız. Ar-Ge'yi ön planda tutmalıyız ve kesinlikle kayıt dışına meyletmemeliyiz ve en önemli olarak sosyal sorumluluk çerçevesinde iş adamlarımız istihdama katkıda bulunmak için bütün imkanlarını seferber etmelidir" diye konuştu.

"KONSENSÜS İÇERİSİNDEYİZ"

Konuşmasının sonunda gazetecilerin sorularını da cevaplayan Murat Yalçıntaş, Türkiye'de uygulanacak politikaların mutlaka bir konsensus içinde oluşturulması gereğini dile getirdi. İTO'nun bu konuda çalışmalarını her zaman sürdürdüğünü hükümete sunulacak önerileri önceden STK'lar da dahil olmak üzere görüşbirliği içinde hazırladıklarını kaydetti. En son teşvik konusunda hazırlanan raporu Başbakan'a ilettiklerini, şu anda geniş katılımlı bir ortak yürütme kuruluyla teşvik konusunda çalışma yaptıklarını ve yaklaşık 1 ay sonra bu konudaki görüşün bir master planı çerçevesinde ortaya çıkacağını, ayrıca yeni vergi sistemi konusunda da Vergi Konseyi şeklinde hükümetle çalışma içerisinde bulunduklarını söyledi. Yalçıntaş İTO olarak turizm sektörü konusunda da aynı uygulama içerisinde olduklarını kaydetti.
Yatırım indirimi konusunda da endişelerini dile getiren Yal'teçıntaş, bölgesel asgari ücretin yerinde düşünülmesi ve başka enstrumanların devreye alınmasını istediklerini, bu konuda ne evet, ne de hayır durumunda olduklarını sözlerine ekledi.

Meslek okullarının önünün açılmasını her zaman talep ettiklerini, ancak üniversite eğitiminin de tek başına yeterli olmadığını ifade eden Murat Yalçıntaş, "Üniversite eğitimi, işle ve tatbikatla desteklenmeli. Ayrıca Türkiye'de mesleki eğitimin siyasi olarak değil, ekonomi düşünülmesi gerekiyor" dedi. Yalçıntaş, Petrolfisi'nin sponsorluğu konusunda sevindiğini, kuş gribi konusunda da hükümet, basın, halk, işadamı herkesin çok hassas davranması gerektiğini söyledi. Diğer taraftan Çin ile ilgili yaptığı yorumda da Çin'in uluslararası rekabet şartlarına uyduğu sürece sıkıntının olmayacağını hatırlatan Yalçıntaş, rekabetin kalite, teknoloji, marka, moda ve başarılı olacak katma değeri yüksek sektörlere eğilmekle oluşturulacağını dile getirdi.

En Çok Aranan Haberler