İzmir'de deprem riskini arttıran fay tespit edildi

Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Deprem Araştırma Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Zafer Akçığ, İzmir'de deprem riskini arttıran yeni fay hattı tespit edildiğini söyledi. Akçığ, Büyükşehir Belediye Meclisi salonunda düzenlenen, iki gün sürecek İzmir Deprem Tehlikesi ve Önlemleri Çalıştayı’nda açıklamalarda bulundu.
Başta İzmir olmak üzere Ege Bölgesi’ndeki fayların yıllarca "normal fay" olarak adlandırıldığını vurgulayan Prof. Dr. Akçığ, araştırmalar sonucunda ise "doğru atılımlı fay" olduğunu anlaşıldığını kaydetti. Bu tespitin, muhtemel bir depremde tehlikeyi daha da arttırdığını vurgulayarak, Karaburun yarımadası bölgesinde de deprem beklediklerini söyledi.
TÜBİTAK’ın desteklediği, İzmir Büyükşehir Belediyesi ile İl Afet ve Acil Durum Yönetimi Müdürlüğü ortaklığındaki "İzmir Metropolüyle Aliağa ve Menemen İlçelerinde Güvenli Yapı Tasarımı İçin Zeminin Sismik Davranışlarının Modellenmesi" projesinin çalışmalarının da tamamlandığını aktaran Akçığ, “Birçok yerde yer altı çalışmaları yapıldı. Artık İzmir’in altını avucumuzun içi gibi biliyoruz. Kentin neredeyse bin 500 metreye kadar derinliklerinde fotoğraflar çekildi.” dedi. Şehirdeki deprem riskinin araştırılması için 16 istasyon kurulduğunu belirten Zafer Akçığ, "Beş istasyon da Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi (AFAD)’nden geldi. Bu sayının 75 ile 100 rakamlarına kadar çıkması gerekiyor. 1688 yılındaki büyük depremde Manisa ve İzmir tamamen yıkıldı, 20 bin insan yaşamını yitirdi. Seferihisar ve Gülbahçe ilçelerinde faya çok dikkat edilmesi gerekiyor. Burada 2005 yılında kırılmalar oldu. Karaburun ve Torbalı (Tuzla) fayları da tehlikeli. Seferihisar’ı içine alan yarımadadaki fay, yapısal olarak mutlak kırılmasını tamamlayan cinsten." şeklinde konuştu. Akçığ, depremlerden sonra en büyük tehlike olan yangınların da büyük şehirlerde önemli bir risk olduğunu, bu açıdan doğalgaz hatlarına da dikkat edilmesi gerektiğini hatırlattı.
Erken uyarı istasyonlarının arttırılmasını da isteyen Prof. Dr. Akçığ, aktif fayların davranışlarının iyi tespit edilmesi gerektiğini söyledi. Yerleşime açılacak yeni alanlara yapılacak binaların iyi analiz edilmesi gerektiğini vurgulayarak, “Yeni imar planları ve kentsel dönüşüm alanları yeniden revize edilmelidir. İzmir’de yüksek katlı yapıların bulunduğu Mavişehir ve Bostanlı gibi bölgelerin zemin iyileştirmeleri yapılmalıdır. Vatandaş, her şeyi devletten bekliyor. Sekiz katlı ve 16 daireli bir apartmanın bina dayanıklılık testinin fiyatı 16 bin lirayı aşmıyor.” şeklinde konuştu.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun şehirdışında olması sebebiyle katılamadığı çalıştayda belediye adına, Başkan Danışmanı Muzaffer Tunçağ konuştu. Tunçağ, Büyükşehir Belediyesi’nin deprem konusunda hazırlıklı olduğunu ifade ederek, “İmar ve Yüksek Yapılar yönetmeliklerini çıkaran belediyeyiz. Ayrıca tarihsel dokunun korunması çalışmalarının yanında kentsel dönüşüm projelerini de hayata geçiriyoruz. İl genelinde 10 yerde hazırladığımız proje, Ankara’dan onay bekliyor. İzmir İtfaiyesi sadece Aydın ve Denizli’ye değil, birçok ile yardımcı oluyor. Toros’ta kurulan merkezde eğitimler veriyoruz.” dedi. Tunçağ ayrıca İnşaat Mühendisleri Odası ile protokol aşamasına getirdikleri bir çalışmadan da bahsederek, Balçova ve Seferihisar ilçelerinde yapı güvenliği çalışması yapılacağını belirtti.
AFAD Başkanı Murat Nurlu ise "Ulusal Deprem Stratejisi ve Eylem Planı 2023" konulu bir konuşma yaptı. Bakanlıklar başta olmak üzere ilgili kurumların çalışmaları ve yapacakları hakkında bilgi veren Nurlu, “Ülkemizin yüzde 99’u deprem kuşağında bulunuyor. Ayrıca yüzde 66 oranında aktif fay var. Bu zamana kadar geçen süreçte, yani 1900’lü yıllardan beri 48 büyük deprem oldu, bunlarda 86 bin kişi hayatını kaybetti. Ayrıca 516 bin bina ya yıkıldı ya da hasar gördü. Plan önemle uygulanmalıdır. Bu sadece bizim değil, sizin de planınız, herkes sahip çıksın.” ifadelerini kullandı.