İzmir Büyükşehir Belediyesi Eski Başkanı Burhan Özfatura:

Kamu-Sen’e bağlı Türk Yerel Hizmet Sen’in düzenlediği ‘Mahalli İdarelerin ve Ekonominin Yönetimi’ konulu konferansta konuşan İzmir Büyükşehir Belediyesi Eski Başkanı Burhan Özfatura, Büyükşehir Yasası ve yeni Anayasa hazırlanmasına dair eleştirilerde bulundu.

Atatürk Lisesi Konferans Salonu'nda gerçekleşen Özfatura, Anayasa değişikliklerinin milli birlik ve beraberlik ilkesini yok etmeye yönelik olduğunu savunarak, Büyükşehir Yasası’nın da bölücülere fırsat ortamı oluşturduğunu söyledi. Her iki yasanın da kimseye danışılmadan, yeterli istişare yapılmadan ele alınmasını eleştiren Özfatura, şöyle konuştu:

“Anayasa değişikliğinde kamuoyunu ürperten ürküten bir nokta var. Birlik ve beraberliği yok etmeye götürür mü? 20 defa değişiklik yapılmış Anayasa’da. Zaten 175 madde. Türklük kavramına karşı bir husumet var. Büyükşehir yasası da aynı endişeleri zihnimize getiriyor. Bu yasanın sağlayacağı dişe dokunur hiçbir faydası yok ama inanılmaz zararları var. Bölücülük yapmak isteyenlere çok ciddi avantajlar sağlıyor. Kimseye danışılmadı. İktidar partisinin kendi vekilleri bile bunun farkında değil. Maalesef Türkiye’de istişare, geniş danışma, herkesin fikrini alma sistemiyle yapılmıyor. Peygamberimiz bile uygulamada en çok istişare yapan kişi olmuş."

Başkanlık Sistemi’nin Türkiye’ye uygun olmadığını ve Başbakan dışında kimsenin istemediğini iddia eden Özfatura, “Bir de başkanlık sistemi tutturulmuş. Pat diye değiştirilmesi kolay mı? Amerika kaç asırdır bunu uyguluyor. Şimdi sayın Başbakandan başka bunu isteyen yok. Zaten mevcut başkanlık sisteminden koyu bir rejimle yönetiliyoruz” diye konuştu.

Özfatura, sigara, alkol, akaryakıt gibi pek çok kalemde kaçakçılığın hiçbir dönemde bu kadar yüksek bir seviyeye ulaşmadığını savunarak, Avrupa’ya giden eroinin yüzde 85’inin Türkiye üzerinden geçtiğini ve Türkiye’de kalan yaklaşık 50 milyar doların da terör örgütlerine gittiğini söyledi. Özfatura, “Türkiye Cumhuriyeti tarihinde kaçakçılığın bu kadar muazzam seviyeye ulaştığı bir dönem yok. Tükettiğimiz etin yüzde 40’ı kaçak ve kontrolsüz. Avrupa ve ABD’nin domuz katıyla beslenmiş eti tüketiyoruz. Denetim yok. İki sene önceki rakam, Avrupa’ya geçen eroinin 85 tonu Türkiye’den geçiyor. 50 milyar doları ülkede kalıyor. Terör buradan besleniyor. İçtiğiniz sigaralar ya Çin ya Irak malı. Araba sayısı 1.3 milyon artmış geçen yıl, akaryakıt tüketimi azalmış. Böyle bir şey olur mu? Sigara tüketimi azalmadı, kaçak içiliyor. Legal değil illegala döndü. Yapılan bu kanunsuzlukların yüzde 95’i devletin bilgi ve himayesi altında. Uyuşturucu, akaryakıtın nereden ve nasıl geldiğini devletin bilmemesi mümkün değil" şeklinde konuştu.

Türkiye’nin borç yükünün son on yılda iki kat arttığını, her yıl 50-60 katrilyon faiz ödendiğini dile getiren Özfatura, vergi dağılımının da adaletsiz olduğunu söyledi. Özfatura, şunları söyledi:

“Bir bakıyoruz borç yükümüz on yılda iki katının üzerinde artmış. Her yıl 50-60 katrilyon faiz ödeniyor. Bu faizleri iki üç bin aile alıyor. Bu faizden hiç vergi alınmıyor ama. Sosyete sayfalarında gördüğünüz ahlaka mugayir icraatları sürdürenleri, villalarda sefa sürenleri vergi listelerinde görmüyoruz. Vergi dağılımı gittikçe bozuluyor. Mutlu bir azınlık maalesef har vurup harman savurma imkanına kavuşuyor. 2012’de vergi gelirleri 131 milyar lira. Bunun 120 milyarı ÖTV ve KDV. Dolaylı vergi yüzde 70’lerde. Yani fakiri ezen vergi. Orta ve dar gelirlinin tüm ihtiyaçlarını, yemeden içmeye sürdürmeye dayalı harcamaları üzerindeki vergi yüzde 70. Bu ülkede toplanan gelir ve servet üzerinden vergilerin hükmü sadece yüzde 15. Sadaka kabilinde. Yapılması gereken büyükşehir masallarının dışında vergi sistemini ciddi olarak yürürlüğe sokmak. Sigortalı sayısı 12, sigortasız sayısı 13 milyon. Bunun SGK’ya verdiği kayıp 27 katrilyon, iki sene öncenin rakamlarına göre. Biz 33 zengin ülkeden OECD içinde vergi üzerindeki yük ve sigorta pirimi açısından beşinci sıradayız. Ya hırsız ol ya müflis ol diyorsunuz insanlara."

Türk Yerel Hizmet Sen İzmir 1 No’lu Şube Başkanı Mehmet Ali Kalafat, Bütünşehir Yasası ile ilgili kaygıları olduğunu belirterek, “Geçtiğimiz günlerde Büyükşehir Yasası kabul edildi. Biz çalışanlarla ilgili endişe duyuyoruz. Bu yasayla tüm çalışanların, il özel idarelerinin büyükşehire katılacak olması burada çalışan arkadaşlarımızın kafalarında çok sayıda soru işreti oluştu. Bu çalışanların haklarının büyükşehir tarafından güvence altına alınması ve haklarının hukuk normlarına uygun gözetilmesi keyfi kararların önlenmesi gerekmektedir” dedi.