HABER

Kabızlık sorunu yaşıyorsanız eğer bunlara dikkat! Kefir ve yoğurt tüketmeden yatağa girmeyin

İçerik devam ediyor
İçerik devam ediyor

Kalın bağırsağınızın ana görevi, sindirim sisteminizden geçerken artık gıdalardaki suyu emmektir. Daha sonra dışkı oluşturur. Kolonun kasları sonunda atıkları elimine edilmek üzere rektumdan dışarı iter. Dışkı kolonda çok uzun süre kalırsa, geçmesi zorlaşabilir. Kötü beslenme sıklıkla kabızlığa neden olur. Stres, rutindeki değişiklikler ve kolonun kas kasılmalarını yavaşlatan durumlar da kabızlığa neden olabilir. Eğer kabızlık problemi yaşıyorsanız işte bilmeniz gerekenler.

Kabızlık, birçok değişik ifadelerle tanımlanır. Dışkılayamamak, dışkılamada gecikmek, sert çıkarmak, kaka yaparken zorlanmak, ağrı, şekil bozukluğu, süresi gibi etkenlerin hepsi kabızlığı ifade eder. Sert, kuru bağırsak hareketlerine sahip olmak veya haftada üç defadan az gitmek olarak tanımlanabilir. Bu etkenlerden birkaçı yılda 2-3 haftayı bulan şikayetler oluyorsa kabızlıktan söz edilebilir.

İrritabl bağırsak sendromunun kabızlık baskın formu ve tek başına kronik kabızlık olmaktadır. Dolayısıyla kabızlığın karın ağrıları, sıkışma, üst üste gitme, yeniden gitme, tam boşaltamama, ağrı, kanama gibi yandaş bulgularının hastaya sorulması gerekir. Bütün bu şikayetler varsa kabızlıktan bahsedilebilir.

Kabızlıkta önemli olan bizim nerede bu şikayetimiz ve nerede yanlışımız olduğudur.

BİRDEN FAZLA NEDEN KABIZLIĞA NEDEN OLABİLİR

Kabızlığı yapan birden fazla çeşit vardır. Yanlış beslenme, sıvı yetersizliği, lif yetersizliğiyle beslenmeye bağlı bir kabızlık olabilir. Fiziksel aktiviteler çok az olabilir. Psikiyatri ilaçları kullanan kişilerde olabilir. En sık görülen şeylerden bir tanesi kaka yapmaktaki bozukluktur. Basıncı yükseltip, bölgeyi tutan iki kası çalıştırmak gerekir. Yeterli basınç sağlanmazsa yeterli boşalmama, engel hissi olabilir. Çok vajinal doğum geçirenler, ileri yaş rahim, idrar torbası sarkmalarında da kabızlık olabilir.

Screenshot_17

KRONİK VE AKUT KABIZLIK NEDİR?

Kabızlık henüz yeni başladıysa, buna akut yani yeni başlangıçlı kabız demekteyiz. Daha önce olmayan bir şey varsa, bu alarm bulgusudur. Yemek değişikliği, depresyon, yeni ilaç kullanımı gibi etkenler etki edebilir.

Eskiden beri olan ve son zamanlarda kendisini daha sık hissettiren kabızlık türü de kronik kabızlıktır. Su tüketimi ve lif tüketiminin azlığıyla da bağlantılı olabilir. Dolayısıyla kronik kabızlık biraz daha masum, altından önemli ve acil bir hastalık çıkmayacak gibi duran bir tablodur. Ancak belirli yaşın üzerinde endoskopi, ultrason ile değerlendirilmelidir. Çok basit önlemlerle bu şikayetin rahatlıkla giderileceğini vurguluyorum.

Screenshot_18

KABIZLIK SEBEPLERİ NELERDİR?

Öncelikle bağırsağı tutan hastalıklar kabızlık yapabilir. Yaşam şekli, fiziksel aktivitelerde azalma, kullanılan ilaçlar, yeme içme şeklinin değişmesi çok kısa sürede kabızlık yapabilir. Örneğin; yaz aylarında vücutta su tüketimi o kadar artar ki, su alımı azaldığında hemen kabızlık başlar.

Yeme içme alışkanlıklarının yanı sıra mutlaka kullanılan ilaçlar gözden geçirilmelidir. Romatizma hastalıklarının çoğu, diyabet başta olmak üzere tiroid hastalıkları bağırsağı etkileyecektir. Birçok bağ dokusu hastalıkları, enfeksiyonla ilgili hastalıklar, kalp ve akciğer hastalıklarında dolaşım bozuklukları sonucunda da bağırsaklar etkilenebilir.

