Hastalık, baloncuk ve kabarcık halindeki virüslerin havaya sıçraması ile bulaşır. Bu şekildeki bir ortamda yaşayan herkes, solunum yolu ile bu virüsü vücuduna alabilir. Bundan dolayı bu hastalık bir insandan diğerine kolaylıkla bulaşabilen bir hastalıktır.
Bu hastalığın virüsü, vücudunuza girdikten sonra etkilerini hemen göstermeyebilir. Virüsler vücudunuza yayılarak, buralarda büyümeye eğilim gösterir ve sonraki üçüncü haftada hastalığın belirtileri ortaya çıkabilir. Hastalığın ikinci bir defa olma ihtimali yoktur. Vücudunuz bu hastalığa karşı bağışıklık kazanacağı için rahatsızlık tekrar ortaya çıkmaz. Bu hastalığı ağır olarak atlatan hastaların yanı sıra, hiç anlamadan hafif bir şekilde atlatıp sağlığına kavuşan hastalar da vardır.
Bu rahatsızlık, birtakım virüslerin tükürük bezlerinin üstünde enfeksiyon oluşturması ve enfeksiyonun gittikçe büyümesi ile meydana gelen bulaşıcı bir hastalık çeşididir. Enfeksiyonun sebep olduğu şişlikler kulak bölgelerinde görüldüğü için kabakulak olarak isim verilmiştir. Genellikle çocukluk çağlarında görülen bu rahatsızlık, nadir de olsa bu hastalığı çocukken geçirmemiş olan yetişkin kişilerde de görülebilir.
Kabakulak, Türkiye ve tüm dünyada yaygın olarak görülen bir hastalıktır. Bu hastalık, çocukluk çağı rahatsızlığıdır ve belirtilerinin %95′i 15 yaşın altında olan çocuklarda görülür. Çocukluk çağlarında hafif bir rahatsızlık olarak kabul edilir. Altı aylıktan küçük olan bebeklerde bu rahatsızlık görülmez. Kırk yaşını geçmiş olan kişilerde de nadir olarak rastlanabilir. 20 yaş ve üzerinde olan erişkinlerin %80-90′ı kabakulağa karşı bağışıklık geliştirmiştir. Bunların % 30′u rahatsızlığı farkında olmadan atlatabilir. Fakat belirtildiği üzere bu tür vakalar çok nadir olarak görülür.
Kabakulak bulaşıcı bir hastalıktır. Genellikle çocuklarda görülebilen ve ailelerin çocukları için çok dikkat etmesi gereken rahatsızlıkların başında gelir. Bu hastalık, hasta kişinin tükürüğü ile kolay bir şekilde çevreye yayılır. Virüs, hava yolu ile yani solunumla bir kişiden diğerine bulaşabilir. Bu hastalık, kızamık ve su çiçeğinden daha az bulaşıcıdır. Bu yüzden hasta kişiyle aynı ortamda kalmamaya ve hijyenik bir ortam yaratmaya dikkat etmeniz gerekir.
Bu hastalık, virüslerden dolayı meydana gelir. Paramyxovirus virüsü, bu hastalığa en yaygın olarak yol açan virüstür. Bu virüsün yanı sıra, parotis bezlerinin şişmesine nadir olsa da sebep olan virüsler; influenza ve coxsackie virüsleri sayılabilir. Bu hastalığın belirtileri, hasta kişiyle temas ettikten sonra, yaklaşık 16 ila 21 gün arasında ortaya çıkar. Aşağıda kabakulağa neden olan etkenleri listeleyeceğiz.
Bu virüsün ait olduğu familya, Paramyxoviridae familyasıdır. Virüs tükürük bezlerine yerleşirse, çocukluk çağı hastalığı olan kabakulağın etkenini oluşturur. Virüs vücuda girdikten sonra ağrı, kusma, şişlik ve ateş gibi semptomların olmasına sebep olur.
Bu virüsün kuluçka süresi 12 ila 25 gün arasındadır. Bu sürelerde yayılabilir fakat genelde 16 ila 18 gün sürer. Hastalığın bulaşma hızına göre, kulak altındaki kabartı şeklindeki tükürük bezlerinin de sıklıkları artar.
Bu rahatsızlık genellikle bahar ve kış mevsimlerde daha sık olarak görülür. Hastalığa sahip bir kişinin öksürmesi, hapşırması ya da yanında bulunan kişilere sarılması ve öpmesi esnasında, bu rahatsızlığın virüsleri damlacıklar şeklinde havaya karışır. Aynı ortamdaki kişiler nefes alıp vererek bu hastalığı kapar. Bu rahatsızlığın bulaşma şekli böyledir. Bu duruma damlacık enfeksiyonu adı verilir.
