Çeşme'de 2 çocuk annesi 83 yaşındaki Taşkın Aykal, 2 hafta önce rahatsızlanması üzerine ailesi tarafından Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesine götürüldü. Çoklu organ yetmezliği teşhisiyle tedaviye alınan Aykal, 4 Kasım'da hayatını kaybetti.
Aykal'ın kızı Yeşim Tansel ve gelini Violeta Tansel, "öldükten sonra toprağın altına girmek istemediğini" söyleyen Aykal'ın bedeninin kadavra olarak bağışlama kararı aldı. Aile üyeleri, annelerinin bedenini kadavra olarak üniversiteye bağışlamanın mutluluğunu yaşarken, Aykal'ın siroz hastalığı nedeniyle organ nakli yapılan 59 yaşındaki oğlu Hakan Tansel'in sağlık durumu da kötüye gitti. Tansel, annesinden 6 gün sonra vefat etti.
Tansel'in eşi ve kız kardeşi, anneleri gibi onun da bedenini aynı tıp fakültesine kadavra olarak bağışlama karar verdi. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Anatomi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyeleri, tıp fakültesi öğrencilerinin eğitimi için bağışlanan kadavralar için töreni düzenledi. Yeşim Tansel ve Violeta Tansel, törende duygusal anlar yaşadı.
Yeşim Tansel, yaptığı açıklamada, ailesinin 6 gün arayla acılar yaşadığını, düzenlenen törende sevinç ve üzüntüyü bir arada hissettiklerini söyledi.
Annesinin her fırsatta kendisine "toprak altına girmek istemiyorum" dediğini anlatan Tansel, "Annemin organlarını bağışlamak istedik ama organları yaşlı olduğu için bu mümkün olmadı. Aklımıza halamın vasiyeti geldi. O da kadavra olmak istemişti, hatta ıslak imza bile vermişti ama kızı onay vermedi. Biz de annemin vefatının 5. dakikasında yengem ile konuşarak bu kararı aldık." dedi.
Tansel, annesinin yokluğuna hala alışamadığını ama düzenlenen törende ne kadar anlamlı bir iş yaptıklarını bir kez daha fark ettiklerini aktardı.
Annesinin, yaptığını görse kendisine "aferin" diyeceğinden emin olduğunu dile getiren Tansel, şunları kaydetti:
"Annem ve abim toprak altına girmek istemeyen insanlardı. İkisinin de vasiyetleri buydu, diyebiliriz. Bu onlar için çok iyi oldu. Dedem ve anneannem öğretmen olduğu için annem hep öğretmen olmak istemiş, hatta gençten vekil öğretmenlik yapmıştı. Ama anneannem anneme 'evinin kadını ol' demiş. Annem artık tıp öğrencilerine öğretmenlik yapacak. Eşimle birbirimize söyledik, ben ya da o hangimiz önce gidersek biz de bedenlerimizi kadavra olarak bağışlayacağız."
Violeta Tansel de eşinin bilime çok önem veren bir insan olduğunu belirterek, "Eşim bu şekilde bilimin sınırsız yolculuğunda yer aldı. Tören sırasında çok mutlu oldum. Ben de eşimin ve kayınvalidemin yanında yer almak istiyorum. Onun için ben de ıslak imzayla başvurarak ölümümün ardından tıp fakültesi öğrencilerinin bedenimi kadavra olarak kullanması için onay verdim." diye konuştu.
Ege Üniversitesi Anatomi Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Lokman Öztürk de 40 yıla yakın bir süredir üniversitede görev yaptığını, ilk kez bir anne ile oğlunun bu kadar kısa bir süre içinde bedenlerini kadavra olarak bağışladıklarına şahit olduğunu anlattı.
Kadavranın, tıbbın temeli olduğu dile getiren Öztürk, "Maalesef ülkemizde kadavra bağışı az, tıp fakültesindeki öğrenci sayısı çok. İyi hekimlerin yetişmesi için en değerli varlıklarını bağışlayan bu insanları, biz kahraman olarak değerlendiriyoruz. Kadavralar bağışlandıktan sonra yasal süre olan 6 ay boyunca onları kullanamıyoruz. Daha sonra ise kullanmaya başlıyoruz. Üzerindeki eğitim çalışmaları bitince ailenin isteği doğrultusunda dini vecibeler yerine getirildikten sonra kadavralar defnediliyor." ifadelerini kullandı.