Bağırsağın kendisinde olabilecek enfeksiyonlar, kitleler, bakteri ve virüsler, kullanılan gıdalara karşı gelişen kolitler nedeniyle de kabızlık görülebilir.

KABIZLIĞI ÖNLEMEK İÇİN NASIL BESLENİLMELİ?

Kabızlığı önlemek için en önemli adım beslenme ve yaşam alışkanlığında değişkenliktir.

Güne yayarak yeterli miktarda su içmek, az ve sık yemek, lifi değişik zamanlarda almak gerekir. Böylelikle bağırsaklardaki hareket sürekli olur, lif suyla buluşarak kar topu etkisi yaratır. Yeterli miktarda lif ve sıvı buluşarak bağırsakta yuvarlanır ve hacim yaratır. Bu da bağırsaktaki istenmeyen birikintileri süpürecek ve yumuşak çıkmayı sağlayacaktır. Kolesterol ve şeker seviyesine de olumlu etkiler sağlayacaktır.

Kefir, probiyotik yoğurt, mutlaka lif alımı gerekmektedir. 25 gram lif alımı tamamlanmadan yatağa girilmemelidir. Hurma, siyah çekirdekli kuru üzüm, gül kurusu kayısı, mürdüm eriği gibi meyveler, saf esmer undan ve doğal mayadan yapılan ev yapımı galetalar tüketilmeli, komposto ve hoşaf içilmelidir. Tadını daha güzelleştirmek için istediğiniz meyveleri katabilirsiniz.

Oturup çalışanlar mutlaka 45 dakikada bir 5 dakika yürümelidir. Gün içerisinde tempolu yürüyüşler yapılabilir.

Zeytinyağı tüketimi de önem taşır. Normal kiloda olanlar bir yemek kaşığı, zayıf olanlar iki yemek kaşığı, diyabetik olanlar bir yemek kaşığına yakın tüketmelidir. Zeytinyağı tüketimi, bağırsaklarda yumuşatıcı etki de gösterecektir.

Koyu yeşil yapraklı sebzeler, yeterli miktarda hareket ve lif olanağı sağlayacaktır. Bunların yanında keten tohumu, karnıyarık tohumu gibi bitki çayları tüketilebilir.

Kabızlık sorunu bu şekilde çözülemiyorsa doktora gitmekte fayda vardır.

LİFLİ GIDALARA YÖNELİN! ÇÖKELEK VE EKŞİMİK TÜKETİN

Kabızlık yaşayan kişiler günlük yaşamda 25 gram lif tüketmelidir. 25 gram lif alınması için, 4-5 dilim tam tahıllı buğday ekmeği yemek, koyu yeşil yapraklılardan beslenmek, komposto ve hoşaf yemek, 2-3 kere meyve ve taze sebze tüketmek, tahıl ve baklagil tüketmektir.

Lif, bağırsakta olumlu etkilere yol açabilecek bir prebiyotiktir. Lif suyu bağlar, istenmeyen maddeleri alır ve kartopu etkisiyle onları vücuttan uzaklaştırır. İshali ve gazı giderecek, kolesterolü düşürecek etkileri vardır. Sağlıklı bir birey için bu tüketim miktarı şarttır.

KEFİR VE YOĞURT BAĞIRSAKLARI HAREKETE GEÇİRİR

Bağırsağı harekete geçirmek için vazgeçilmez probiyotik yoğurt ve kefir kullanılmalıdır. Ayrıca bunlardan yapılacak çökelek, ekşimik gibi doğal ve taze peynirler de tüketilmelidir.

Screenshot_22

Bağırsakta bir bakteri dengesi vardır. Bunun tarafları bizle savaşan, bize daima düşman olan ve bizim tarafımızda olan bakterilerdir. Bunlardan dostların sayısı fazla olursa, diğerlerin yapışması ve istenmeyen ikincil olayların tetiğinin çekilmesi baskılanır. Aynı zamanda asit - baz dengesinde düzenlemeler olur. Bağırsakta bize zarar verecek toksik yağ asitleri, safra asitleri daha az açıkta kalır. Belki gaz şikayeti biraz artabilir ancak istenmeyen birçok hastalıkların önüne geçilebilir.

Screenshot_20

KABIZLIK SEBEBİNİ ANLAMAK İÇİN NE YAPMAK GEREKİR?

Birçok hastalık kabızlığa neden olabilir. Kabızlık bağırsağa ait olduğu gibi, bağırsak dışından da kaynaklanabilir.

