İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Edirne'de, düzenlenen Trakya bölgesi teşkilat toplantısına katılarak, partililerle buluştu. Akşener, 24 Haziran 2018'de yapılan Cumhurbaşkanlığı Seçimleri öncesinde Abdullah Gül'ün muhafelet tarafından ortak aday gösterileceği iddialarıyla ilgili ilginç bir açıklama yaptı.
2018'de ittifakın ilk kurulduğu seçimleri hatırlatan Akşener, önceki Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün aday gösterilmemesinden de kendisinin suçlu gösterilmesine tepki gösterdi.
Akşener, "2018'de saygı çerçevesinde ittifak olarak bir araya geldik, seçime gittik. O sürede bitmeyen senfoni şeklinde, Sayın Abdullah Gül'ü cumhurbaşkanı adayı yapmadığım için kıyma makinesinden geçirildim. Sayın Kılıçdaroğlu, Sayın Abdullah Gül'ün adaylığını bana söyledi. 15 milletvekili için ricaya gittiğim akşam bana söyledi. Ben de arkadaşlarımızın beni aday ilan ettiğini, dolayısıyla arkadaşlarımın bunu kabul etmeyeceğini söyledim. Sonuç itibariyle Sayın Erdoğan'ın kazanması benden biliniyor. Halen Sayın Gül'ü çok seven gazeteci kılıklı arkadaşlar beni ve partimi biçiyor. Sayın İnce'nin de kazanamamasının suçlusu ben oldum. Her şeyin suçlusu ben oldum" diye konuştu.
Konuşmasının başında Cumhurbaşkanlığı sistemini eleştiren Akşener, "Partili Cumhurbaşkanlığı sistemi Türkiye'yi ittifaklara mecbur bıraktı ve iki kutuplu bir dünya haline getirdi ve o iki kutuplu dünyanın içerisindeki her siyasi görüşten insanlar belki şu salondaki dava arkadaşlarımı, o Cumhur İttifakı'nın içerisindeki seçmenle akrabalığı var, ama bunu dile getirme imkanı ortadan kalktı. Belki Cumhur İttifakı'nı tercih eden seçmenin hem bizim içimizde, hem Millet İttifakı'nın içerisindeki seçmenle o siyasi partilerin insanlarıyla dostluğu arkadaşlığı var ama katiyen siyaseti konuşabilir bir hale gelemedi bu insanlar, bu ittifak sistemi içinde" dedi.
Akşener, iki yıl önce yaptıkları parti ziyaretleri sırasında, Mansur Yavaş veya Ekrem İmamoğlu'ndan birisinin 2023 seçimlerinde Cumhurbaşkanı adayı olması gerektiğini CHP yönetimine ilettiklerini belirterek, "Bu iki isimden birisinin aday olması gerektiğini, aksi takdirde seçmenin taraftar haline döndüğünü söyledim. Bunun da muhalefet seçmenini böldüğünü söyledim. Eğer ikisini birden aday göstermek istemiyorsanız, arkadaşlarımızla konuşun dedim. Her iki arkadaşımızın da popülaritesi bu süreçte yükseldi. Ben bunu bir televizyon kanalında da söyledim. Bunu söylememin nedeni, bu ülkenin bu ucube sistemden kurtulmasıydı. 3 seçimi kazandılar. 2017, 2018 ve 2023. Nasıl diyeceğiz şimdi biz; 'parlamenter sisteme geçelim' diye? Tek adam rejimi hepimizin hatalarıyla 3 dönem kazanmış oldu, onaylandı" ifadesini kullandı.
Millet İttifakı masasından kalktığı 3 Mart akşamını anlatan Akşener, "Meşhur 3 Mart akşamında, ben nasıl bir yöntemle cumhurbaşkanlığı seçilecek diye gittim meğersem isim onaylayacakmışız, ona döndü iş. En son bana söz verildi, herkes Kılıçdaroğlu dedi. Ben de vatandaşın nezdinde bu iki arkadaşımızın bu masadaki herkesten önde olduğunu, her bir siyasi partinin bir anket firması tahsis etmesini, isim söylemesini ve o isimlerle 1 hafta içerisinde sonucun alınmasını ve ona uymamız gerektiğini söyledim. Kabul edilmedi. Sayın Kılıçdaroğlu döndü dedi ki, 'Sayın Akşener uygun görmediğine göre, biz beşimiz de beni uygun gördüğümüze göre, biz imzalayıp çıkalım'. Ben masa falan yıkmadım, o seçim kazanılabilsin diye zehir içtim ve kalktım" ifadelerini kullandı.
Partide GİK'te alınan kararla ittifak yapmamayı tercih ettiklerini belirten Akşener, "Bu ülkede aç uyuyan gençler varsa, çiftçi bugün ürününü tarlada bırakıyorsa, batsın bu dünya. Çocukların yanına anneler bir şey koyamıyorsa hakikaten batsın bu dünya. Dolayısıyla bunu değiştirecek olan biziz. Onun için GİK'imizin de aldığı karar ki ben de aynı fikirdeyim, biz ittifak sisteminden vazgeçtik. Dolayısıyla ittifak sistemini reddediyoruz ve ittifak sistemiyle yol yürümeyeceğiz. Sadece bugün değil, 2028'de de rahmetli Elçibey'in söylediği gibi 'özü başımıza' gireceğiz. Bu, bugün var olan ortak seçilmiş cumhurbaşkanlarımızı kötüleyeceğiz anlamına gelmiyor" dedi.
2018 seçimlerindeki 15 milletvekili konusunda da CHP'ye mesaj veren Akşener, "CHP'nin içişlerine karışmayı kendime hakaret sayarım, dünyanın en ayıp işidir. Bir siyasi partinin içişlerine karışmak dünyanın en ayıp işidir. Böyle bir şeyi ne ben, ne arkadaşlarım yapmaz. Bunu söyleyecek kadar kendinden geçmiş insanlar var, bunun adı zavallılıktır. CHP bünyesinde görev yapan pek çok siyasi arkadaşlarımız televizyonlara çıkıp 15 milletvekili mevzunu söylüyorlar. Biz bunun eğer ödemesi varsa, İstanbul ve Ankara'yı hediye ederek kendilerine ödedik, halen alacaklıyız" diye konuştu.