İYİ Parti Grup Başkanvekili Lütfü Türkkan, "İktidarın, Taliban kontrolündeki Afganistan'dan askerimizi çekmesi geç de olsa çok yerinde bir karardır. Ancak enteresan olan Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarı, bu bataklıkta kalmak için ısrarcı. İktidarın, Kabil Havalimanı takıntısı nereden kaynaklanıyor, neden devam ediyor hala bilebilmiş değiliz." dedi.
Türkkan, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, bugün adli yılın başlangıcı olduğunu belirterek, "Umuyorum bu dönem, ülkemizde hukukçuların tarafsız bir şekilde hiçbir etki altında kalmadan görevlerini yapabileceği bir yıl olur." diye konuştu.
Geçen hafta Türkiye'nin geç kalmış bir kararı uyguladığını ve yerine getirdiğini söyleyen Türkkan, "ABD ile birlikte bütün yabancı güçler Afganistan'dan çekilme sürecini tamamladılar. İktidarın, Taliban kontrolündeki Afganistan'dan askerimizi çekmesi geç de olsa çok yerinde bir karardır. Ancak enteresan olan Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarı, bu bataklıkta kalmak için ısrarcı. İktidarın, Kabil Havalimanı takıntısı nereden kaynaklanıyor, neden devam ediyor hala bilebilmiş değiliz." ifadesini kullandı.
Kabil Havalimanı'nın sadece 1-2 hava yolu şirketinin uçuş yaptığı, özellikle özel jetlerin inip kalktığı bir havalimanı olduğunu dile getiren Türkkan, bu özel jetlerin de uyuşturucu kaçakçılığı yaptığını bütün dünyanın bildiğini belirtti.
Türkkan, sosyal medya düzenlemesine ilişkin tartışmalara değinerek, "Meclis'e gelecek o yeni sosyal medya düzenlemesiyle internet gerçek anlamda daha fazla sansürlenecek, kısıtlanacak. Almanya'da bugüne kadar ne Twitter ne YouTube ne Wikipedia ne Oda TV'yi ne de başka bir haber sitesini kapattılar. Burada ilk işleri yine kendilerine muhalefet yapan herkesi, bütün siteleri kapatmak olacak." değerlendirmesinde bulundu.
Sosyal medyaya yönelik "yalan haber düzenlemesi" getirileceğinin söylendiğini anlatan Türkkan, "Yalan kime göre yalan? Yani sizin söylediklerinizi doğru kabul edeceksiniz, aksine söylenen her şeyi yalan olarak ihbar edeceksiniz. Böyle bir şey olur mu? Getirmek istedikleri bu yeni sosyal medya düzenlemesi, otoriterliği de aşacak totaliter rejime doğru hızlı hızlı koşacak bu ucube sistemin son damlasıdır." dedi.
Seçim barajı tartışmalarını anımsatan Türkkan, iktidarın halkın desteğini kaybettikçe neler yapacağını şaşırmış durumda olduğunu ileri sürdü. Lütfü Türkkan, "Cumhur İttifakı, oylarındaki erimeyi gördükçe siyasete şekil verme ve iktidarda kalmak için çırpınmaya devam ediyor. O yüzden daha fazla vakit kaybetmeden de erken seçime gitmek istiyorlar. Seçim Kanunu'nu 1 Ekim'de Meclis açıldıktan hemen sonra getirmek için de yoğun bir çaba sarf ediyorlar." görüşünü savundu.
Ekim ayında konuya ilişkin yasanın çıkartılmaya çalışılacağını iddia eden Türkkan, "Çıkan yasa, 1 yıl içerisinde uygulanamıyor. Eğer Seçim Kanunu ekim ayında çıkarsa 2022 kasım ayından itibaren yapılacak seçimde bu kanunu uygulayabileceklerini düşünüyorlar. O yüzden bir kez daha tekrar ediyorum; 2022 yılı seçimsiz geçmeyecek. Ne yaparsanız yapın, ister barajı sıfır yapın isterseniz yüzde 10'da tutun ilk seçimde gideceksiniz." diye konuştu.
İYİ Parti Grup Başkanvekili Türkkan, Türkiye ekonomisinin ikinci çeyrekte yıllık bazda yüzde 21,7 oranında büyüdüğünün açıklandığını anımsatarak, "Yüksek oranlı büyümeyle beraber yeterli şartın en önemlisi adil paylaşım. Siz bu büyümeyi adil paylaştırabiliyor musunuz? Hayır, paylaştıramıyorsunuz. İnsanların sıkıntılı olduğu bir dönemde siz büyümekten nasıl bahsedebilirsiniz?" sorusunu yöneltti.
TÜİK rakamlarına göre sanayi üretiminin de yüzde 40 arttığını belirten Türkkan, "Sanayi üretiminin yüzde 40 büyüdüğü yerde işsizliğin azalması lazım. İşsizlik de aynı oranda büyümez. Bu tenakuzun bilimsel bir açıklaması yok. Bir açıklaması var; yalan söylüyorsunuz." ifadesini kullandı.
Türkkan, basın mensuplarının seçim barajı konusunda İYİ Parti'nin tutumunu sorması üzerine şu yanıtı verdi:
"Bu baraj meselesini Türkiye'nin ihtiyacı olduğu şekliyle düzenlemiyorlar. Türkiye'nin böyle bir ihtiyacı var. Parlamentoda daha fazla partinin, daha fazla görüşün temsil edilmesine yönelik bir çalışmaysa eğer, biz bunu alkışlarız. Ama buradaki maksat ne biliyor musunuz? Bu seçim barajıyla beraber bir de ittifak barajı getirecekler. Bütün amaç şu: O ittifak barajıyla beraber çok az oy alan partilerin ittifaka girmesinin önüne geçmek. Onların oylarının da kendilerini büyük gördükleri için kendilerine gideceğini tahmin ediyorlar. Bütün kurgu bunun üzerine. Kurgunun böyle yapıldığı bir yerde barajdan bahsetmek, barajın indirimiyle ilgili tartışmalara girmek bana göre bunların değirmenine su taşır. Çünkü bunlar samimi, Türkiye'nin ihtiyacı olan demokrasinin kalitesine katkı vermek için yapılmış çalışmalar değil. Sadece ve sadece tek adam rejiminin ömrünü uzatabilecek çalışmalar." (AA)