İzmir'de 75 Stk'dan Demokratikleşme Sürecine Destek

İzmir'deki 75 dernek ve sivil toplum örgütü toplanarak ortak bildiri yayınladı. Bildiride, demokratikleşme sürecine sahip çıkılması ve olası provokasyonlara dikkat edilmesi istendi. Bildiriye, Şehit Aileleri Derneği dahil, İzmir’deki bütün bölgeleri temsil eden federasyon başkanları da katıldı.

Anadolu Birliği Derneği'nin öncülüğünde sabah kahvaltında buluşan İzmir’deki 75 dernek ve sivil toplum örgütü, ortak bildiri yayınladı. Bildiride demokratikleşme sürecine sahip çıkılması ve olası provokasyonlara dikkat edilmesi istendi. Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) lokalinde bir araya gelen STK’lara seslenen Anadolu Birliği Derneği Genel Başkanı Koçali Al, İzmir tarihinin en büyük sivil toplum örgütleri buluşmasının gerçekleştiğini söyledi.

Şehit Aileleri Derneği dahil bütün İzmir’in demokratikleşme sürecine sahip çıktığını ve İzmir için 'barış karşıtı kent' algısını oluşturmaya çalışanların bu tabloyu görmeleri gerektiğini belirtti.

Çeşitli konuşmalardan sonra hazırlanan bildiri, 75 dernek başkanının onayına sunuldu. Oy birliğiyle kabul edilen bildiride şu ifadelere yer verildi:

"Aşağıda imzası olan İzmir’deki sivil toplum örgütleri olarak, ülkemizde yaşanan demokratikleşme süreciyle ilgili görüşlerimizi kamuoyuyla paylaşmayı uygun buluyoruz. Ülkemizde 30 yıldır devam eden, 33 bin vatandaşımızın yaşamını yitirmesine neden olan kardeş kavgasının sonlandırılması adına, atılan her adımı, söylenen her sözü dikkatle izliyoruz. İnsan hakları alanında sağlanan ilerlemeyle, varılmak istenilen sonucu desteklemekle birlikte, süreçte bütün siyasi partilerin sorumluluk almasını, müdahil olmasını istiyoruz. Bunun için, vatan topraklarında bir tek vatandaşımızın burnu kanamadan, bir tek ağaç kurutulmadan, bir tek köy boşaltılmadan, bir tek çocuk, kadın, yaşlı genç incitilmeden, demokrasinin bütün değerleriyle yaşanabilir bir Türkiye için yeniden inşa edilmesini bekliyoruz. Silahla değil siyasetle, kavgayla değil uzlaşıyla, ön yargıyla değil hoşgörüyle sorunlarımızı çözmeliyiz. İnsan hakları alanında sağlanan ilerlemeleri önemsiyoruz. Gerek yeni anayasada, gerekse diğer hukuk metinlerinde kaygıları giderecek çalışmaların yapılması gerektiğine inanıyoruz. Türkiye Büyük Millet Meclisi; bütün azınlıkların, dillerin, renklerin, dinlerin temsil merkezi ve koruyucu gücü olmalıdır. Bunun için öncelikle seçim sisteminde değişikliğe gidilerek 'istikrar sağlama adına' konulan yüzde 10 ülke barajı kaldırılmalıdır. Bugünün Türkiye’sini yarına taşıyacak güçlü bir anayasanın ortak uzlaşı ile yaşama geçirilmesini istiyoruz. Her kurum ve kuruluşun, her bireyin; bu süreci tüm ön yargılardan sıyrılarak, iyi niyetli bir şekilde, merkeze demokrasiyi ve insanı koyan bir anlayışla, kendi koşullarında bu sürecin içinde olması gerektiğini düşünüyoruz. Süreç sadece iktidarın inisiyatifine bırakılamayacak kadar hassas ve önemlidir. Tüm siyasi aktörlerin, kurum ve kuruluşların aktif sorumluluk üstlenmesi gereken bir dönem yaşıyoruz. Süreci provoke edecek eylem ve söylemler konusunda bütün vatandaşlarımızın duyarlı, kararlı bir duruş sergilemelerini bekliyoruz. Demokrasilerin vazgeçilmez unsurları olan biz sivil toplum örgütlerinin isteği; silahların susması ile demokrasinin derinleşmesi ve güçlenmesidir."