Bazı dönemlerde yasaklanmasına rağmen hala sürdürülen bu gelenek aslında sadece Japonya'ya has değil. Pasifik Adaları, Güney Amerika ve Uzakdoğu Asya'da da uygulanıyor.
Genelde evli kadınların tercih ettiği bir yöntem olsa da esasen Geyşa geleneğinde oldukça sık rastlanıyor. Erkeklerin de kadınların bu güzelleşme ritüelini kıskandığını söyleyebiliriz çünkü onların da bunu taklit ettiği rivayet ediliyor.
Özellikle evlenmek isteyen genç kadınların bu yöntemle kendilerini topluma daha güzel gösterdiği söyleniyor. Onlar için gülerken gözüken beyaz dişler, dış dörünüşünü bozmaktan başka bir işe yaramıyor. Eğer dişler gözükmezse, gülüşünün cazibesi çok daha iyi ortaya çıkabilir.
Sadece bazı kadınların güzel gözükmeye hakkı varmış gibi algılanıyordu. Bu yüzden de dişlerini siyahlatamayan veya bunu tercih etmeyen kadınlar hem güzellik olarak hem de sınıfsal olarak dışlanıyordu. Zengin kadınların eğlencesi bir kutu siyah boyaydı...
Bu işlemi uygulayanlar genelde aynı sınıftan olsa da aslında bu dişlerin başka bir anlamı daha vardı. Eğer dişlerinizi siyaha boyayacak yaşa geldiyseniz cinselliğe de hazırsınız demekti. O yüzden evli, bekar kadınlar ve seks işçileri de dişlerini siyaha boyuyordu. 18 yaş altı genç kızların boyaması ise hoş karşılanmıyordu.
İnce bir fırçayla sürülen diş boyası demir ve sirkenin karşımından oluyordu. Aslında sirke asidiyle sıvılaştırılan demiri dişlerinize sürüyorsunuz da denebilir. Tabii bunun insan vücuduna yararı değil zararı var. Hem uzun vadede diş rahatsızlıklarınızı fark edemiyorsunuz hem de vücudunuza demir sürüyorsunuz.
Birçok kadının zehirlenmesi üzerine bu geleneği yasaklayan hükümet, aslında kadınlar için sağlıklı bir seçim yapmıştı. Fakat güzelleşme kaygıları kadınları bunu yapmaktan alıkoyamıyordu. Toplum içerisinde onaylanmak, sevilmek, takdir görmek sadece siyah dişle olabilirmiş gibi düşünüyorlardı. Oysa ki özgün ve sağlıklı tercihler yapmak mümkün.