İzmirli bakkallar açıkta tütün satışının engellenmesini istiyor

İzmir Bakkallar ve Bayiler Odası Başkanı Emin Bağcı, son dönemlerde mantar biter gibi açıkta tütün satan yerler açıldığını söyledi. Devletin bu gidişata "dur" demesini isteyen Bağcı, aksi takdirde önü alınamayacak hasarlar oluşacağını iddia etti. Açık tütün ticareti yasak olmasına rağmen vergi dairelerinin bu durumu kanuni hale getirdiğini savunarak, "Bu nasıl oluyor da açık tütün satışı olarak işyeri açılıp vergi levhası düzenliyorlar? Kurumlar arası bir iletişim eksikliği mi var ya da kanunlar buna izin veriyorsa neden düzeltmek için teklif verilmiyor? Açık tütüncü bize gelip TAPDK satış belgesi başvurusu yapmak istiyor. Yasak olduğunu ve belgesi olmadığını bildirdiğimizde ise, 'Vergi Dairesi izin veriyor da siz nasıl belge vermezsiniz?' diye hesap soruyor." dedi.
Cezaların suçun türüne göre adil dağıtılmadığını öne süren Oda Başkanı Bağcı, "Kurumlara kayıt olmuş, vergisini, harçlarını ödeyen, TAPDK satış belgesini almış kayıtiçi olan esnafımız, sattığı tütün ürünlerinin dışarıdan görünmesi durumunda 2011 yılı için 36 bin, gereken uyarı yazılarını asmazsa bin 232, adres değişikliğini TAPDK satış belgesinde de yaptırmazsa bin 232 ile 12 bin 327 lira arasında ceza ödüyor. Buna karşılık nereden geldiği ve içinde ne olduğu belli olmayan, kayıtdışı, ticareti yasak açık tütün satışının cezası eskiden 6 bin 163 lirayken şu anda 50 kiloya kadar 250 lira. Bu çelişkiyle mücadele etmemiz mümkün değil." şeklinde konuştu.

'SİGARA SATIŞLARINDAKİ DÜŞÜŞ, GERÇEĞİ YANSITMIYOR'
Artan vergilerden dolayı sigaraya gelen zamların, basında söylendiği gibi satışlardaki düşüşe bağlı olmadığını da öne süren Emin Bağcı, şunları kaydetti: "Sigara tiryakilerinin alışkanlığını bıraktığı gibi bir algı oluşturulmakta fakat sebep-sonuç ilişkisi yanlış. Sonuç olarak sigara satışı düşmüştür fakat sebebi, kaçak sigara ve açık tütüne yöneliştir. Son zamanlarda kaçak sigara, açık tütün ve ürünleri satışı hızla artmıştır. Oda olarak üyelerimizden gelen şikâyetleri, bizim de denetimlerde veya özel yaşamımızda tespit ettiklerimizi kaymakamlıklara ve ilgili kurumlara bildiriyoruz fakat yeterli olmuyor. Kurumlar genel bir uygulama yapmıyor, sadece kendilerine gelen şikâyetleri değerlendiriyor.