HABER

Japonların metaneti ileride ruhsal sorunlar yaratacak mı?

Japonya'nın yaşadığı büyük deprem ve tsunamiye gösterilen tepki ancak tek bir sözcükle özetlenebilir : Metanet ve soğukkanlılık. Ama acaba Japonların yakınan bir ulus olmaması uzun erimde insanların akıl sağlığını etkiler mi? Roland Buerk'ün izleniml

Roland Buerk

BBC, Tokyo

Japonya'nın yaşadığı büyük deprem ve arkasından gelen tsunamiye gösterilen tepki, ancak tek bir sözcükle özetlenebilir : Metanet ve soğukkanlılık.

Ama acaba Japonların yakınan, dert yanan bir ulus olmaması, hatta yaşadıkları felaket hakkında konuşmaya bile yanaşmamaları uzun erimde bu insanların akıl ve ruh sağlığını etkileyecek mi?

Minami Sanriku'nun ortasında durup bir baktığınızda, tsunamiyle birlikte sürüklenip gelen dehşeti hissetmek güç değil.

Dört katlı evlerin çatılarını sarmış balıkçı ağları görülüyor. Tabii hala ayakta kalabilmiş, evler...

Kentin büyük bölümü dümdüz olmuş. Koca bir lokomotif, demiryolundan yüzlerce metre uzaklıkta, yolun ortasında devrilmiş halde. Yaşanan tahribat, vadinin içlerine kadar uzanıyor.

Tepedeki bir tapınağın dışında yiyeceklerini paylaşan, felaketten kurtulmayı başarmış insanların şakalaştığını görüyoruz. İki büklüm olmuş yaşlı kadınlar dağıtılan gıda maddelerini el arabalarıyla taşıyorlar.Cildi bronzlaşmış bir adam, Sadayoshi Suzuki, trol gemisiyle balıkçılık yapıyormuş. "Gülmeseler, hep ağlıyor olacaklardı" diyor.

"Bir gün önce hepimiz mutluyduk, balığa çıkmıştık. Ama sonra bazı komşularımız öldü. Bazıları evlerini yitirdi. Hepimiz mahvolduk. Aklî durumumuzun normal olması diye birşey sözkonusu değil." diye de ekliyor.

Kuetsu Sata, körfezde deniz yosunu yetiştiriyormuş. Kolay kolay konuşamıyor; "O kadar büyük birşeydi ki yaşadığımız, anlatacak kelime bulamıyorum. Yaşadıklarımız, üzüntünün ya da öfkenin de ötesinde. Yapabileceğimiz tek şey, gülmek. Onun için de her beraber olup gülümsememiz gerekiyor. Her bir günü, gülümseyerek atlatmaya çalışıyoruz." diyor zorlukla...

Limanda, iş makineleriyle ahşap evlerin enkazı toplanıyor, yakılmak üzere üst üste yığılıyor. Enkaz yığınından kalın bir duman tabakası yükseliyor.

Bölgeye enkaz kaldırma görevlilerinin yanısıra, psikologlar da gönderildi.

Akiko Kono, Sınır Tanımayan Doktorlar Örgütü'nden ve yaşananların, bölge insanlarının akıl ve ruh sağlığı üzerinde uzun erimli etkiler yaratmış olmasından kaygılı.

"Artçı sarsıntılar hala sürüyor burada, insanlar korku içinde. Örneğin çocuklar, geceleri bile gündelik giysileri ve kasklarıyla yatıyorlar. Artçı sarsıntılardan sonra, bir an önce kaçmaları gerektiğini düşündükleri için." diyor.

"Japonlar, akıl ve ruh sağlığı sözkonusu olduğunda, dışarıdan yardım isteyebilen insanlar mı? Yoksa sizin gibi uzmanlara yaklaşmaya çekiniyorlar mı?" diye soruyorum Akiko Kono'ya.

"Japonlar, genellikle duygularını açığa vurmayı sevmez. Olumsuz duygularını içlerinde tutarlar. Ama belki de şimdi, içlerinde büyük bir acı yaşamaktalar." diye yanıt veriyor.

Ayano Got, bir koyda, denizin hemen dibinde, son derece güzel bir yerdeki evine götürüyor bizi. Uzakta adalar görünüyor. Oturduğu yer tabii son derece tehlikeli bir noktadaydı, tsunami vurduğunda. Giriş katı tahrip olmuş, çatı da kısmen çökmüş. Ama o hala yaşamaya devam ediyor burada, evin üst katında.

84 Yaşında Ayano Got.

"Biz, gençlerden daha kuvvetliyiz. İkinci Dünya Savaşı sırasında bombardımandan kaçmak için ormanın içindeki mağaralara sığınırdık. Böyle şeyler yaşamıştık. O yüzden de ne olursa olsun, bizler tahammül edebiliyoruz." diyor.

Yöre halkı, kendi anma törenlerini yaparak biraz olsun huzur bulmaya çalışıyor. Kent merkezinde yeniden arabalar görülüyor. Deprem ve tsunamiden kurtulanlar, eskiden yaşadıkları yerlerde dolaşmaya başlıyorlar yavaş yavaş.

Küçük bir grup, tahrip olan dalgakıranın yanıbaşında duruyor, başlarını öne eğerek.

Ama tsunaminin geride bıraktığı büyük tahribat ortadan kaldırıldıktan sonra da, yaşanan felaketin insanlarda yarattığı ruhsal tahribat kolay kolay giderilemeyecek gibi görünüyor.

En Çok Aranan Haberler