Eylül ayında anne olan Ayako Kato, ufak bir hastane odasında izole bir şekilde ve tek başına doğum yaptığını ve hatta bebeğin göbek bağını kendisinin kestiğini anlatıyor.
Kato'nun dışarıyla bağlantısına izin verilmediği gibi yemek için bile odasından çıkması yasaklanmış.
Japonya koronavirüs vaka sayısı ve ölümlerinde dünyadaki diğer ülkelere göre nispeten başarılı bir grafik çiziyor.
Ülkede ilan edilen acil durum aylar önce kaldırılmış olmasına karşın Kato gibi hamileler ve doğum yapmaya hazırlananlar üzerinde hala devam eden eşi benzeri görülmemiş kısıtlamalar büyük tepki topluyor.
Japon Jinekoloji ve Kadın Doğum Derneği'nin verilerine göre şu an ülkedeki hastanelerin yüzde 80'i koronavirüs nedeniyle baba adaylarının veya partnerlerin doğumda anne adaylarının yanında olmasına izin vermiyor.
Doğuma hazırlık ve doğum sonrası uyum kursları iptal edilirken, doğum sonrası anneleri ziyaret etmeye yasak getirilmiş durumda. Anne adaylarının, destek alabilecekleri aile veya yakınlarının bulunduğu şehirlere dönüp orada doğum yapmalarına da izin yok.
Dernek üyesi kadın doktoru Yoko Sagara salgın nedeniyle getirilen bu tür uygulamaların anne adaylarını çaresiz bırakıp depresyona ittiğini söyleyerek bunun sonuçlarının anneler, bebeklerinin gelişimi ve toplum için ağır olacağına işaret ediyor.
Bir yandan koronavirüse yakalanma endişesi taşırken diğer yandan kendi başına sancı çekip doğum yapmak zorunda bırakılan anne adayları eşlerinin veya partnerlerinin hayattaki en değerli anlardan biri olan bebeklerinin doğumunu kaçırmalarından yakınıyorlar.
Bazı hastane ve doğumevleri hamilelik sırasındaki rutin kontrollerde bile baba adaylarını istemiyor.
Yeni baba olan Derek eşinin hamileliğinin salgının başlamasına denk geldiğini, virüs bulaşısı tehlikesine karşı tüm önlemleri aldıklarını anlatıyor. "Evden sadece ultrasona ve kontrollere gitmek için çıkıyorduk. O zaman da maske takıyorduk, dezenfektan kullanıyorduk" diyor.
Bebekleri Eylül'de sezeryanla doğduğunda Derek kızını asansörün önünde yalnızca bir dakika görebilmiş. Ameliyatlı eşinin de yanına dört gün yaklaştırılmamış.
Geçen ay ilk defa anne olan ve Tokyo'da oturan Avustralyalı Lauren Wade ise Temmuz'daki rutin kontrolde hastaneye yatıştan önce koronavirüs testi yapabilmek için hastanenin, koyduğu kurallar gereğince doğumu hızlandırmayı teklif ettiğini anlatıyor.
Hastanelerin doğumdan hemen sonra test bahanesiyle anneleri bebeklerinden ayırdıkları ve bebekleri emzirmememeyi tavsiye ettikleri iddia ediliyor.
Benzer şekilde normal doğum yerine sezaryeni tavsiye eden hastaneler olduğu da gelen haberler arasında.
Anne adaylarına destek amacıyla internette örgütlenen Babycome adlı gönüllü kuruluşun temsilcisi üç çocuk annesi Taeko Yamada ise, salgında dışarıya çıkıp buluşma şansı kalmayan anne adaylarını internette buluşturarak doğuma hazırlıktan bebek bakımına pek çok konuda rehberlik yaptıklarını söyledi.
Nina Onda, Japonya'da acil durum devam ederken ikiz kız çocuğu dünyaya getirmiş. Doğum yaptığı gün diğer çocuğunun yuvasının da salgın nedeniyle kapatıldığı haberi gelmiş. Anne-babası yakında yaşadığı için onlardan destek almak istese de bunun çok zor olduğunu söylüyor.
Japon Psikiyatri ve Nöroloji Derneği salgınla beraber ilan edilen acil durumda iş ve okullar da tatil olunca kadınların evde yükünün ve bunun sonucunda da boşanma ve aile içi şiddetin arttığını gözlemlemiş.
Benzer şekilde salgın nedeniyle işini kaybeden ve bunalıma giren kadınların da azımsanmayacak sayıda olduğu biliniyor.
Ancak katı kurallara karşı olmayanlar da var. İlk defa anne olan Satsuki Sakaşita doğum yaptığı hastanenin Mayıs sonunda gerçekleşen doğumdan bir ay öncesinde doğumda destek verecek kişilere yasak getirdiğini söyleyerek, "Bu şartlarda doğum yapmak kolay değil. Ama önceliğim hem kendimi hem de bebeğimi korumaktı" diyor.
Dünya Sağlık Ö**rgütü ne diyor?**
Dünya Sağlık Örgütü başta olmak üzere Amerikan Tıp Derneği ve İngiliz Royal College Kadın Doğum ve Jinekoloji Bölümü gibi konunun uzmanı kuruluşların görüşüne göre koronavirüs salgınında bile kadınların doğumda yanlarında destek olabilecek birilerine ihtiyaçları var.
Bu destek doğum stresini azalttığı gibi sağlık çalışanlarının acil durumlara müdahale etmesini kolaylaştırıyor, doğum sırasındaki komplikasyonları da en aza indirebiliyor.
Aşırı katı kısıtlamalara başkaldıran Japon anne-baba adayları sonunda çareyi doğumda destek olacak kişilere izin verilmesi talebiyle imza kampanyası başlatmakta buldular.
Benzer bir imza kampanyasının yapıldığı ABD'nin New York eyaletinde kampanya sonuç vermiş ve eyaletin valisi hamilelik ve doğuma getirilen kısıtlamaları kaldırmak durumunda kalmıştı.