Özeren, İTÜ'lü olmak demenin, köklü geleneklere sahip olan bir kültürden gelmek demek olduğunu dile getirerek, "İTÜ ETA Vakfı ile bu büyük eğitim geleneğini, Doğa Koleji'ne taşıyoruz. İTÜ'nün 248 yıllık birikimi, Doğa Koleji'nin en büyük zenginliğine dönüşüyor. Birbirinden değerli İTÜ profesörleri, öğretim üyeleri, birikim ve deneyimlerini, bir sistem dahilinde, öğrencilerimizle paylaşıyor. Yıl boyunca gerçekleştirdiğimiz Akademisyen Buluşmaları başlığıyla online söyleşiler düzenliyoruz. Asırların birikimi, genç zihinlere aktarılıyor. Bu açıdan bakıldığında İTÜ kültürü, bizim en büyük zenginliğimiz ve gücümüzdür." dedi.
Online eğitim sürecini, evde kalmaları, sınırlamaları bir ceza gibi görmektense, fırsata çevirmeyi başardıklarını aktaran Özeren, Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk'un da altını çizdiği gibi eğitimin, bilimsel verilere göre yapıldığını dile getirdi. Birinci önceliklerinin çocukların ve öğretmenlerin sağlığı olduğunu vurgulayan Özeren, sözlerine şöyle devam etti:
"İTÜ ETA Vakfı Doğa Koleji, her bir ferdi dünyanın en değerli varlığı olan, yaklaşık 200 bin kişilik büyük ve güçlü bir aileden oluşuyor. Görevimiz ve en büyük sorumluluğumuz, sağlığı korurken taahhüt ettiğimiz kalitede, nitelikli eğitimi sunmak. İTÜ'nün 248 yıllık bilim kültürü, Doğa Koleji'ni her yönden desteklemiş ve zenginleştirmiştir. '1 yılda 247 yaş büyüdük' sözünü, hissederek ve gururla kullandık. Şimdi ise 248 yaşındayız. Ülke olarak online eğitimde dünya birincisiyiz. Doğa Koleji de bu birinciliğin lokomotifi ve en büyük ivme kaynağıdır."
Özel okulları "eğitimin kaldıracı" olarak tanımlayan Özeren, "Sürdürülebilir gelecek bilinci oluştururken geleneklerini korumak... Bu anlayış, İTÜ ETA Vakfı Doğa Koleji'nin eğitim vizyonu için yol göstericidir. Biz, sektörümüzün öncülerinden biriyiz ve bu sorumluluğu anne-babalara yansıtıyoruz. Devletin, özellikle bu salgın hastalık sürecinde olağanüstü çabası, bilinenlerin kat kat üzerinde desteği var. Bu büyük yapı, kimi alanlarda özel sektör desteğine ihtiyaç duyabiliyor. İşte burada özel okullar devreye giriyor." dedi.
Tüm dünya ile ilk kez deneyimlenen online eğitime, Türkiye'de en hızlı adapte olan eğitim kurumlarının başında gelen İTÜ ETA Vakfı Doğa Koleji'nin "Doğa'm Evimde" ile öğrencilerin akademik süreçlerini eksiksiz sürdürebilecekleri içerikler kadar sosyal yaşamlarını zenginleştirecek içerikler de sunduğunu belirten Özeren, bu güçlü organizasyon yapısını "eğitimin kaldıracı" olarak nitelendirdiklerini aktardı. "Doğa'm Evimde" uzaktan eğitim programını, tüm öğrenci ve velilerin rahatlıkla kullanabildiği e-doğa sistemi üzerinden yürüttüklerini anlatan Özeren, akademik içeriklerin yanı sıra, oyunlardan dijital müzelere, konserlere, yarışmalara, çok çeşitli online içerikler paylaştıklarını, okul öncesinden 12. sınıfa kadar tüm öğrencilere eğitimi sosyal bilinçle buluşturarak sağladıklarını söyledi. Çocuklar evlerinden çıkamaz haldeyken, fizik, kimya, biyoloji laboratuvarlarını, ekranlarına taşıdıklarını, yapay zeka ve arttırılmış gerçeklik, VRLab programında deneylerin yapılabilmesini sağladıklarını, T-mba programının, dev şirketlerin yöneticilerini öğrencilerle buluşturduğunu anlatan Özeren, "Daha üniversiteye başlamamışken, iş dünyası, organizasyon, üretim kavramlarının içini doldurdular. Okuduğu kitabın yazarıyla sohbet ettiler, anne-babalarıyla birlikte satranç turnuvalarına katıldılar. Tümünü, bilimin ışığından yararlanarak, bilimin sunduğu olanaklarla gerçekleştirdiler." dedi.
Burs sisteminin, eğitimin en önemli desteklerinden biri olduğuna değinen Özeren, sözlerine şöyle devam etti:
"Burs sistemi fırsat eşitliği yaratmak adına, bir hayli önemlidir. Burslarla herkese eşit olanaklar sunuluyor, adil uygulamalarla öğrenciye ulaşıyor. İTÜ ETA Vakfı Doğa Koleji olarak burs politikamızı belirlerken, başarıyı ödüllendirmekten çok başarıyı teşvik etmeyi hedefledik. Ayrıca, başta sağlık çalışanları olmak üzere, çeşitli kamu ve özel yapılara sağladığımız indirimler, bu sistemin vaz geçilmez bir parçası haline geldi. Attığımız bu adımların topluma olumlu yansımasını görmek ise bizler için, doğru yolda ilerlediğimizin en kıymetli göstergesi oldu."
Özeren, ayrıca veli memnuniyetini aktaran anketlerin, anne-babaların teşekkürlerinin, kayıt sürecine de yansıdığını sözlerine ekledi.