İSTANBUL (AA) - Japonya'da mimarlık eğitimi alan öğrenciler ve mimar Prof. Dr. Takaharu Tezuka, İstanbul'un tarihi mekanlarını gezerek taslaklarını çizdi.
Tokyo City Üniversitesi Mimarlık Fakültesi öğrencileri, 5 günlük program kapsamında İstanbul'a geldi. Geziye Eyüpsultan'dan başlayan öğrenciler, daha sonra Yerebatan Sarnıcı, Sultanahmet Camisi, Ayasofya Müzesi, Sokullu Mehmet Paşa Camisi, Kapalı Çarşı ve Küçük Ayasofya Camisi'ne gitti.
Öğrencileri İstanbul'da ağırlayan Mimari Araştırmalar Enstitüsü, konuklarla Türk mimarlık öğrencilerini bir araya getirdi. Japon öğrenciler, grup içerisinde bulunan Türk öğrencilerle tasarım ve düşünme stillerini karşılaştırarak fikir alışverişinde bulundu.
Bu süreci Türk meslektaşları ile yaşamaktan büyük memnuniyet duyduğunu anlatan Japon öğrencilerinden Sou Keihou, İstanbul'da seyahat edip eğlenirken mesleki anlamda da kendilerini geliştirdiklerini söyledi.
Keihou, şu değerlendirmelerde bulundu:
"İstanbul'a ilk gelişim. Bu tarz mimari yapıları daha önce de ziyaret etmiştim. Bu tarihi binaların mimarisini incelemek benim gelecek planlarıma yardımcı olacaktır. Farklı kültürleri görmek, onları tanımak her zaman güzeldir ve bir mimar olarak bunları görebilmek kesinlikle çok önemli. En çok hangi tarihi binayı daha çok sevdiğimi söyleyemem ancak şunu diyebilirim ki İstanbul'daki bütün camiler çok güzel. Özellikle bir camiyi ziyaret ettiğimizde camlardan içeriye süzülen ışığın yansıması ve oluşturduğu atmosfer çok güzel, o ortamdan çok etkilendim. Çok güzel bir görüntü oluşturuyor."
- "Bu binalar bana ilham kaynağı olacak"
Japon öğrencilerden Mari Monikawa ise en çok Kapalı Çarşı'yı sevdiğini ve buranın taslak resimlerini çizdiğini ifade etti. Monikawa, "İlk kez İstanbul'a geliyorum. En çok beğendim yerlerden biri Kapalı Çarşı ve etrafı. Kapalı Çarşı'nın çok farklı bir görüntüsü bulunuyor, mesela kubbeler çok farklı bir görüntüye sahip. Bu binaları görmek ve bunlarla ilgili eskiz çalışmak bana ileride ilham kaynağı olacak." dedi.
İstanbul'un dünyanın merkezi olduğunu ve Türk tarihinin kendisini çok etkilediğini ifade eden Tokyo City Üniversitesi'nde profesör olarak görev yapan Japon mimar Takaharu Tezuka, "İstanbul'u çok seviyorum, en az 10 kere geldim. Tarihi açıdan dikkatimi çekiyordu, özellikle Doğu Roma İmparatorluğu, Fatih Sultan Mehmet'in hayatı gibi konular dikkat çekiciydi. Bu asil şehir nasıl fethedildi ve nasıl İstanbul'a dönüştü. İstanbul'un fethiyle ilgili bir kitap okuduğumdan beri çok etkilenmiştim. İstanbul'a ilk olarak 1992 yılında geldim. İstanbul o kadar büyüleyici bir şehir ki, aynı yıl eşimle birlikte balayına yine İstanbul'a geldik." diye konuştu.
- "Kapalı Çarşı'nın eşsiz bir mimarisi bulunuyor"
Türkiye'deki tarihi binaların mimari yapısını değerlendiren Tezuka, şunları söyledi:
"Türkiye, özellikle İstanbul, bütün kültürlerin buluşma yeri, asil bir şehir. Japonya'ya bakarsak, eski bir tapınak 6. yüzyılda inşa edilmiştir, onu aynı aile koruyor, her şey oluğu gibi duruyor. Ancak İstanbul'da herhangi bir yapıda, mesela 5 bin yıl öncesinden izler bulabiliyorsunuz, adeta bir kültür tabakası görüyorsunuz. Ayasofya, farklı tarihlerde farklı kişiler tarafından kullanıldı. Şehrin yer altına indikçe çok derine iniyorsun, farklı kültür katmanlarını görebiliyorsun."
Öğrencilerle İstanbul'da yaptıkları çalışmalara değinen Tezuka, "Ben dünyada bir çok yer gördüm ve şunu diyebilirim ki Kapalı Çarşı'nın eşsiz bir mimarisi bulunuyor. Her bir köşesinde çok fazla açılar bulabiliyorsunuz. Her bir bölümü farklı. Kapalı Çarşı'ya dikkatli baktığınızda derin manalar bulabilirsiniz. Mekanın ruhu vardır. " şeklinde konuştu.
Japon misafirleri için mimari bakış açısıyla zengin bir program organize ettiklerini belirten Mimari Araştırmalar Enstitüsü Yönetim Kurulu Üyesi Sacide Akın, bu süreçte iki ülke arasında yüksek bir etkileşim sağlamayı önemsediklerini belirtti.
Akın, "İlk gün Balat'ın sokaklarını ve orada bulunan kiliseleri gezdik. Ertesi gün Yerebatan Sarnıcı'nı, Sultanahmet ve Ayasofya'yı gezdik. Gittiğimiz mekanların eskizleri oluşturuldu. Daha sonra hocaları Tezuka'ya bu çalışmaları sundular. Tezuka'nın sorduğu soru şuydu, 'Gittiğiniz yerde aklınıza gelen şey ne o size ne hatırlatıyor, Ayasofya'ya bakarken size farklı gelen şey nedir ve size neyi hayal ettiriyor?' Ortaya farklı çalışmalar çıktı. Kimi öğrenciler binaları olduğu gibi çizdi, kimisi ise kendilerinden bir şeyler katarak çizdi." dedi.