Hürriyet'te yer alan habere göre Hızlı Tren Projesi kapsamında Tarihi Haydarpaşa Garı’nın peronlarında rayların iyileştirmesi çalışmalarında İstanbul’un tarihine ışık tutacak yepyeni buluntular ortaya çıkarıldı. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı tarafından desteklenen arkeolojik kazılarda yeni keşifler yapıldı. Antik kaynaklarda belirtilen Khalkedon (Kadıköy) şehrine ait sur duvarları veya antik limanın mendireği tespit edildi. 3 metre genişliğinde ve yaklaşık 4 metre derinliğindeki duvarın özgün yapısı ve kesme taşlarla örülü olması bu iki ihtimali güçlendiriyor.
Haydarpaşa'nın altından çıktı
Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı İstanbul Arkeoloji Müzesi tarafından peron araları ve çevresinde yapılan kazılarda Osmanlı, Roma, erken ve geç Bizans dönemi yapı temellerine rastlandı. 5 Numaralı Koruma Kurulu kararları doğrultusunda başlatılan, 300 dönümlük alandaki arkeolojik kazıları, 400 işçi ve 20 arkeolog yürütüyor. Kalıntıların belgeleme çalışmaları sürüyor. Kalıntılar proje kodunun altında kaldığından üstleri jeotekstil malzemelerle örtülüp yerinde koruma sağlanacak.
Kadıköy’ün antik dönemdeki ismi Khalkedon’du. (Khalkedon’un M.Ö 685 yılında kurulduğunu Megabasuz adlı Pers yazarı söyler. Bu genel kabuldür.) Antik kaynaklarda tapınakları, limanı, surlarından bahsedilse de günümüze ulaşan bir yapı henüz bulunmadı. Bu nedenle Kadıköy’ün pek çok yerindeki hafriyat çalışmalarında antik kente ait lahit, mimari temeller, mezarlara rastlandı. Khalkedon adına basılan sikkeler bulundu. Tarihi gar binasının da yer aldığı Haydarpaşa Çayırı olarak nitelendirilen alanda arkeologlar, Bizans’ın yazlık sarayı ve Kadıköy Konsili’nin toplandığı Sainte Euphemie Kilisesi’nin bulunma ihtimalinden söz ediyor. Rayların altında yapılan kazı çalışmalarında iki farklı yapı arkeologları o yönde araştırmaya itti. Helenistik döneme tarihlenen düzgün taşlardan yapılmış, üstünde metal kenetler bulunan bir platform diğer mimari buluntulardan farklıydı. Bu platformun bir tapınağa ya da büyük bir kiliseye ait olabilme ihtimali üzerinde duruluyor. Antik dönem platformunun sadece 2 metrelik uç kısmı ortaya çıkarıldı. Kalan kısım peronun altında kalıyor.
Diğer farklı mimari yapı ise kesme taşlardan, sandık duvar tekniğinde düzenli olarak sıralanmış bir duvardı. 3 metre genişliğinde ve 4 metre derinliğindeki duvarın henüz ucu bucağı belli değil. Arkeologlar şimdilik temkinli konuşuyor. Ancak buluntuların Khalkedon antik kentine ait sur duvarları ya da antik limanın mendireği olabileceği konusunda fikir birliği yapıyorlar. Bağdat Demiryolu inşaatı sırasında demiryolu çalışmalarında görevli bir mühendis olan J. Miliopulos’un 1882 yılındaki Haydarpaşa Çayırı raporuna göre antik dönemden kalma limanın İngiliz mezarlığının bitiminden denize doğru uzanan, 400 metre uzunluğunda bir mendireği bulunuyor. Ancak bu değerlendirmenin ne kadar doğru olduğu henüz belli değil. Arkeologlar yapının sur duvarları olma ihtimali üzerinde de duruyor. Hangisinin doğru olduğu kazılar genişledikçe netlik kazanacak.
Kadıköy’ün tarihini yeniden yazıyoruz
İstanbul Arkeoloji Müzesi Müdürü Rahmi Asal: “Bize bu fırsatı tanıyan Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’na teşekkür ediyoruz. Yaklaşık 6 aydır alandayız. Bölge koruma kurulunun kararları doğrultusunda kazı yapıyoruz. Cumhuriyet döneminden Osmanlı, Bizans, Roma, Helenistik dönemlere ait mimari kalıntılar ve küçük buluntular geldi. Helenistik döneme ait metal kenetlerle birbirine bağlı bir platform diğerlerinden farklıydı. Yanı başındaki M.Ö. 4’üncü yüzyıl siyah keramiklerden dönemini tahmin ettik. Diğeri de 3 metre genişliğinde sandık duvar tekniğinde gayet iyi işlenmiş bir duvar. Açıkçası bilim insanı olarak netleştirmeden söyleyemiyoruz ama 1882 yıllarında padişahın emri ile yapılan çalışmalarda denize doğru devam eden mendirek kalıntısı olduğu belirtiliyor. Mendirek için her iki tarafında deniz olması lazım. Burada tek tarafta deniz olduğu önündeki kumlardan anlaşılıyor. Temkinli olmak lazım. Sur duvarı olabilir. Önümüzdeki günlerde netleştiririz. Somut belgelerle Kadıköy’ün tarihini yeniden yazıyoruz.