Kadın Hastalıkları Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Op. Dr. Suzan Gençsoy, laparoskopi’nin karın derisi altından yapıldığını ifade ederek, “Her şeyden önce karın derisi, temizlenir ve gereken şekilde örtülür.
Daha sonra vajinadan girilerek uterusa bir alet yerleştirilebilir. Göbek deliğinin tam altından olmak üzere karın boşluğuna, karbondioksit, nitrik oksit veya hava verilir. Verilen bu gaz, karın duvarını ve bağırsakları pelvis bölgesindeki organlardan ayıran bir boşluk oluşturarak üreme organlarının daha kolay görülmesini sağlar. Minyatür bir gemici dürbününe benzeyen ince bir tüp olan laparoskopi, göbek deliğinin tam altından yapılan bir insizyonla içeriye sokulur. Başka bir insizyondan karın boşluğuna sokulan ikinci bir sondayla pelvis organlarına, daha iyi görülebilecekleri pozisyonlar verilir. Bu “ikinci delik” açılmadan yapılan bir diagnostik laparoskopi, söz konusu sonda kullanılmadığında bütün oluşumların eksiksiz görülmesine olanak bulunmadığından, tam sayılmaz” dedi.
Op. Dr. Gençsoy, Endoskopi veya pelviskopi olarak da adlandırılan laparoskopi; optik bir aletin göbek altında yapılan küçük bir kesi ile girilerek karın boşluğuna sokulması ve doktorun, infertil kadının pelvis organlarını görebilmesine olanak sağlanması olduğunu belirterek, “Laparoskopi; tüplerin hasar görmüş olması, endometriosis, yapışıklıklar ve tüberküloz gibi infertilite nedeni olan birçok sorunda tanı konulmasını sağlayabilir. Diagnostik (tanı amacıyla yapılan) laparoskopi önceki yıllarda, infertilite sorunu olan kadınlarda, değerlendirmenin tamamlanması için başvurulan rutin bir muayene yöntemiydi. Cerrahi (invazif) bir uygulama olması nedeniyle genellikle, temel infertilite testleri yapıldıktan sonra başvurulan bir yöntemdi. Oysa laparoskopinin infertil kadınların tedavisindeki yeri gönümüzde son derece sınırlıdır ve bizler kliniğimizde laparoskopiyi, çok seyrek uygulamaktayız” şeklinde konuştu.
Bazı doktorların bir sonraki adet dönemi başlamadan önceki hafta içerisinde yaptıklarını kaydeden Op. Dr. Gençsoy, “Bu doktorlar laparoskopiyi dilatasyon ve kürtajla (uterus boşluğu iç yüzeyinin kazınmasıyla) birleştirerek gerçekleştirdiklerinden kadının ovülasyon durumu hakkında da aynı prosedür kapsamında bilgi sahibi olurlar.Bazı doktorlar diagnostik laparoskopinin, endometriumun ince olduğu post-menstrüel fazda olması nedeniyle histeroskopiyle birleştirerek yapmayı tercih ederler. Hastaya, girişimden önceki belirli bir süre boyunca herhangi bir şey yiyip içmemesi önerilir. Laparoskopi öncesinde, anestezinin güvenli olup olmadığının öğrenilmesi amacıyla bazı testler de yapılabilir ama günümüzde bu testlere, sağlıklı genç kadınların hemen hiç birinde ihtiyaç duyulmamaktadır. Bazı doktorlar laparoskopiden önce HSG (histerosalpingogram) yapılmasını isteyebilir. Laparoskopi genellikle gün içerisinde gerçekleştirilir. Girişim sırasında hasta, herhangi bir rahatsızlık hissetmemesi için uyuması amacıyla, genel anestezi altında uygulanır” ifadelerini kullandı.
KAYNAK: İHA