Bu hastalık, genelde ufak yaşta olan çocuklarda meydana gelir ve virüslerden kaynaklı olarak oluşur. Tükürük bezlerinde şişmeler şeklinde kendisini gösterir. Meydana gelen bu şişlikler genelde kulak altında görülür. Bu virüs çoğunlukla insandan insana öksürme ya da esneme yolu ile bulaşır. Bu rahatsızlık yalnızca insanlara özgü bir hastalıktır.
Bazı insanlara da bu virüs bulaştığı halde ne bir belirti ne de bir işaret gösterir. Lakin bu durum, çok az bir şiddette gerçekleşen kabakulak rahatsızlıklarında meydana gelir. Orta ve yüksek şiddette olan vakalarda gelişen belirtiler, 2 ila 3 hafta içinde gerçekleşir. Bu belirtiler; yükselen ateş, kas ağrıları, yorgunluk, iştah kaybı, baş ağrıları ve kulak altında ortaya çıkan şişliklerdir. Belirtiler genelde enfeksiyonun kapılmasından sonraki 16 ila 18 gün içinde görülür.
Erken belirtiler, hastalığın başlangıcında meydana gelen belirtilerdir. Bu belirtilerin arasında; yükselen ateş, bitkinlik, halsizlik, baş ağrısı, aşırı iştah kaybı, sürekli mide bulantısı ve kusma gibi semptomlar sayılabilir. Hasta olmadan son 2 ila 3 güne oranla vücut sıcaklığında belirli yükselmeler meydana gelebilir. Bu belirtiler rahatsızlığın kuluçka döneminde ve devam eden sürecin içinde, başlangıç aşaması olarak da adlandırabilir.
Erken belirtiler, bu rahatsızlığa yönelik bir işaret olarak kabul edilse dahi, diğer başka hastalıkların belirtileri ile karıştırılabilir. Örnek verecek olursak; baş ağrıları ya da mide ağrıları başka bir rahatsızlığın yan etkisi olarak da görülebilir. Lakin asıl belirtiler, rahatsızlığın gerçekleşmesini kesin bir biçimde dile getiren semptomlar olur. Asıl belirtilerden ilki, tükürük bezlerinin şişmesidir. Ayrıca kulak altındaki bölgede de şişlikler meydana gelebilir.
Görülen bu durum klasik bir kabakulak belirtisi olduğunu ispatlar. Şişlikler önce bir kulağın altında başlar ve ilerleyen süreçlerde hızlı bir şekilde diğer kulakta da meydana gelir. Baş, şişlik olan tarafa doğru yatık hale gelir. Şişlikler 7 ile 10 gün arasında meydana gelir. Bu durumda asitli, sitrik içecekler ve yiyecekler tüketmeniz sizi daha da rahatsızlık veren bir duruma sokabilir. Aynı zamanda tükürük bezlerinde ara ara devam edebilen ağrılar oluşabilir ve bu ağrıları boğazınızda da hissedebilirsiniz.
Erken ve asıl belirtiler dışında oluşabilecek diğer belirtiler de ihtimal dahilinde olabilir. Görülebilecek bu semptomların arasında; mide ağrısı, nöbet oluşması, testikülar ağrı, boğaz bölgesinde oluşan sertlikler, yutkunma zorlukları ve ağzı açıp kaparken ağrı görülmesi yer alabilir. Yutkunma zorluğu yaşanması, tükürük bezlerinin şişmesinden dolayı olur. Şayet iltihap çok fazla yayılırsa boyun bölgesinde tutulmalar görülebilir. Eğer kadınların yumurtalarda iltihaplanma oluşmuş ise, hasta kadın karın ağrısı ile karşı karşıya kalabilir. Aynı zamanda çok nadir vakalarda da rahatsızlık belirti göstermeyebilir.
Yetişkinlerde bu rahatsızlığı, çocuklara oranla daha az görülebilen bir rahatsızlıktır. Bilindiği üzere bu rahatsızlık, en fazla çocukları etkisi altına alan bir rahatsızlıktır. Bu durumun sebebi çocukların bağışıklık sistemlerinin zayıf olmasıdır. Yetişkin kişilerde görülebilen hastalık, çocuklara oranla daha hızlı bir şekilde iyileşir. Bunun sebebi yetişkinlerin bağışıklık sisteminin genelde daha güçlü olmasıdır.
Bu hastalığın yetişkin kişilerde bulaşmasına en küçük temas dahi neden olabilir. Aslına bakılırsa yetişkin ya da çocuklarda görülen bu rahatsızlık çok tehlikeli değildir. Lakin bu rahatsızlıkta en büyük sorun, bazı hastalıkların oluşma riskinin artmasıdır. Örneğin; işitme kayıpları, ensefalit, erbezi iltihapları, testis ve yumurtalık iltihapları gibi hastalıklardır. Bu yüzden hastalık, özellikle yetişkinlerde çok büyük sorunlara sebep olabilir. Yetişkinlerde bu hastalık olduğu zaman en büyük tehlike, işitme kaybı yaşanmasıdır. İşitme kayıpları nadir olarak görülse de bazı yetişkin hastalarda görülebilen bir durumdur.
