İYİ Parti Grup Başkanvekili Lütfü Türkkan, Türkkan, Mecliste düzenlediği basın toplantısında, bugün AK Parti Grup Başkanvekili Mehmet Muş ve beraberindeki heyetle yargı alanında önemli düzenlemeler içeren teklifi görüşmek için bir araya geldiklerini ve karşılıklı istişarelerde bulunduklarını söyledi.
Teklifle ilgili fikirleri alındığı için AK Parti Grubuna teşekkür eden Türkkan, bunun katılımcı demokrasi için önemli bir adım olduğunu belirtti.
Yargı alanında düzenlemeler içeren teklifin birçok kanunda değişiklik öngördüğünü dile getiren Türkkan, öngörülen değişiklikleri anlattı.
Pasaport Kanunu'nda yapılması öngörülen değişiklikte, "terör örgütleri üyeliği veya iltisakı" ifadesine yer verildiğini belirten Türkkan, şöyle devam etti:
"Burada kullanılan iltisak kelimesi ceza hukuku terminolojisi açısından tartışmalıdır ve muğlaklık yaratmaktadır. Hukukta iltisak diye bir kelime geçmiyor. İlk defa 15 Temmuz'dan sonra bu kelime icat edildi. Yeni yapılan kanunlarda da hukukta yer almayan bu ifadeye gönderme yapılarak yeni düzenlemeler getirilmektedir.
Yine aynı değişiklik ile terör örgütü üyeliği veya iltisakı bulunanların soruşturma ve kovuşturma evreleri neticesinde lehine hüküm verilmesi halinde pasaportlarının iadesi için İçişleri Bakanlığınca araştırma yapılması gerekliliği öngörülmüştür. Hukuken suçsuzluğu kesinleşmiş kişiler nezdinde İçişleri Bakanlığınca böyle bir araştırma yapılması hukuka olan güveni sarsacaktır."
Lütfü Türkkan, teklifte en az 15 yıl kıdemi olan avukatlara yeşil pasaport verilmesinin de öngörüldüğünü ifade ederek, "Bunu, teklife hukukçular tarafından gösterilecek tepkiyi baskılamak amacıyla konulmuş madde olarak değerlendiriyorum." dedi.
Avukatlık Kanunu'nda yapılması planlanan değişiklikle hukuk mesleklerine giriş sınavının öngörüldüğünü belirten Türkkan, "Bu sınavı kazanamayan hukuk fakültesi mezunları açısından da bir düzenleme öngörülmesi düşünülüyor mu? Biz kendilerine bunu tebliğ ettik. İleriki aşamada bunların hakim yardımcısı, icra müdürü hatta katip gibi görevlerle görevlendirileceğini ifade ettiler." diye konuştu.
"ASIL SORUN HSK YAPISINDADIR"
Teklifte, Hakim ve Savcılar Kanunu'nda da değişiklikler öngörüldüğünü ifade eden Türkkan, "HSK Kanunu'nda yapılacak değişiklik ile mülakat heyeti 5 üyeden 7 üyeye çıkartılmıştır. Daha geniş bir temsiliyet hedeflendiği ifade edilse de asıl sorun Hakimler ve Savcılar Kurulunun yapısındadır. Adalet reformu dedikleri reformun tamamını değiştirseler, HSK'nin yapısında değişikliğe gidilmediği sürece Türkiye'de yargının bağımsız olduğuna dair bir ifadede bulunmak mümkün değildir." dedi.
Türkkan, Terörle Mücadele Kanunu'nda yapılması öngörülen değişiklikte "haber verme sınırlarını aşmayan ve eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamaları suç oluşturmaz" ifadesinin yer aldığını ancak bu ifadenin hali hazırda Türk Ceza Kanunu'nun 301 ve 218. maddeleri kapsamında zaten bulunduğunu anlattı.
Türkkan, açıklamalarının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
IMF GÖRÜŞMESİ
Uluslararası Para Fonu (IMF) heyetinin CHP ve İYİ Partililer ile görüşmesine ilişkin soru üzerine Türkkan, IMF direktörlerinin Türkiye'ye rapor hazırlamak için geldiklerini ve bu raporu IMF'ye üye olan bütün ülkelerle paylaştıklarını anımsattı. Türkkan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Burada hükümet, siyasi partiler, eski ve yeni bürokratlar, STK'lerle de görüşmeler yapıyorlar. Sayın Durmuş Yılmaz ve Faik Öztrak'ta gizli olan hiçbir şey yapmayıp, rezervasyonu yapılan dışarıda bir otelde bir görüşme yapmışlar. Bu görüşmeler daha önce de yapılıyordu. Hazine ve Maliye Bakanlığı bu görüşmeden neden rahatsız oldu? Durmuş Yılmaz ve Faik Öztrak, IMF'den borç alıp hükümete vermeyecekler. IMF de Durmuş Yılmaz'a borç verip 'al bunu hükümete ver' demeyecek. Eğer bir borç alma meselesi, IMF ile bir standby anlaşması yapma iradesi varsa bu hükümete ait bir iradedir. Türkiye bürosu şefinin de bu görüşmeden önceden haberi olduğunu biliyorum çünkü, organize eden IMF Türkiye Bürosu. Yılmaz ve Öztrak'ın görüşmelerinin bu kadar dillendirilmesini, IMF ile kapalı kapılar ardında yapılan esas anlaşmayı gölgelemek amacıyla yapılan bir feveran olarak değerlendiriyorum."
(DHA /AA)