Tanı için çok özel yöntemlere sahibiz. Ancak bazıları, zaman kaybı ve eziyet olabilir. Dolayısıyla ilk olarak atılan basit adımlar, ultrason, kan tahlilleri ve endoskopidir. Endoskopiden korkmamak gerekir. Damardan bir ilaç verilerek, çoğunun hastanın hatırlamadığı şekilde yapılır. Gerekirse kolonoskopi de yapılır.

Gerek duyulursa dışkılama bölgesinde yırtık olup olmadığını tespit etmek için, o bölgenin MR'ı çekilebilir. Bağırsakların yapısı için çift kontrastlı bağırsak kolon grafisi yapılabilir.

OTURARAK ÇALIŞAN KİŞİLERDE DAHA YAYGIN

Kabızlık bazı kişilerde daha fazla görülebilir. Oturarak çalışan kişiler için daha fazla kabızlık olabilir.

Yoğun stres altında olan, psikiyatrik ilaçlar kullanan, yeterli miktarda lif almamak, az su almak, zeytinyağı kullanmamak ve yanlış beslenme sonucu kabızlık olabilir.

Hareketi kısıtlanmış ve yatağa bağlı olan yaşlı kişilerde de çok sık biçimde kabızlık görülmektedir.

Bel ve kuyruk sokumundaki dışkılamayı uyaran bölgelerde yaşanan sorunlarda kabızlık meydana gelebilir. İleri yaştaki kadınlarda rahim ve idrar torbası sarkması, rektum denilen hazneye baskı yaparak kabızlığa yol açabilir.

NASIL TEDAVİ EDİLİR?

Kabızlık tedavisinde, kabızlığa neden olabilecek yanlışlar ortadan kaldırılmalıdır. Stres azaltılmalı, fiziksel aktivitelere ağırlık verilmeli, yeme alışkanlık biçimi değişmektedir. Son 15 günde yenilen ve içilenler not edilmelidir. Doktor bunu inceledikten sonra, probiyotiklerle desteklenmesini ister. Buradaki yeni düzenlenmelerle bağırsak hem daha düzenli çalışacak, hem de gaz oranında ve kimyasal maddelerde azalma olacaktır.

Sağlıklı beslenmek farklı, yeterli miktarda lif almak farklı anlamlara gelir. Dolayısıyla komposto ve hoşaf sofralardan eksik edilmemelidir. Koyu yeşil yapraklılar, tahıl ve baklagiller tüketilmelidir. Taze sebzeler yenebilir. Az ve sık yenmeli, bol su içilmelidir.

Kişi önce üzerine düşenleri diyetini, sıvı alımını, lif alımını, egzersizlerini yapması gerekir. Bozukluğun nerede olduğu anlaşıldıktan sonra ilaçlar verilebilir. Doktor tavsiyesiyle gerektiğinde yumuşatıcılar olarak bir takım şuruplar, uyarıcı ilaçlar kullanılabilir.

Ancak sürekli ilaç alımı bağırsağı duyarsızlığa alıştırır. Durum daha da kötüye gidebilir. İstenmeyen yollara, bağırsaklarda tembelliğe, kas sinirlerde duyarsızlığa yol açabilirler.

Screenshot_19

İKİ HAFTA SÜREN KABIZLIĞA DİKKAT!

Ani başlamış bir kabızlık meydana geldiyse, şişkinlik giderek artıyorsa bağırsak tıkanıklığına, kitle, iltihap ve tümör lezyonlarını akla getirebilir.

Ağrı eklenmişse, aralıklarla tekrarlanıyorsa, şiddetliyse, sürekli hal alıyorsa, gece uykudan uyandıran ve uyutmayan ağrılar oluyorsa, kilo kaybı ve iştahsızlık varsa, ateş varsa, dışkının biçimi ve kokusu değiştiyse ve bunlar 2 hafta sürüyorsa, mutlaka acil olarak doktora gidilmelidir.

TEDAVİSİNİ YAPTIRMAZSANIZ BAŞKA HASTALIKLARIN ÖNÜNÜ AÇABİLİRSİNİZ

Kabızlıkla beraber tuvalete sert çıkmak ve sert gaz çıkarmak, mukozada çatlaklar oluşturabilir. Bu çatlaklarda oluşan ufak apseler, sonradan büyük apselere dönüşebilir. Daha sonra bu apselerden patlamalarla deriye açılan fistül adı verilen akıntılı ve iltihaplı apseler olabilir. Aynı zamanda hemoroid oluşumu da kabızlığın doğurabileceği sonuçlardan biridir.

Hemoroid, tuvalete çıkılmadığında ciddi biçimde karın basıncını arttırabilir. Kalp, akciğer hastalıklarına, nefes darlığına ve çarpıntıya neden olabilir.

En Çok Aranan Haberler