Bu hastalık, genellikle kişiye iyi huylu ve ömür boyu sürebilen bir bağışıklık sistemi kazandırır. Bu rahatsızlık virüs kaynaklı meydana geldiğinden dolayı, antibiyotikler iyileşmeniz için herhangi bir etki yapmaz ve kendi kendini sınırlar. Bu yüzden hastalığın kesin bir tedavisi bulunmaz. Rahatsızlığın belirtileri üzerine, doktor size bir tedavi süreci uygular. Doktor kontrolünde bağışıklık sisteminizi destekleyici önlemler alabilirsiniz. Aynı zamanda hamilelik döneminde hastalığın geçirilmesi risk faktörleri içerir.
Sizin ya da çocuğunuzun hasta olabileceğinden şüphe duyuyorsanız, doktorunuza giderek belirtilerini söylemelisiniz. Doktor da muhtemelen teşhis edebilmek için sizden virüs kültürü ya da kan testi isteyebilir. Bağışıklık sisteminiz genellikle bu durum ile savaşmaya alışkın bir sistemdir. Bu sebeple şayet herhangi bir kabakulak virüsü varsa, yapılan testler sonucunda bu durum ortaya çıkar. Laboratuvar ortamında yapılacak olan klinik araştırmalar incelenir ve hasta olup olmadığınız anlaşılır. Bu hastalık teşhis edildikten sonra gereken tedaviye başlanır.
Bu rahatsızlık, kendi dışında ciddi sayılabilen bazı rahatsızlıklara da sebep olduğu için, korunmak amacı ile muhakkak aşı yaptırmanız gerekir. Çünkü hastalık beyni etkiler ise, menenjit gibi ölüme dahi götürebilen önemli hastalıklar ortaya çıkabilir. Hastalıktan korunmak için en önemli yol aşılama yapmanızdır. Aşı sayesinde bu rahatsızlıktan %95 oranında korunabilirsiniz.
Virüslerin sebep olduğu enfeksiyonlar sonucunda görülen bu rahatsızlık için antibiyotik tedavisi uygulanamaz. Bu hastalıkta görülebilen ateş ve ağrılar için doktorunuzdan onaylı olarak ağrı kesiciler kullanabilirsiniz. Ayrıca şişmiş bölgelere sıcak kompres uygulayarak ağrının şiddetini de hafifletebilirsiniz.
Bu hastalığa yakalandıysanız, iyice dinlenmeli ve hastalık geçene kadar diğer kişiler ile çok fazla temas halinde bulunmamalısınız. Rahatsızlık nedeni ile katı gıda almakta zorluk yaşayacağınız için bol bol sıvı gıdalar tüketmelisiniz. Bol miktarlarda vitamin takviyesi yapılmalıdır. Özellikle mandalina ve portakal gibi meyveleri tüketmeniz işe yarayabilir. Bu meyveler C vitamini bakımından iyidir.
Yenilmesi zor olduğu için suyunu sıkarak taze olarak da içebilirsiniz. Genel olarak bu rahatsızlığı geçiren hastalarda, bu yöntemler yeterli gelebilir. Lakin ağır şekilde görülebilen bu vakalarda, paralel olarak mide bulantıları ve kusmalar, kalp çarpıntıları ve bağırsak problemleri görülebilir. Şayet bunlar görülür ise, muhakkak en acil sağlık kuruluşuna gitmeniz gerekir.
Bu hastalık, bağışıklık sisteminiz zayıfken daha kolay ortaya çıkabilir. Tedavi edilmediği zaman, beyin iltihabı, işitme kaybı, menenjit ve orşiti gibi rahatsızlıklara sebep olabilir. İlaç ve doktor tedavilerinin yanı sıra bitkisel çözümleri de deneyebilirsiniz.
Hastalığın virüsünün vücuda girmesinden sonra yaklaşık 2 hafta kadar kuluçka süresi olur. Hastalık 1 hafta kadar bir sürede tedavi edilebilir, fakat bu süre kişiden kişiye göre değişiklik gösterebilir. Hayatınız boyunca bir defa bu hastalığı geçirdiğiniz zaman, artık bu hastalığa karşı bağışıklık kazanmış olursunuz. Ayrıca hastalığın aşısı çocuklarda %97 oranda koruyuculuk sağlayabilir. Bu sebeple hastalığı en kısa sürede atlatabilmek için aşı yaptırmanız büyük önem taşır.