HABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

"İzlenimim rum halkı çözüme hazır değil"

LEFKOŞA (İHA) - KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, Kıbrıs Rum halkının çözüme hazır olmadığı izlenimini edindiğini belirterek, onları çözüme hazırlamanın ise siyasilerin görevi olduğunu belirtti.

"Uzlaşmayı halkın istemesi ve liderleri yönlendirmesi gerekir" diyen Talat, üzerlerindeki bir başka sorumluluğun da, halkın benimseyebileceği bir çözüme ulaşmak olduğunu, üzerinde uzlaşılan bir metnin referanduma gideceğini belirterek, bunun için de her türlü desteğe ihtiyaçları olduğunu kaydetti.

Cumhurbaşkanı Talat, bu akşam, Ticaret Odası'nda, bazı sivil toplum örgütlerinin temsilcilerine "Kıbrıs'ta Çözüm Süreci ve Son Durum" konusunda sunum yaptı.
Toplantı, Ticaret Odası Başkanı Hasan İnce'nin, Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat'a, özellikle ekonomik konularda yaptığı açıklama konusunda destek belirtmesi ve Rum Yönetimi Başkanı Dimitris Hristofyas'ın başkanlığa seçilmesinin ardından başlatan görüşme ve müzakere süreciyle ilgili görüşlerini aktarmasıyla başladı.

Cumhurbaşkanı Talat'ın yaklaşık yarım saat süren sunumunun ardından soru cevap bölümüne geçildi ve toplantının bu bölümü basına kapatıldı.

"MEDYA YOLUYLA PAZARLIK YAPMAYALIM"
Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, sunumuna, müzakerelerle ilgili basına uygulanan karatmaya açıklık getirerek başladı ve Türk tarafının müzakereler konusunda basına açıklama yapılmamasını, Türk tarafının istediğini belirtti.

Rum medyasının spekülatif haberler yaptığına ve bunun sürece olumsuz etkileri olabileceğine dikkat çeken Talat, Hristofyas'tan bir şey istediğinde bunu kendisine söylemesini ve basın yoluyla iletişim kurmamasını istediğini söyledi.

"Medya yoluyla pazarlık yapmayalım" demesine rağmen bunu Rum tarafına dinletemediğini kaydeden Talat, Rum siyasilerin 7'den 70'e Türk tarafının her söylediğine laf yetiştirmeye devam ettiğini, adeta bunun bir gelenek halini aldığını ifade etti. 11 Eylül'de yapılan müzakerelerde toplantıda konuşulanların basına açıklanmaması konusunda talepte bulunduğunu, spekülasyonların başlaması halinde işin bozulabileceğini anlattığını belirten Talat, "Tamam demediler ama ben dediler diye varsaydım" şeklinde konuştu.

Daha önce verdiği bir sözü yerine getirerek TRT televizyonuna mülakat verdiğini ancak burada genel konulara değinerek müzakerelerde konuşulan konuları gündeme getirmediğini anlatan Talat, bu mülakatın ardından tüm Rum siyasilerin koro halinde kendisine laf yetiştirdiğini ve Rum Yönetimi Başkanlık Komiseri Dimitris Yakovu'nun "münasebetsiz" söyleminde dahi bulunduğunu kaydetti.
Talat, kendisinin görüşmelerde konuşulanlar konusunda açıklama yapılmamasını istediğini, yoksa Kıbrıs sorunu konusunda konuşmayalım demediğini belirterek,

"Kıbrıs sorunu bizim hayatımız, atalarımızdan gelen ve geleceğimizi ilgilendiren bir konu. Biz konuşmasak da vatandaş konuşur. Bütün Rum politikacılar vurun abalıya misali saldırıyorlar, bu hiç hoş bir şey değil" dedi.

"RUM YÖNETİMİ İSTEMEZSE RUM BASINI YAYINLAMAZ"
Kendisinin bu konularda Rum basınına açıklama yapması halinde Rum gazetelerinin bunu yayınlamayacağına da işaret eden Talat, Rum basının Rum Yönetimi'nin istemediği şeyleri yazmadığını, hatta Türk tarafından verilen ilanları bile yayınlamadığını hatırlattı.

Türk tarafının söyledikleri yayınlanmazken, Rum tarafının söylediklerinin dünyada ve Türk tarafında yankı bulmakta olduğuna dikkat çeken Talat, bunların üzüntü verici gerçekler olduğunu ifade etti. Talat, ancak bunlarla beraber yürünmesi gerektiğini ve müzakerelere bununla devam etmek durumunda olduklarını vurguladı.

SORUNUN ÇÖZÜMÜNE EN ELVERİŞLİ KOŞULLAR
Bugün içinde bulunulan koşulların Kıbrıs sorununun çözümüne en elverişli koşullar olduğuna dikkat çeken Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, Rumların bütün bu tavırlarına ve olumsuzluklara rağmen durumun böyle olduğunu söyledi. "Her şey dört dörtlük olmaz. Ben de her şeyin mükemmel olmasını beklemiyorum" diyen Talat, bunun en iyi koşullarda bile çözüme ulaşmanın güvencesi olmadığını vurguladı.

"Bir çözüm iki tarafın da kabul edebileceği iki tarafın da onaylayacağı bir çözüm olacak" diye devam eden Talat, bu çözüme ulaşırken de çok ciddi al ver süreçleri yaşayacaklarını kaydetti.

