Uludağ Üniversitesi’nde düzenlenen ’Bursa’nın Depremselliği’ konulu panelde konuşan Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Hakan Kutoğlu, Bursa’da Kestel- Demirtaş-Görükle doğrultusunda bulunan 23 kilometrelik yeni fayın büyük bir tehlike oluşturduğunu belirterek, bu fayda hareketlilik ve deformasyonun başladığı görüşünü savundu.
Moderatörlüğünü Uludağ Üniversitesi Mühendislik-Mimarlık Fakültesi İnşaat Bölüm Başkanı Prof. Dr. Adem Doğangün’ün yaptığı panele, İstanbul Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeofizik Bölümü öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Oğuz Gündoğdu, Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeodezi Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Hakan Kutoğlu, Uludağ Üniversitesi Mühendislik-Mimarlık Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Murat Taş, İstanbul Valiliği İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü Eğitim Koordinatörü Özden Işık konuşmacı olarak katıldı.
"BARKA TAHMİN ETTİ, KUTOĞLU BULDU"
Doç. Dr. Hakan Kutoğlu, Bursa’daki yeni bulunan fay konusuna dikkat çekerek uyarılarda bulundu. Daha önce Prof. Dr. Aykut Barka tarafından tahmin edilen bu fayı, Zonguldak Karaelmas Üniversitesi olarak ’radar interferogram’ ile yaptıkları çalışmalar sonunda kesinleştirdiklerini kaydeden Doç. Dr. Kutoğlu, şunları söyledi:
"Bu fayda hareket ve deformasyon başlamış. Fayın ortasındaki iki noktada büyük bir hareketlilik söz konusu, 3 yılda 27 santimetrelik çökme oluşmuş. Bu fay, ‘çek-ayır’ fayı olarak nitelediğimiz cinsten bir fay. 23 kilometre uzunluğunda olduğuna göre en fazla 6.6 veya 6.7 büyüklüğünde bir deprem üretebilir. Bunun ne zaman olacağı konusunda elimizde veri yok. Ancak en son depremin 1855 yılında olduğunu düşünürsek, pek de uzak bir zaman değil. Bursa’daki yetkililerin bir an önce çalışma başlatıp önlem alması gerekiyor."
Doç. Dr. Kutoğlu, birinci derece deprem kuşağında olan Bursa’nın toprak yapısının depremin şiddetini arttırıcı nitelikte olduğuna dikkat çekerek, "İstanbul’da bile bir deprem olsa, Bursa’da bu 1.6 kat daha büyük hissedilir. Bu yüzden 6.7 büyüklüğündeki depremin şiddeti daha fazla olabilir" diye konuştu.
"DOĞAL GÜZELLİKLERİ DEPREME BORÇLUYUZ"
İstanbul Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeofizik Bölümü öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Oğuz Gündoğdu, Türkiye’deki tüm doğa güzelliklerini depreme borçlu olduğumuzu anımsatarak, bu nedenle deprem gerçeğiyle yaşamayı öğrenmemiz gerektiğini vurguladı. Türkiye’de kentleşmenin anayasasının yapılması gerektiğini kaydeden Yrd. Doç. Dr. Gündoğdu, "Kentsel dönüşüm konusunda yöneticilerimizin iyi niyeti varsa, kentleşmenin anayasasını ve kentsel dönüşümün yasasını çıkarma konunda da bu iyi niyeti göstermeliler" dedi.
Uludağ Üniversitesi Mühendislik-Mimarlık Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Murat Taş da, deprem tartışmalarında depreme dayanıklı bina yapımı konusunun ihmal edildiğini savunarak, bu konuda yapı denetim sisteminin önemine işaret etti.
İstanbul Valiliği İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü Eğitim Koordinatörü Özden Işık ise İstanbul’da yaşayanlarda afet kültürü oluşturmaya çalışmaları hakkında bilgi verdi. Işık, herkesin afetin ilk 72 saati içinde yapması gereken ilk yardım, yangından korunma gibi konularda eğitim almasının hayati önem taşıdığını vurguladı.
DHA