HABER

Kadın merkezleri'nin 'sığınak' talebi

DİYARBAKIR (İHA) - Diyarbakır Kadın Merkezleri, geçtiğimiz yıl Çanakkale'de yapılan 7. Kadın Kurultayı'nın sonuç bildirgesini açıklamak amacıyla düzenlediği basın toplantısında, kadına yönelik şiddetin son bulması adına taleplerini dile getirdi.

Her yıl değişik illerde düzenlenen ve 2004 yılında Çanakkale'de yapılan Kadın Sığınakları ve Danışma Dayanışma Merkezleri 7. Kurultayı'nın sonuç bildirgesini açıklamak üzere biraraya gelen Diyarbakır Kadın Merkezleri; SELİS, KAMER, DİKASUM, EPİDEM ve SELİS Kadın Dernekleri tarafından ortaklaşa bir basın toplantı düzenlendi. Toplantıda, kadına yönelik şiddetin son bulması ve şiddete maruz kalan kadının sığınak ihtiyacının karşılanması gerektiği belirtilerek, kadın dayanışmasının önemine değinildi. Kadın merkezleri adına basın açıklamasını okuyan SELİS Kadın Danışmanlık Merkezi yetkilisi Suzan Mehmetoğlu, kadının en temel hakkı olan sığınakları açmadıkları gerekçesiyle iktidarları kınayarak, "Biz kadınlar, Çanakkale'de düzenlediğimiz Kadın Sığınakları ve Danışma / Dayanışma Merkezleri 7. Kurultayı'nda 'sığınaksız bir gelecek için' buluştuk. Kadınların yaşamları tehlikedeyken eli kolu bağlı bekleyen, sığınakları açmayan, kadının en temel yaşama hakkını hiçe sayan iktidarları kınıyoruz. Toplumsal cinsiyetimiz nedeniyle yaşadığımız ezilmenin, ancak bizlerin biraraya gelerek oluşturduğu güçle, dayanışmayla aşılabileceğinin farkındayız" diye konuştu. Açıklamasında töre ve namus cinayetlerinden doğan şiddete de değinen Mehmetoğlu, "Bizi kendi bedenimize yabancılaştıran, namus anlayışına, namusu besleyen törelere karşı çıkıyoruz. Töre ve namus cinayetleri sadece belirli toplumlara mal edilemez. Kadının kendi bedeni ve cinselliği üzerinde söz hakkı yine kendisinde olmalıdır" dedi.

Suzan Mehmetoğlu, şiddetle mücadele eden kadınlar olarak ortaklaşa aldıkları kararları önümüzdeki 1 yıl içinde uygulayacaklarını ifade ederek, "Sağlanan fonları değerlendirebileceğimiz ortak bir havuz oluşturmayı, fon kurumlarıyla ilişkilerimizi belirlediğimiz ilkeler çerçevesinde sürdürmeyi, kadın hareketinde eşcinsel kadınların görünmez olmaktan çıkarılmasını, bunun için eşcinsel örgütleriyle karşılıklı deneyim aktarımı yapılmasını öngördük. Kendi aramızda bilgi ve deneyim aktarımı sürecini hızlandırmak, ortak bir dil oluşturabilmek için çalışma grupları oluşturuyoruz. Ayrıca medyada kadınlara yönelik şiddet haberlerini, programlarını toplumsal cinsiyete duyarlı bir bakış açısıyla gerçekleştiren çalışanları desteklemeyi hedefliyoruz. Kadına yönelik şiddetin önlenmesi öncelikle kadınların dayanışmasıyla mümkündür. Sığınaksız bir gelecek için, erkek şiddetine 'Dur' diyelim. Hem sığınakları istiyoruz hem de sığınaklara gerek duymayacağımız günleri" şeklinde konuştu.

KADIN ÇEVRELERİNİN TALEPLERİ VE ÖNERİLERİ

SELİS Kadın Danışmanlık Merkezi yetkilisi Suzan Mehmetoğlu, '7. Sığınaklar Kurultayı'nda ele alınan kararları ve talepleri şöyle sıraladı:

"- Yerel yönetimler, kadın sığınaklarını zaman geçirmeksizin açmalıdır. Uluslararası düzeyde yerleşmiş sığınak kavramının yerine geçirilmeye çalışılan 'kadın korunma evi', 'konuk evi' kavramları yanıltıcıdır, kesinlikle kabul edilemez. Açılacak sığınaklarda yetki ve denetim, bağımsız kadın gruplarında olmalıdır. Kadınlara yönelik şiddete karşı kadınları destekleyen programlar, gerekli bütçenin ayrılmasıyla biran önce yaşama geçirilmelidir.

- Şiddet uygulayan erkeğin evden uzaklaştırılmasını sağlayacak 4320 sayılı yasa uygulanmamaktadır. Emniyet güçleri, hekimler, hakimler, savcılar ve avukatlar bu konuda uyarılmalı, bilgilendirilmelidir. Uygulamada yaşanan sorunlarla ilgili sığınak ve danışma merkezlerinden görüş alınmalıdır.

- Yerel yönetimler Yasası Kadın Sığınakları Uygulama Yönetmeliği, evrensel sığınak ilkeleri göz önünde bulundurularak, bağımsız kadın hareketinin görüşleri alınarak hazırlanmalıdır.

- Medyada şiddete uğrayana kadınları konu alan programların, yapılan haberlerin büyük bir çoğunluğu, kadını güçlendirmekten uzak, tersine aşağılayıcı, yanlış bilgilendirici niteliktedir. Medya çalışanları, bu konuda duyarlı ve şiddet konusunda uğraş veren biz kadınlardan bilgi almaya açık olmalıdır.

- Bizi kendi bedenimize yabancılaştıran, namus anlayışına, namusu besleyen törelere karşı çıkıyoruz, töre ve namus cinayetleri sadece belirli toplumlara mal edilemez. Kadının kendi bedeni ve cinselliği üzerinde söz hakkı yine kendisinde olmalıdır.

- Namus gerekçesiyle ölüm tehdidi altında yaşayan kadınların can güvenlikleri sağlanmalı, sorumlular henüz cinayet işlemeden bulunmalı, engellenmelidir. Emniyette 'Kadına Yönelik Şiddet ve Cinsel Suçlarla Mücadele Birimi' kurulmalıdır.

- Kadınlar haklarını öğrenirken, ana dillerinde bilgilendirilmelidir.

- Aile mahkemeleri yönetmeliği zaman geçirmeksizin çıkarılmalı, bu mahkemeler her ilde kurulmalıdır.

- KSGM Yönetmeliği kadın örgütlerinin görüşleri alınarak hazırlanmalı ve çıkarılmalıdır.

- Medeni Kanun'un yürürlük tarihiyle ilgili olarak, evli kadınların 01 Ocak 2002 tarihinden öncesi emeklerine el konmasına neden olan 10. maddesi kadın örgütlerinin talepleri doğrultusunda hemen değiştirilmelidir."

En Çok Aranan Haberler