TAVİZ KONUSU
Rum liderliğinin iddiasının, "Rum tarafının 1977'de vereceği tavizi verdiği başka taviz veremeyeceği, kırmızı çizgilerin geçilemeyeceği" şeklinde olduğunu belirten Talat, böyle bir tutumun kabul edilemez olduğunu, peşinen bu konuda hiçbir ilerlemeye açık olmadığını söylemesi halinde hiçbir ilerleme kaydedilemeyeceğini ifade etti. "Bize verilen tavizi sorgulamaya çalıştık ve öfkeyle karışık cevaplar aldık" diyen Talat, bunun federasyon olup olmadığını sorgulayarak, "Zaten Kıbrıs Cumhuriyeti bir çeşit federasyon değil miydi? Kıbrıs Cumhuriyeti Türk başkan muavinin veto etmesi durumunda karar alma mekanizmasının duracağı bir yöntemle yönetilmiyor muydu? Kıbrıslı Türkler ayrı bir toplum olarak seçimlerini ayrı yapmıyordu? Cemaat Meclisi Annan Planı'nda öngörülen kurucu devlet fonksiyonlarını yerine getirmiyor muydu? Demek ki o fonksiyonel federatif dediğimiz Kıbrıs Cumhuriyeti'nin iki kesimli federasyona dönüşmesi 1974'te yaşanan olayların yarattığı, darbenin arkasından Barış Harekatı'nın oluşturduğu yeni koşulların sonucu olarak ortaya çıkmıştı. Bu bir taviz değil, yeniden düzenlemeydi. Kıbrıslı Türkler fazladan haklar almıyor o koşullarda daha önceden formüle edilmiş haklarını bu koşullarda yeniden formüle ediyorlardı" ifadelerini kullandı.

TÜRKLERİN HAKLARINI YONTMA
1977'ye gitmenin 31 yıl öncesi demek olduğuna da dikkat çeken Talat, bunu bugüne kadar varılan bir 8 Temmuz veya 23 Mayıs anlaşmalarından üstün tutmanın anlamsız olduğunu, üstelik bunlarda yeni terminolojinin kullanıldığını söyledi. Talat, "Bütün bunlar, Kıbrıslı Türkler olarak o günden bu güne kadar elde ettiğimiz haklarımızın bir anlamda yontulması veya erozyona uğratılması çabalarından başka bir şey değil" dedi. Kıbrıslı Türkler olarak bunları iyi görmek, iyi gözlemlemek ve bunlara uygun olarak hareket etmek durumunda olunduğunu ifade eden Talat, bunlara rağmen en olumlu koşulların bu dönemde olduğunu tekrarladı.

Kıbrıs Türk ve Rum halkının artık bu sorunun çözümlenmesi gerektiğinin bilincinde olduğuna işaret eden Talat, bu sorunun Kıbrıslı Türkler kadar Kıbrıslı Rumlar için de problemli olduğunu kaydetti.

ÇÖZÜM YANLISI YÖNETİMLER
Cumhurbaşkanı Talat, iki tarafın yönetimlerinin de bunun bilincinde olduğunu düşündüğünü ifade ederek, en azından Kuzey'de böyle bir yönetim olduğunu ve Kıbrıs Türk halkının referandumda "evet" dediğini hatırlatarak, bu "evet" için kampanya yürüten yönetimin hala görevde olmasının çözüm yanlısı duruşun güvencesi olduğunu kaydetti.

Güney Kıbrıs'ta Papadopulos'a uyarak referandumda çözümün çökmesine neden olan liderliğin olumlu davranmadığını anlatan Talat, bugün bu yönetim çözüm yanlısı olması halinde bunu ispatlaması gerektiğini söyledi. Talat, "Bugün ders aldıklarını umuyor ve olumlu davranmalarını bekliyorum" dedi.

"RUM HALKI ÇÖZÜME HAZIR DEĞİL"
Kendi izleniminin, Kıbrıs Rum halkının çözüme hazır olmadığı yönünde olduğunu da vurgulayan Talat, ancak hazırlanabileceklerini ve bu konuda Rum siyasilere görev düştüğünü söyledi.

Çözüme hazırlanma sürecini Kıbrıs Türk halkının da yaşadığını anlatan Talat, aynı şeyin Kıbrıs Rum tarafında da yaşanmayacağının garantisini kimsenin veremeyeceğini ifade etti.

"RUM TARAFI SİYASİLEŞTİ"
Kıbrıs Rum tarafının her konuda siyasileştiğini, futbol kulüplerinden sivil toplum örgütlerine kadar bir siyasileşme olduğunu anlatan Talat, Kıbrıs Rum halkının siyasilerle birlikte nefes almakta olduğunu, bu nedenle siyasilerin halkı kolayca çözüme hazırlayabileceğini kaydetti. Ortaya çıkarılacak bir çözümün referanduma götürülecek olması nedeniyle bu konularda adım atmanın daha kolay olabileceğini belirten Talat, geçmişte ise üzerinde anlaşılmamış bir metnin referanduma sunulduğunu hatırlattı.

"Uzlaşmayı halkın istemesi ve liderleri yönlendirmesi gerekir" diyen Talat, üzerlerindeki bir başka sorumluluğun da halkın benimseyebileceği bir çözüme ulaşmak olduğunu belirterek, bunun için de her türlü desteğe ihtiyaçları olduğunu kaydetti.

En Çok Aranan Haberler