Uluslararası Örgütü'nün son çalışmasına göre kadın mülteciler yolculuklarının her aşamasında fiziki saldırıya, istismara ve cinsel tacize maruz kalıyor.
Örgüt, hükümetin ve yardım kuruluşlarının da kadın mültecileri korumakta başarısız olduklarına dikkat çekti.
Çalışma için geçen ay Türkiye ve Yunanistan üzerinden çeşitli Avrupa ülkelerine geçerek Almanya ve Norveç'e giden 40 kadınla görüşüldü.
Kadınların tümü yolculukları sırasında kendilerini tehdit altında ve güvensiz hissettiklerini söylediler.
Mültecilerin vurguladıkları bir diğer nokta da geçtikleri hemen hemen tüm ülkelerde; insan kaçakçılarıyla, güvenlik görevlileriyle ya da diğer mültecilerle cinsel ilişkiye girmeleri yolunda baskı gördükleri oldu.
Kadınlar bazen kendilerini daha güvende hissettikleri plajlarda uyumayı tercih ettiklerini söyledi.
Bazı merkezlerde ise kadınların erkeklerle aynı tuvaletleri ve banyoları kullanmak zorunda kaldıkları belirtildi.
'Onunla yatarsam, daha az ücret ödeyeceğimi söyledi'
Uluslararası Af Örgütü'ne konuşan ve orijinal adları açıklanmayan Suriyeli mülteci kadınlardan bazıları şunları söyledi:
-- "Türkiye'deki otelde, Suriyeli insan kaçakçısı ile çalışan adamlardan biri, onunla yatarsam daha az ücret ödeyeceğimi söyledi. Elbette, 'Hayır' dedim. İğrençti. Ürdün'de de hepimizin başına aynı şeyler geldi."
-- “İnsan kaçakçısı beni taciz ediyordu. Birkaç kez bana dokunmaya çalıştı. Sadece erkek kuzenim çevremde olduğunda bana yaklaşmıyordu. Çok korktum. Çünkü insan kaçakçılarına istedikleri ücreti ödeyemeyenlere, indirim için onlarla yatma seçeneği verildiğine dair öyküler duyuyorduk."
-- “Hiçbir zaman yerleşim birimlerinde, kamplarda uyuma şansım olmadı. Birisinin bana dokunacak olmasından çok korktum. Çadırlarda kadınlı-erkekli kalınıyordu ve bazı şiddet olaylarına tanık oldum. Bu nedenle hareket halindeyken, özellikle de otobüsteyken kendimi daha güvende hissettim. Zira gözlerimi kapatabildim ve uyuyabildiğim tek yer otobüstü. Kamplarda kadınların, birilerinin onlara dokunduğu gerekçesiyle şikâyet etme hakkı yoktu. Zira yolculuğu aksatmaları istenmiyordu."