İSTANBUL (İHA) - İstanbul Sanayi Odası (İSO) Meclis Başkanı Hüsamettin Kavi, Türkiye'deki olumlu gelişmelerin ekonomik hayatın tüm alanlarına henüz yansımadığını söyledi. Türk ekonomisinin hala çeşitli risklerin tehdidi altında bulunduğuna dikkat çeken Kavi, dikkatli olunması gerektiği uyarısı yaptı . İSO Başkanı Kavi, Ekonomik Denge Dergisi'ne bu konuda yaptığı açıklamada, "Türkiye hala çeşitli risklerle karşı karşıyadır. Ve dikkatli olunması gereken bir dönemdedir. Bu iyileşmenin kalıcı kılınmasında siyasetçi ve bürokratlara büyük görev düşmektedir. Unutulmamalı ki 2002 yılı için öngörülen yüzde 3.0 büyüme 2001 yılında yüzde 9.4 oranında küçülen Gayri Safi Milli Hasıla'ya (GSMH) göre beklenen artıştır. Ekonomide 2001 yılında kaydedilen yüzde 9.4'lük GSMH'yı telafi edebilmek için en az yüzde 10.6'lık bir artışa gerek vardır. Bunu telafi etmek için de 3 yıla ihtiyaç olabilir" dedi.
"EKONOMİDE OLUMLU GELİŞME"
Son aylardaki ekonomik göstergelerde 'iyiye gitme' belirtilerine rastlandığını bildiren Kavi, şöyle konuştu: "Yılın 3. ayı ile birlikte üretim, kapasite, ihracat ve ithalat verilerinde olumlu sonuçlar elde edilmiştir. Mart 2002'ye ait üretim rakamlarındaki yüksek artışa, geçen yıl mart ayında uzun bir tatil olması nedeniyle kuşkuyla yaklaşmıştık. Sanayi üretimindeki artışın Nisan 2002'de de devam etmesi bir canlanma olduğunun belirtisi. En azından küçülme süreci sona ermiştir. Ancak, 'krizden çıktık' diyebilmek için önümüzdeki ayların sonuçlarını görmemiz gerekiyor. Zira, bu olumlu gelişmeler ekonomik alanların tüm alanlarına henüz yansımamıştır."
"EN AKILCI POLİTİKA" Sürdürülebilir büyümenin yakalanması ve ekonominin kilitlenmemesi için önceliğin üretime verilmesi olduğunu hatırlatan Kavi, "Bir aksaklık olmadığı taktirde, programda öngörülen yüzde 3.0 artışın yakalanma şansı vardır. Unutulmamalı ki 2002 için öngörülen yüzde 3.0'lük büyüme, 2001 yılında yüzde 9.4 oranında küçülen GSMH'ye göre beklenen artıştır. Türkiye son çeyrek yüz yıldır kronik yüksek enflasyonla yaşamaktadır. Belli kesimler bu durumdan çıkar sağlasa da, başta sanayi olmak üzere ülke büyük kayıplara uğramıştır. Başta istihdam olmak üzere, toplumsal ve ekonomik problemlerimizin çözümü ise enflasyondan arınmış bir ekonomik ortama bağlıdır" dedi.
"SAĞLIKLI BÜYÜMENİN KOŞULU" Enflasyonu bir bataklık gibi düşünülmesi gerektiğini belirten Kavi şöyle devam etti: "Bataklığın üzerine sağlam bir yapı kurmak mümkün değildir. Sağlıklı bir büyümenin yolu enflasyonu yüzde 10'un altına düşürmekten geçmektedir. Enflasyonla mücadelede, Türkiye toplumsal bir mutabakata varmalıdır. Yani işçi, işveren, çiftçi tüccar bu konada fikir birliğinde olmalıdır."
"KAYNAK AKTARIMI"
Reel sektörde kaynak aktarımının sağlıklı yapılmadığını vurgulayan Kavi, "Çünkü kamunun kaynak ihtiyacı azaltılamıyor. Ekonomideki tıkanıklığın en büyük nedenlerinden biri budur. Reel sektörün finansman imkanı sınırlıdır ve reel faiz oranları yüksektir. Kredi stokunda da henüz olumlu bir artış görülmemektedir. Siyasal belirsizlik nominal faiz oranlarının yüksek seyretmesine neden olmaktadır. Türkiye, üretim ve borç ödeme dengesini sürdürebilir sağlıklı bir yapıya taşıyamadıkça huzur bulamaz" uyarısı yaptı.