HABER

İYİ Parti'den YEP'e eleştiri

İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Durmuş Yılmaz: - "Programda (YEP) krizin varlığı açıkça kabul edilmese de verilen rakamlar ekonomide ciddi bir sorun olduğunu itiraf ediyor"

İYİ Parti Ekonomiden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Durmuş Yılmaz, Yeni Ekonomi Programına (YEP) ilişkin, "Açıklanan programda krizin varlığı açıkça kabul edilmese de verilen rakamlar ekonomide ciddi bir sorun olduğunu itiraf ediyor." dedi.

Yılmaz, Mecliste düzenlediği basın toplantısında, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak tarafından açıklanan YEP ve ekonomik gelişmelere ilişkin eleştirilerde bulundu.

YEP'in Albayrak tarafından kanunda belirtildiği şekilde 7 Eylül yerine 13 gün gecikmeyle açıklandığını, en geç 15 Eylül'de yayımlanması gereken Orta Vadeli Plan'ın ise henüz ortada olmadığını savunan Yılmaz, Albayrak'ın 2013 yılı sonrası ekonomide yaşanan olumsuzluklara ilişkin açıklamalarının gerçeği yansıtmadığını, "Türkiye ekonomisinde yaşanan sıkıntıların dış faktörlerden değil, AKP iktidarının yanlışlarından kaynaklandığını" iddia etti.

YEP'teki ekonomik tahminlere değinen ve dolar kuruna ilişkin bu yıl sonu ve 2019 yılı tahminlerinin gerçekleşmesinin mümkün olmadığını öne süren Yılmaz, "Açıklanan programda krizin varlığı açıkça kabul edilmese de verilen rakamlar ekonomide ciddi bir sorun olduğunu itiraf ediyor." diye konuştu.

Piyasa yapıcıların programdaki kur tahminlerine inanmadıklarını, ekonomideki olumsuzlukların kaynağı ve çözümüne yönelik unsurların programda bulunmadığını da ifade eden Yılmaz, Türkiye'nin "reel sektörün borçluluğuna yönelik bir ekonomik kriz yaşadığını", bu bağlamda bankaların aktif kalitesinin tespitine yönelik bir takım çalışmaların gerçekleştirileceği bilgisinin YEP'te yer aldığını ancak borçlu şirketlerden hangilerinin kurtarılacağı, kaç borçlu şirket bulunduğu konularında açıklık getirilmediğini belirtti.

Söz konusu borç yükünün nasıl paylaşılacağı, dış kaynağın nereden karşılanacağı konularında da belirsizliğin ortadan kaldırılması gerektiğini dile getiren Yılmaz, şunları kaydetti:

"Bu borç krizinin büyük bir maliyeti olacak, bunu kimin üstleneceği belli değil. 15 Ağustos'taki Finansal Yeniden Yapılandırmaya İlişkin BDDK düzenlemesine bakılırsa maliyetin bankalar tarafından karşılanması isteniyor, ihtimal de bunların üzerinde kalması hedefleniyor. Ama biz geçmiş tecrübelerden biliyoruz ki genellikle maliyet devletin sırtında kalır. Halkımız açısından iki risk var, borcu devlete yıkılacak olanlar büyük holdingler ve hükümet yandaşları mı olacak, yoksa borçlarını ödeyemeyen onbinlerce KOBİ'miz ve milyonlarca vatandaşımız da yararlanabilecek mi? Devletin üstleneceği maliyet halkımıza eşit bir şekilde mi dağıtılacak, yoksa yükün büyük kısmı düşük ve orta gelirli vergi mükellefinin sırtına mı yüklenecek? İYİ Parti olarak biz Sayın Erdoğan ve damadının krizin ortaya çıkartacağı ağır faturayı, zenginleştirdikleri yandaşlarına değil halkımıza ödetme yoluna gideceklerini tahmin ediyoruz."

İYİ Parti olarak Türkiye Dayanışma Fonu'nun kurulmasına yönelik kanun teklifi vereceklerini bildiren Yılmaz, ekonomide yaşananların milli bir mesele olduğunu, bunun çözümüne yönelik yol haritasının bütün partilerin ve tarafların katılımıyla oluşturulması gerektiğini belirtti. Yılmaz, "Bu krizle başa çıkmanın en iyi yolu milli mutabakat içerisinde ülkede hukuku yeniden tesis etmek ve ekonomide işi ehline vermektir." şeklinde konuştu.

- "Uyuşturucu satıcıları niye af kapsamına alınıyor?"

Basın mensuplarının sorularını da yanıtlayan Yılmaz, MHP'nin kanun teklifine ilişkin bir soru üzerine, teklifin toplumun sosyal yapısını bozmaması gerektiğini belirterek, "Genelde af yasaları çok uzun vadede topluma çok fazla bir şey kazandırmıyor. Önleyici tedbirler, hapishaneleri boşaltıcı tedbirler almamız lazım." dedi.

Yılmaz, bir basın mensubunun "uyuşturucu satıcılarının af kapsamında olduğu" yönündeki ifadesi üzerine de "Bu uyuşturucu satıcıları vesaire niye af kapsamına alınıyor? Bunların bence burada hiç olmaması lazım. Önce bunları önleyici tedbirlerin alınması lazım. Bu suçu işleyenler de bu cezalarını çekmeliler." değerlendirmesinde bulundu

Durmuş Yılmaz, borçlu şirketlere yönelik bir soruya karşılık, "Zombi şirketler vardır. Bunlar dış borç kullanmış olabilirler, döviz gelirleri yoktur, ne yaparlarsa yapsın borçlarını ödeyemezler. Bugün itibarıyla müflistirler. Müflis olan bir şirketi kamu kaynağıyla yaşatmanın anlamı yoktur. Maalesef Japonya'da, kültür buna izin vermediği için yaşayabileceklerin yanı sıra yaşayamayacak şirketlere de yardımda bulunuldu. 25 yıldır da bu işin içinden çıkamıyorlar." yanıtını verdi.

Başka bir soru üzerine, mevcut durumun devamı halinde döviz kurundaki hareketliliğin yukarı yönlü olacağını savunan Yılmaz, "Şu anda çözüm yollarından bir tanesi de en baştaki siyasetçiden başlayarak aşağı doğru insanların susması." yanıtını verdi.

En Çok Aranan Haberler