İstanbul Teknik Üniversitesi'nin 248. yıl birincisi, İşletme Mühendisliği bölümü mezunu Hüseyin Umutcan Ay'ın sözleri gündem oldu.
Mezuniyet törenindeki konuşmasına "Toy olmam, bu 5 senede hiçbir şey öğrenmediğim anlamına gelmiyor" diyerek başlayan Ay, asgari ücretle geçinemeyenlerden kadına yönelik şiddet ve cinayete, gençlerin gelecek kaygısından akranı mühendis ve mimarların asgari ücrete mahkum edilmesine kadar birçok konuya değindi.
İTÜ Ayazağa Yerleşkesindeki stadyumda düzenlenen törene katılanların dakikalarca ayakta alkışladığı konuşmasında Hüseyin Umutcan Ay, "Bizler ve bizim yetiştireceğimiz çocuklar hegemonların elinde yozlaşmış bu sistemi değiştireceğiz. Değiştirmeliyiz" dedi.
İTÜ birincisi Ay, sosyal medya kullanıcılarının binlerce defa paylaştığı konuşmasında şunları söyledi;
''Sorguladığınız şeyi öğrenmeye başlarsınız, öğrendiğiniz şey sizi bazen uykularınızdan da edebilir. Ben bu bedeli ağır bir şekilde ödedim. Ve şimdi sizlerle bu yükü paylaşmak istiyorum. Son bir yılım Türkiye'deki kadına şiddetin kökenini araştırmak ve buna bir çözüm üretmekle geçti. Ve sevgili arkadaşlarım ben artık haberleri takip edemiyorum. Çünkü sorunu biliyorum. Çözümü biliyor ve bu çözümü uygulayamıyorken; ben o ölen kadınların kanını elimden çıkaramıyorum. Benim bu yolda ödediğim bedel bu oldu. Fakat bu insanlığın ödediği bir bedelle kıyaslanamaz bile.
Peki sadece sorun bu mu? Ülkenin doğusuna bakın, daha çocuk yaşta kız çocuklarının evlendirildiğini görürsünüz. İstanbul'a bakın, asgari ücretle 4 kişilik ailesini geçindiremediği için intihar eden o güzel insanları görürsünüz. Taksim'e bakın, sırf orada hayat ona daha farklı bir seçenek sunmadığı için ara sokakta katledilmiş yatan o güzel insanları görürsünüz. O kadar da uzağa gitmeyin sıra arkadaşlarınıza bakın. Sırf deneyim elde edebilmek için haftanın 5 günü 5 kuruş para almadan şirketler tarafından sömürüldüklerini görürsünüz.
Bir de son olarak potansiyel geleceğinize bakın. Orada sırf iş bulamadığı için asgari ücrete mühendislik ve mimarlık yapan akranlarınızı görürsünüz. Karanlıkta olduğumuzu düşünüyoruz biliyorum. Aynı zamanda korkuyoruz da. Sorunları biliyoruz peki çözüm ne? Kaçmak mı? Belki de birileri bizim için her şeyi çözsün diye arkamıza yaslanıp beklemeliyiz. Ya da başımıza gelmediği sürece sorun yokmuş gibi de davranabiliriz.
Hayır, bunu üzülerek söylüyorum ki; bu yolda birbirimizden başka kimsemiz yok. Çünkü unutmayın ki herkes bir gün ölür. Buna sizler de dahilsiniz saygıdeğer büyüklerim. Ve geriye kalan bizler ve bizim yetiştireceğimiz çocuklar hegomanların elinde yozlaşmış bu sistemi değiştireceğiz. Değiştirmeliyiz...
Bunu insanlık için, insan olarak yapacağız. Çünkü bizler insan olmayanların elinden fazlasıyla çektik.
Yarattığımız bu yeni dünyada onlar sadece yozlaşmış bir düşüncenin son temsilcileri olarak kalacaklar."