Alman ekiplerinden Schalke 04’te forma giyen milli futbolcu Kaan Ayhan, U17 Milli Takımı forması giydiği dönemde kendisine yabancı gibi davranıldığı için Alman Milli Takımı ile Türkiye arasında git gel yaşadığını söyledi.Kaan Ayhan, Tam Saha Dergisi’nin Aralık sayısına açıklamalarda bulundu. Tek idolünün İngiliz yıldız Steven Gerrard olduğunu belirten 20 yaşındaki futbolcu, "Ben de onun gibi ön libero oynayan bir oyuncuydum ve o bölgede görev yapmama rağmen her sezon çok sayıda gol atabiliyordum. Bu nedenle kendime hep Gerrard’ı örnek aldım" dedi."MİLLİ MAÇTA BÖYLE BİR ŞEY OLMAZ"A Milli Takım’ın Brezilya ile oynadığı karşılaşmada taraftarların protestoları ile ilgili Kaan, "Milli maçta böyle bir şey asla olmaz. Benim gördüğüm kadarıyla özellikle son 15-20 dakikada tribünler Brezilya’yı tuttu. Bizim oyuncumuz Neymar’a faul yaptığında ıslıklarla protesto edildi. Almanya’da tepkinin bu boyutlara ulaştığını göremezsiniz. Ama orada da şu var; takım olarak mücadele etmezseniz tepki görürsünüz. Taraftarlar sizin tüm gücünüzle mücadele ettiğinizi görürse 4-0 bile kaybetseniz sesini çıkarmaz. Ama performansınızda yüzde 5’lik bir düşüş bile görseler protesto ederler" diye konuştu."BANA YABANCIYMIŞIM GİBİ DAVRANDILAR"Kaan Ayhan, 2009’da Türkiye U17 takımında oynadıktan sonra Almanya Genç Milli Takımları’nı tercih ettiğinin hatırlatılması üzerine, "16 yaşındayken Türkiye’nin U17 takımında Romanya’ya karşı oynamıştım. Nasıl anlatılır tam bilmiyorum ama o dönemdeki takımla kaynaşamamıştım. Bana sanki bir yabancıymışım gibi davrandılar. Almanya’da doğmuş olsam da orada bana yabancı gibi davranmalarına bir ölçüde alıştım. Ama insan kendi ülkesinde yabancı muamelesi görmeye tahammül edemiyor. Bu beni rahatsız etti. O süreçte Almanlar’dan davet aldım. Özellikle U17’nin hocası Steffen Freund üzerimde çok durdu ve beni ne kadar istediğini ortaya koydu. Ben de ’Türkiye’de beni yabancı olarak görüyorlarsa bir de gidip Almanya’yı deneyeyim’ dedim" açıklamasında bulundu."DAVET EDİLMEYİ BEKLİYORDUM"A Milli Takım’a çağrılması ile ilgili konuşan Kaan, "Davet edilmeyi bekliyordum. Bir yandan da içimde büyük bir heyecanla birlikte bir endişe de vardı. Bu defa nasıl bir oyuncu grubuyla karşılaşacağımı bilmiyordum çünkü. Bir önceki kampa da davet edilmiş ancak sakatlığım sebebiyle gelememiştim. Dolayısıyla takımı tanımıyordum. O dönemde sakatlığımdan çok beni üzen şey bu spekülasyonlar oldu. Sanki ben başka sebeplerden dolayı Milli Takım’a gelmemişim gibi bir atmosfer oluşturuldu. Oysa benim bu olaylarla ilgili bir bilgim bile yoktu. Zaten sakat olduğum için Schalke’nin maçında da oynayamamıştım. Öyle bir duruma düşmüştüm ki, bu sefer bacağım da kopsa mutlaka Milli Takım kampına gelecektim" ifadelerini kullandı."FATİH TERİM OYUNCUSUNA OLUMLU YAKLAŞIYOR"Fatih Terim’in takım üzerinde büyük bir otoritesi olduğunu belirten Kaan, "Ama bu otoritenin Almanya’daki soğuk antrenör-futbolcu ilişkisine benzemediğini de gördüm. Fatih Hoca oyuncusuna ’oğlum’ diye hitap ettiğinde otorite bir patron-işçi ilişkisinden bir baba-oğul ilişkisine dönüşüyor. Kısa sürede görebildiğim kadarıyla Fatih Hoca antrenmanlarda da oyuncularına çok olumlu yaklaşıyor. Yapılan en küçük bir hatayı bile mutlaka görüyor ve bu hatasını düzeltmesi için oyuncusuna yardımcı oluyor" şeklinde konuştu."GELECEĞİMİ ALMANYA’DA GÖRÜYORUM"Genç futbolcu, Türk gazetelerinde kendisi ile ilgili transfer haberleri çıktığını dile getirerek, "Ama şimdilik önceliğim Süper Lig’de oynamak değil. Almanya’da yetişmiş bir oyuncu olarak kariyerimi de orada sürdürmenin daha doğru olduğunu düşünüyorum. Bundesliga dünyanın en iyi liglerinden birisi ve giderek popülaritesi de kalitesi de yükseliyor. Ben de geleceğimi orada görüyorum" dedi."ALMANYA’DA MAÇLAR BİR TÜR SOSYAL ETKİNLİK"Türkiye’de son dönemde tribünlerde yaşanan seyirci sayısındaki düşüş ile ilgili bir soruya ise Kaan, "Türkiye’deki durumu çok iyi takip edemediğim için bilemiyorum. Ama Almanya’daki durumu anlatabilirim. Orada 4-5 kişilik aile biletini alır ve maç gününü iple çekmeye başlar. Almanya’da maç günü demek bir anlamda aile günü demektir. Bunda stada giden yollardaki ulaşımın, stada giriş-çıkışların kolaylığı ve stat içindeki konfor da büyük bir rol oynuyor tabiî ki. Nasıl ki bazı aileler hafta sonunu tiyatroya giderek değerlendiriyorsa bazıları da maçlara gidiyor. Orada ahbaplarıyla buluşuyorlar. Maçlar bir tür sosyal etkinlik işlevi görüyor. Bir de insanlar hangi şehirde yaşıyorsa ağırlıklı olarak kendi şehirlerinin takımını tutuyor ve her takımın stadı doluyor. Mesela Hoffenheim denilen yer 1200 kişilik bir köy. Ama etrafındaki köyler de Hoffenheim’ı desteklediği için onlar da tribünlerini her maçta doldurabiliyor" cevabını verdi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz