CHP Genel Sekreteri, İstanbul Milletvekili Akif Hamzaçebi, "Affın amacı, ola ki ileride tekrar açılabilir, sorgulanabilir, soruşturulabilir endişesiyle 17-25 Aralık dosyalarını bir daha açılmamak üzere kapatmaktır. Kader mahkumları işin bahanesidir. Sayın Cumhurbaşkanı, gerçek niyeti ortaya koymuş bulunuyor." dedi.
Hamzaçebi, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında Resmi Gazete'de dün yayımlanan tebliğle, ihracat bedellerinin 180 gün içinde Türkiye'ye getirilmesi, bu dövizin yüzde 80'inin de TL'ye çevrilmesinin zorunlu tutulduğunu anımsattı.
Büyük bir ekonomik krizin içinde bulunduklarını savunan Hamzaçebi, şu ana kadar krize karşı alınan etkili önlemler olarak dün yayımlanan tebliğin ve indirimli konut kampanyasının sunulduğunu belirtti.
Hamzaçebi, "Dolar almış başını gidiyor, TL yerlerde sürünüyor, kimse geleceğini görmüyor, satıcılar, yatırımcılar, tüketiciler, kimse bir ay sonra hangi malı hangi fiyattan alacağını, hangi fiyattan yatırım yapacağını bilmiyor. Uygulamaya konulan önlem; indirimli konut kampanyası ve diğeri de dünkü tebliğ. Bu önlemlerle, bir krizin yönetilmesi, aşılması asla mümkün değil." diye konuştu.
Resmi Gazete'de yayımlanan dünkü tebliğin çok sakıncalı sonuçları olacağını savunan Hamzaçebi, ihracat bedelinin 180 gün içinde yurda getirilmesi kısmında bir sorun bulunmadığını, ihracat bedelinin zaten dışarıda kalmayıp, Türkiye'ye geldiğini belirtti. Hamzaçebi, meselenin, yüzde 80'inin TL'ye çevrilmesini zorunlu tutan kısmı olduğunu ifade etti.
Hamzaçebi, bu tebliğin, ithal girdi kullanan sektörleri, vadeli satışları, yabancı para cinsinden kredi kullanan işletmelerin kredi borcu geri ödemelerini gözetmediğini öne sürdü. Hamzaçebi, tebliğin bu konuları gözetecek şekilde değiştirilmesini istedi.
-"Merkez Bankasının elini kolunu bağlamışsınız"
Bu önlemlerle krizin aşılamayacağını savunan Hamzaçebi, "Merkez Bankasının elini kolunu bağlamışsınız, ona 'Çık ringte dövüş' diyorsunuz. Eli kolu bağlı boksör, ringte konuşarak, dövüşemez, yere yıkılır." değerlendirmesinde bulundu.
Vatandaşın, ulusal paraya güven duymadığında parasını dövizde tuttuğunu dile getiren Hamzaçebi, vatandaşın ve şirketlerin bankadaki yabancı para cinsinden mevduatının, piyasadaki paraya ve bankalardaki toplam mevduatına ilişkin bir tablo gösterdi.
Hamzaçebi, 2005'te bunun yüzde 33,8 düzeyindeyken, bu yılın 24 Ağustosunda yüzde 44,3'e ulaştığına işaret etti. Hamzaçebi, vatandaşın geleceğe güvenle baktığında yabancı paradan çıkıp TL'ye yöneldiğini vurguladı.
Konuşarak doların aşağı inmeyeceğini, vatandaşın cebinin yandığını belirten Hamzaçebi, "Ateş düştüğü, dolar yükseldiği yeri yakar. 'Benim dolar, döviz cinsinden borcum yok' diye kimse düşünmesin. Kurdaki bu yükseliş, TL'deki bu olağanüstü değer kaybı vatandaşın cebini yakacaktır çünkü bu enflasyon demektir." ifadesini kullandı.
Hamzaçebi, ülkeyi yönetenleri, ciddi, ayakları yere basan bir ekonomik programı açıklamaya davet etti.
