İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener partisinin grup toplantısında konuştu.
Akşener'in açıklamalarından satırbaşları;
3 Ocak 2021 tarihi itibariyle, partimizin üye sayısı, 512 bin 543 kişi oldu. Yani İYİ Parti, bugün artık, yarım milyon kişilik, kocaman bir aile. Bu vesileyle, yürüdüğümüz bu kutlu yolda, bize güvenen, omuz veren, güç katan, tüm dava arkadaşlarıma teşekkür ediyorum.
Sayın Erdoğan ve ucube sisteminin elinde, milletçe, zorluklarla mücadele ederek geçirdiğimiz, bir yılı daha geride bıraktık. Her yeni yaş, her yeni yıl, yeni bir umuttur.
İnanıyorum ki; yeni yılla birlikte, Türkiye makus talihini yenecek, yeni bir siyasi iklim ve kadrolarla, hak ettiği huzura erecek.
Bu vesileyle, yeni yılınızı bir kez daha kutluyor, sevdiklerinizle birlikte huzurlu, sağlıklı, bol ve helal kazançlı, mutlu bir yıl diliyorum.
Diliyorum dilemesine ama; maalesef yeni yıla, zam kabusuyla girdik. Biliyorsunuz, Ak Parti iktidarı; 20 Aralık akşamı, faizi indiriyorum deyip, aslında faiz artırarak, küçük yatırımcıyı çarpmıştı.
31 Aralık gecesi de elektrikten doğalgaza, akaryakıttan köprülere, vergilerden harçlara, iğneden ipliğe kadar yaptığı zamlarla, asgari ücretlinin aldığı, yüzde 50 zammı da çarptı.
Bununla da kalmadı, zammı gece yarısından sonra geçerli ilan ederek, zamları enflasyondan kaçırıp, milyonlarca memur ve emeklimizin, yeni yıl zammını da çarpmış oldu.
Sayın Erdoğan ve arkadaşlarının, dolandırıcıları bile kıskandıran, yönetim anlayışı sağ olsun; yeni yılın daha ilk saatlerine, rekor seviyede zamlarla girdik.
Doğalgaza, konutta yüzde 25, sanayide yüzde 50 zam geldi. Benzine, 68 kuruş zam yapıldı. Sadece Aralık ayında, LPG fiyatları, yüzde 80 arttı. Elektriğe, yüzde 52 ila yüzde 130 oranında zam geldi. Köprü geçişlerinde, çift yönlü tarifeye geçildi.
Artık takke düştü, kel göründü. Vicdansızca yapılan bu rekor zamlar, iktidarın beceriksizliğinin bir vesikasıdır. Bu iktidarın, bu saatten sonra Türkiye’ye vereceği tek şey; daha çok yoksulluk ve daha çok acıdır. Bu kadar basit.
Sayın Erdoğan, biz üzerimize düşeni yaptık. Bu kürsüden seni, defalarca uyardık. Yanında, iş bilen 3-5 kişi vardı; onların da görevine son verdin. Ekonominin, “E”sinden anlamayan insanları, göreve getirdin.
“Damat kadar başınıza taş düşsün” derken, damadının manevi halefi, Nurettin Nebati gibi bir liyakat abidesini, ekonominin üstüne meteor gibi düşürdün.
Sana kaç kere söyledim… “Önce ekonomiye olan güveni tesis edeceksin, bunun başka yolu yok.” dedim. Peki sen ne yaptın? Aynı hataları inatla tekrarladın. Ekonomiye güven aşılayacağına, herkesi dehşete düşüren adımlar attın.
Hazine’nin başına, bakan diye getirdiğin, “Nebati Kuyruklu Yıldızı” milletimiz çarpıldıkça, utanmadan, “Gözlerindeki ışıltıdan” bahsediyor.
Şimdi ben de sana sormak istiyorum Sayın Erdoğan: Vatandaş çarpıldıkça, senin de gözlerin, ışıl ışıl oluyor mu? Elektrik faturaları yüzde 127 artınca, kara kışta, doğalgaza yaptığın zamdan sonra, senin de gözlerin ışıldıyor mu?
TÜİK’in makyajlı rakamlarında bile gıdadaki fiyat artışı, yüzde 43,8. Ulaşım masrafları, yüzde 53,6 artmış. Ev eşyaları, yüzde 40,9 zamlanmış. Milletimizi enflasyona ezdirirken, senin de gözlerin ışıldıyor mu, Sayın Erdoğan?
Üreticinin enflasyonu, yüzde 79’a dayanmış, henüz ürünlere yansımamış yüzde 43 zam daha var. Esnaflarımız, KOBİ’lerimiz, iflasın eşiğindeyken, senin de gözlerin ışıldıyor mu, Sayın Erdoğan?
Pek de örtülü olmayan faiz artırımından sonra, “Dolar düştü, haydi etiketleri indirin.” diye, kürsülerden esiyordun.
Peki, 31 Aralık gecesi, kendi kendini bir kez daha yalancı çıkartıp, milletin sırtına zamları bindirince, senin de gözlerin ışıldıyor muydu, Sayın Erdoğan?
Bu millet sana, döviz kurlarını arttır diye oy vermedi. Bu millet sana, faizleri yükselt diye oy vermedi. Bu millet sana, hayat şartları iyileşecek, iş imkanları artacak diye oy verdi. Bu millet sana, daha kolay ev sahibi, araba sahibi olmak için oy verdi. Ama sen sözünü tutmadın. Milletimizle yaptığın sözleşmeye ihanet ettin.
Artık yeter. Milletimize daha fazla çile çektirmeye hakkın yok. Lafı uzatmaya, boş gündemlerle tribünlere oynamaya gerek yok. Çünkü, sen istesen de, istemesen de, kızsan da, bozulsan da, millet iradesinden kaçış yok. O sandık elbet bir gün gelecek, ve sen, milletimize, tutmadığın o sözlerin hesabını vereceksin. Bunun artık lamı cimi yok.