Her ne kadar sebze olarak bilinse de bilim insanları tarafından bir meyve olarak kabul edilen kabağın ana topraklarının Yeni Dünya kıtaları olduğu belirtiliyor. Hem tohumları hem de meyvesi uzun süre saklanabildiği için insanların ilgisini çeken bu meyve genelde hafif şekerli bir tada sahiptir. Haşlanmış ya da kızartılmış bir şekilde servis edilir.
Günümüzde kabağın en çok üretildiği ilk üç ülke sırasıyla Çin, Hindistan ve Rusya şeklindedir. Rusya'yı takip eden ülkeler arasında ise Amerika Birleşik Devletleri, İran, Meksika, Mısır, İtalya, Ukrayna ve Türkiye yer alıyor. Kabağın içerisinde pek çok fitokimyasal bileşenler yer alır. Bu fitokimyasal bileşenlerden bazıları; paltmik asit, oleik asit, linoleik asit, flavonoid, alkaloid gibi maddelerdir. A vitamini, C vitamini, lif potasyum, folik asit, demir ve niasin açısından da oldukça zengin bir besin kaynağı olan kabağın neredeyse hiç kolesterol içermediği belirtiliyor. İdeal bir diyet yiyeceği olarak da tanınan kabağın çekirdekleri yenilebilen bitkisel besin kaynakları arasında kabul ediliyor.
Miktar: Bir adet orta boy
Kalori (kcal): 29
Yağ (g): 0,6
Karbonhidrat (mg): 3,08
Protein (g): 2,4
Rengi sarı olan kabağın içerisinde oldukça düşük miktarda yağ bulunur ve bu meyve bünyesinde neredeyse hiç kolesterol barındırmaz. Bir kaplık yemekte yaklaşık olarak 0.2 gram yağ bulunur. Bu yüzden bedeninize yağ ve kolesterol girişini kesmek isterseniz ve kalp sağlığınızı koruyacak şekilde beslenmek isterseniz kabağı tercih edebilirsiniz. Az oranda yağ içermesinin yanı sıra magnezyum açısından zengin bir meyve olan kabağın kalp krizine yönelik ihtimalleri düşürdüğü de biliniyor. Ayrıca kabağın içinde yer alan folat vitamini de kalp krizi riskini düşüren maddelerden birisidir.
Yoğun stres ve sağlıksız beslenme yüzünden çağımızın en büyük problemlerinden biri haline gelen yüksek tansiyona yönelik şikayetleri kabağı tercih ederek azaltabilirsiniz. Bu meyvenin bünyesinde barındırdığı zengin potasyum ile magnezyum içeriği sayesinde yüksek tansiyon yüzünden ortaya çıkan semptomların azalmasını sağlayabilir ve yüksek tansiyon şikayetinizin etkilerini daha az hissetmeye başlayabilirsiniz. Elbette bu konuda daha kapsamlı bir tedavi için doktorunuza da danışmanız gerekir.
Kabağın içeriğinde yer alan beta karotenler ve C vitamininin kolesterol düzeyini dengelediği söyleniyor. Düzenli ve dengeli seviyede kabak meyvesini tüketerek damarlarınızın çeperlerine negatif etki yapan kolesterol hastalığının etkilerini azaltabilir ve bu hastalığa yönelik şikayetleri azaltarak hayat kalitenizi az da olsa arttırabilirsiniz. Elbette yalnızca kabağı yiyerek kolesterole yönelik şikayetleri azaltmak mümkün değil. Bunun yanı sıra diğer yediğiniz ve içtiğiniz şeylere, kötü alışkanlıklardan uzak durmaya ve yaşam koşullarınıza da dikkat etmeniz gerekiyor.
Bilim insanları tarafından yapılan araştırmalara göre, kabağın içeriğindeki zengin A vitamini başta akciğer kanseri olmak üzere birçok kanser çeşidi ile mücadelede kişilere takviye kuvvet olarak yardımcı oluyor. Antioksidan açısından da zengin bir meyve olan kabağın katkılarından birisi de serbest radikallerin bedenden atılmasına destek olmasıdır. Beta karoten açısından zengin içeriği sayesinde kabağın kanser hücrelerinin neden olduğu kimyasal madde kirliliğini de temizlediği belirtiliyor. Bu meyvenin içerisindeki C vitamini ise kanserli hücrelerin bedende çoğalıp dağılmasını engeller.
Kabağın birçok çeşidi zeaksantin ve lutein pigmentleri açısından oldukça zengin birer doğal besin kaynağıdır. 2008'de sonuçları kamuoyu ile paylaşılan bir araştırmada 35000'den fazla kadın deneğe on yıl boyunca düzenli olarak kabak verilir ve bu kadınlar on yıllık süre zarfı boyunca takip edildikten sonra analiz edilen veriler gösterir ki; kabağın düzenli bir şekilde tüketilmesi katarakt ihtimalini yüzde 18 oranında azaltıyor.
C vitamini açısından iyi bir gıda kaynağı olan kabağın bağışıklık sistemine de güç kattığı uzmanlar tarafından belirtiliyor. C vitamininin yanı sıra lif açısından zengin içeriği de kabağın bağışıklık sistemini desteklediğini destekleyen noktalardan birisi. Sonbahar ve kış dönemlerinde vücudunuz mevsim geçişlerine yenik düşüyor ve kolay hasta oluyorsanız, hasta olduğunuz zaman da hastalığın etkisinden kolay kolay kurtulamıyorsanız bağışıklık sisteminizi güçlendirmek için sofralarınızdan kabağı eksik etmemenizi tavsiye ediyoruz.
Sindirim sistemindeki birtakım aksilikler yüzünden oluşan ve günlük yaşam kalitesini düşüren şişkinlik ve kabız gibi sağlık sorunlarından kurtulmak için kabağın zengin lif içeriğinden faydalanabilirsiniz. Bu meyvede yer alan zengin lif içeriği sayesinde sindirim sisteminiz daha iyi çalışır ve kendinizi daha rahat hissedersiniz.
Kabağın içerisinde yüksek oranda yer alan A vitamini sayesinde saçlarda oluşan yıpranma ve kurumanın etkileri ortadan daha hızlı kaldırılabilir. Kabağın saçın uzamasını hızlandırdığı ve saçı beslediği de biliniyor. Saçın gereksinim duyduğu kolojen ihtiyacını yüzde 50 seviyesinde karşılayan kabağı sofralarınızda düzenli olarak bulundurarak saçınızın esnek yapısını koruma adına önemli bir adım atmış olursunuz.
Kabağın içerisindeki A vitamini ve C vitamini başta olmak üzere birçok madde bedenin vitamin ihtiyacını gidermesine katkı sağlar. Diğer taraftan yeşil kabak suyunun faydalarına baktığımız zaman B1 ve C vitamini haricinde demir, fosfor, protein, magnezyum, çinko, potasyum gibi birçok konuda vücudun ihtiyaç duyduğu minerallerin sağlandığını görüyoruz. Dolayısıyla kabağı çeşitli şekillerde tüketerek bedeninizin ihtiyaç duyduğu vitamin ve mineralleri sağlayabilir ve sağlığınızı koruyabilirsiniz.
Uzmanlar, kabağın çiğ mi yoksa pişmiş mi olarak tüketilmesi gerektiği konusunda oldukça ciddi araştırmalar yapmıştır. Kabağın çiğ halinin çok ciddi zararları olmadığı ortaya çıksa da kabağın yararlarından faydalanmak için bu gıdayı haşlanmış ya da az pişmiş şekilde tüketmenin daha sağlıklı olacağı belirtiliyor.