Vergi borçlarının ödenmesindeki gecikme zammı oranının aylık yüzde 1,4'ten yüzde 2'ye çıkarıldığını anımsatan Hamzaçebi, devletin, yükselen enflasyon ve mevduat faiz oranları karşısında kendi alacağını güvence altına almak amacıyla gecikme zammı oranlarını artırdığını vurguladı. Hamzaçebi, devletin, aynı duyarlılığı emekli ve memur maaşlarında da göstermesini istedi.
-"Suç iddiaları da bunlardı zaten"
Hamzaçebi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, "Devlete karşı işlenen suçlarda devlet affedici olabilir." şeklindeki açıklamasına ilişkin soru üzerine de şu görüşleri savundu:
"Önemli olan, bu affı gerçekleştirecek olan, parlamento çoğunluğunu sağlayacak olan AK Parti Grubunun görüşüdür. Affın amacı, ola ki ileride tekrar açılabilir, sorgulanabilir, soruşturulabilir endişesiyle 17-25 Aralık dosyalarını bir daha açılmamak üzere kapatmaktır. Kimse kimseyi aldatmasın, niyet budur. Kader mahkumları işin bahanesidir. Sayın Cumhurbaşkanı, gerçek niyeti ortaya koymuş bulunuyor. Devlete karşı işlenmiş suçlar... Nedir bunlar, zimmet, rüşvet, görevi kötüye kullanma, ihaleye fesat karıştırma ve benzeri suçlar. 'Biz ancak bunları affederiz' diyor. 17-25 Aralık dosyalarına konu olan suç iddiaları da bunlardı zaten."
-"İttifak tartışmaları gereksiz"
Yerel seçimlerde ittifak tartışmalarına ilişkin bir soru üzerine Hamzaçebi, ittifakın doğru bağlamda tartışılmadığını, ittifakın Siyasi Partiler Yasası'na göre ancak genel seçimde yapılabileceğini kaydetti.
Hamzaçebi, genel seçimde olduğu gibi yerel seçimde de bir ittifak yapılmak isteniliyorsa, bunun için Siyasi Partiler Yasası'nda ve anayasanın, "seçim yasalarında yapılan değişiklikler, yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 1 yıl sonra uygulanabilir" hükmünü de askıya alacak geçici madde düzenlemesi yapılması gerektiğini belirtti.
CHP Genel Sekreteri Hamzaçebi, "Böyle bir tartışmayı görmüyorum. O halde konuşulan bir ittifak değil, bir yerel seçim dayanışması. MHP ve AK Parti, ittifaktan söz ederken, yerel seçimlerde birinin güçlü olduğu yerde, diğerinin aday göstermemesi şeklinde bir dayanışmayı kast ediyorlarsa, bu dayanışma asla sandığa yansımaz. Yerel seçimde seçmen adaya bakacaktır. İttifak tartışmalarını gereksiz bir tartışma görüyorum. Adaylar etrafında dayanışmalar, birleşmeler olur." dedi.
Emeklilikte yaşa takılanlara ilişkin bir soru üzerine Hamzaçebi, bu konuyla ilgili teklif verenler samimiyse muhalefetin tekliflerini, TBMM'de yasalaştırabileceğini vurguladı.
-"Seçimi hangi adayla alacaksak, aday odur"
Hamzaçebi, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına aday olmayı düşünüp düşünmediğine yönelik soruya karşılık ise yerel seçimlerle ilgili strateji belirlemek üzere cuma günü CHP MYK'nin, gelecek hafta da PM'nin toplanacağını bildirdi.
Akif Hamzaçebi, "İstanbul, Ankara olsun, iddialı olduğumuz illerde seçimi hangi adayla alacaksak aday odur. Görüşüm gayet net. Parti olarak bir iddia ortaya koyuyoruz, kimse bizim genel seçim sonuçlarıyla meşgul ederek, zaman kaybedeceğimizi düşünmesin, o geride kaldı, değerlendirmesini yaptık. Yerel seçimlere CHP çok güçlü şekilde hazırlanacaktır. Adaylar tabanda birleşmeyi sağlayacak olan adaylar olacaktır. Görev, genel başkanımız ve partinin yetkili kurullarınındır." değerlendirmesinde bulundu.