HABER

İzmir Körfezinde bulunan dört yeni fay hattı uzmanları tedirgin etti

İçerik devam ediyor
İçerik devam ediyor

İzmir Körfezindeki sismik ve jeofizik hareketlerin nedenini inceleyen uzmanlar, körfezde tehlike oluşturabilecek dört yeni fay hattı tespit etti.

Uzmanlar, bu fay hatlarının bölgede 6-6.5 büyüklüğünde bir deprem yol açabileceğine dikkat çekti.

Dokuz Eylül Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Teknoloji Enstitüsü’nün Koca Piri Reis gemisi ile yaptığı akademik çalışmalarda Alsancak Limanını da kapsayan İzmir Körfezi’nde 4 yeni fay zonu tespit edildi. Tespit edilen fay zonların 3-4 kilometre uzunluğunda ve aktif olduğunu dile getiren uzmanlar, faylarda enerji boşalması durumunda 6-6.5 büyüklüğünde deprem riski oluşturacağını söyledi.

Jeofizik Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Sinancan Öziçer "Jeofizik yöntemlerden biri olan sismik yansıma yöntemiyle Uzunada ile Foça açıkları arasındaki bölgeden İzmir Körfezi’ne doğru yapılan çalışmalarda 4 tane yeni fay hattı tespit edildi. Bu akademik çalışma olarak yapıldığından dolayı bunu projelendirme anlamında daha ayrıntılı ve detaylı şekilde yapılmasını öneriyoruz. Çünkü körfeze doğru gelindikçe derinlik sığlaşıyor. Derinlik sığlaştığından dolayı Piri Reis gemisi, draftından dolayı algılama anlamında o bölgede net ve doğru sonuç vermeyebilir. Bundan dolayı aynı teknolojide biraz daha küçük gemilerle körfezin içine sığ alanına doğru limana doğru yapılacak çalışmalarla o tespit edilen diri fay zonlarının körfezde nereye doğru geleceğinin de tespit edilmesi gerekiyor" dedi.

“6- 6.5 büyüklüğünde bir deprem riski oluşturabilir"

3-4 kilometre uzunluğunda olan fay hatlarının oluşturabileceği riskleri de anlatan Sinancan Öziçer, “İzmir’in 1900’lü yıllardan şu ana kadarki yapılan istatistiki çalışmalardan Ege Bölgesi’nin ve İzmir’in tektonik yapısı gereği burada çok büyük depremler olabileceğini çok düşünmüyoruz. Ancak ne kadar bunlar orta büyüklükte deprem olarak literatürde yer alıyor olsa da İzmir’in zemin yapısı özellikle körfeze yakın kısımların zeminin dolgu olması, kalın alüvyon derinliğinin fazla olması ve yapı stoğunun maalesef vasat olması 6-6.5 büyüklüğünde bir depremin meydana gelmesi bile İzmir için risk teşkil edebilir" ifadelerini kullandı.
Araştırmada fayların yanı sıra gaz çıkışlarına da rastladıklarına işaret eden Öziçer "Aynı şekilde bu faylar tespit edildikten sonra orada gaz çıkışları da tespit edildi. Bu gaz çıkışları da orada yapılacak etüt ve çalışmalarla, ayrıntılı cihazlar yerleştirip bir ağ oluşturarak oradaki gaz çıkışları da tespit edilmeli. Gaz çıkışlarının çıkması demek, orada aktif fayında olması anlamına gelir ve sismik aktivitenin her an değişebileceği anlamına gelir" diye konuştu.

“Bölge, projeler açısından da incelenmeli”

Bölgenin Körfez Geçiş Projesi açısından da incelenmesi gerektiğini dile getiren Öziçer, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Biliyorsunuz burada çok ciddi maliyette Büyük Körfez Geçişi Projesi yapılmakta ve şu an için herhangi bir jeofizik yöntem çalışmaları yapılmamış olabilir. Bizler öyle bir teknolojide çalışıyoruz ki deniz tabanındaki bu fayları santimetre mertebesinde net bir şekilde ortaya koyuyoruz. Böyle bir jeofizik çalışmalar aynı şekilde bu Körfez Projesi’nde de yapıldığı takdirde oluşabilecek herhangi bir riskin de en aza indireceğini düşünmekteyiz. Çünkü ciddi bir maliyet, yaklaşık 5 milyar dolara yakın bir maliyeti olan projede kimsenin can ve mal kaybına neden olmadan bu çalışmaların yaptırılarak, projelendirme aşamasında bu yönde gitmesini tavsiye ediyoruz.”

En Çok Aranan Haberler