25 Kasım 1960'ta Dominik Cumhuriyeti'nde diktatörlüğe karşı mücadele eden üç kız kardeş Patria, Minerva, Maria Mirabel'in cesetleri bir uçurumun dibinde bulundu. Mirabel kardeşlerin, tecavüz edilerek vahşice öldürüldüğü ortaya çıktı ve onlar diktatörlüğe karşı mücadelenin sembolü oldu. Bütün dünyada yankı bulan bu gelişmeler karşısında Birleşmiş Milletler 17 Aralık 1999'da, 25 Kasım'ın "Kadına Yönelik Şiddetin Ortadan Kaldırılması İçin Uluslararası Mücadele Günü" olarak benimsenmesine karar verildi.
Üsküdar Üniversitesi NP Etiler Tıp Merkezi’nden Uzman Klinik Psikolog Meral Sarıkaya, şiddetin bireysel ve toplumsal bir sorun olduğunu belirterek şiddete maruz kalmanın kişide dünyanın güvenilir bir yer olduğu inancını sarsarak birçok psikopatolojik sorunu ortaya çıkarabildiğini söyledi.
Şiddetin dört şekli var
Kadına yönelik şiddeti “Bireyin cinsiyeti nedeniyle uygulanan fiziksel, psikolojik, ekonomik ve cinsel yönden zarar görmesiyle sonuçlanan her türlü tutum ve davranış” olarak tanımlayan Uzman Klinik Psikolog Meral Sarıkaya, “Kadını kontrol etmek, aşağılamak, cezalandırmak amacıyla bedensel güç kullanılıyorsa fiziksel şiddet, duygusal güç kullanılıyorsa psikolojik şiddet, cinsel anlamda güç kullanılıyorsa cinsel şiddet ve maddi güç kullanılarak üstünlük kuruluyorsa ekonomik şiddet ortaya çıkar. Türkiye’de kadına yönelik aile içi şiddet araştırmasına(2009) göre, ülke genelindeki kadınların %39’u fiziksel şiddet, %15’i cinsel şiddet yaşarken, %42’si iki şiddetten en az birini yaşadığını belirtmektedir” diye konuştu.
Travma Sonrası Stres Bozukluğu yaşanıyor
Uzman Klinik Psikolog Meral Sarıkaya, şiddete maruz kalan kadınların yoğun biçimde suçluluk, yalnızlık, korku, çaresizlik, kendine güvensizlik, gerginlik ve huzursuzluk gibi duygulanımlar içinde kaldıklarına dikkat çekerek “Dolayısıyla bu kişilerde akut stres bozukluğu, travma sonrası stres bozukluğu, anksiyete bozuklukları, alkol madde bağımlılığı, depresyon gibi bir çok psikiyatrik rahatsızlık görülme olasılığı ortaya çıkmakla birlikte kendine zarar verme davranışları veya intihar girişimleri de görülebilmektedir” dedi.
Şiddete uğrayan kadın bununla nasıl mücadele etmeli?
Şiddete uğrayan kadınların nereden yardım alabileceklerini bilmelerinin bu durumla mücadele etmeleri açısından önemli olduğunu da ifade eden Uzman Klinik Psikolog Meral Sarıkaya, şu bilgileri verdi:
“Şiddete uğrayan kadınlar şu kurumlardan destek alabilirler: Aile, Kadın, Çocuk ve Özürlü Sosyal Hizmet Danışma Hattı Alo 183 , ALO 155 Polis İmdat, ALO 156 Jandarma İmdat,112 ACİL, 0212 656 96 96 Aile İçi Şiddet Acil Yardım Hattını arayabilirler. Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğünde veya Aile ve Sosyal Politikalar İlçe Müdürlüğünde, Aile Danışma Merkezleri ve Toplum Merkezlerinde ücretsiz olarak danışmanlık, rehberlik,yönlendirme hizmetleri alabilirler. ŞÖNİM (Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi) şiddet uygulayan ve şiddete maruz kalanlara yönelik verilen tedbirlerin etkin olması için izleme yapan birimlerdir. Bu merkezlerde hukuki, psikolojik, mesleki ve danışma gibi farklı alanlarda hizmetler sunulmaktadır. Ayrıca sığınma evleri ya da diğer adıyla konukevleri, şiddete uğrayan veya risk altındaki kadınların varsa beraberlerindeki çocuklarıyla birlikte, geçici süre ile barınma ihtiyacının karşılanması amacıyla kurulmuştur. Bu hizmeti başta Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü olmak üzere, sivil toplum kuruluşları, belediyeler, kaymakamlıklar ve valilikler yürütmektedir.”
Şiddete maruz kalındığında veya böyle bir risk altında iken bulunulan yere en yakın sağlık kuruluşuna da başvurulabileceğini ifade eden Uzman Klinik Psikolog Meral Sarıkaya, “Şiddete uğranılmışsa gerekli tedavi yapılır ve yaşanılan şiddeti belgeleyen rapor düzenlenebilir. Avukatlık ücreti ödeyecek durumda olmayanlar ücretsiz avukatlık hizmetinden yararlanmak amacıyla bulundukları yerlerin barolarına başvurabilirler. Kadın Sivil Toplum Kuruluşları gönüllü çalışan kuruluşlardır. Bu kuruluşlarda ücretsiz olarak danışmanlık ve rehberlik hizmeti verilmektedir. Konukevi bulunan kuruluşlarda geçici olarak barınma ihtiyaçları da karşılanmaktadır. Belediyelerin kadın destek birimlerinde psikolojik, tıbbi, maddi ve hukuki destek sağlanmaktadır. Ayrıca konukevleri bulunması halinde ücretsiz barınma imkanı da sunulmaktadır” dedi.
Psikiyatrik ve psikolojik destek sağlanmalı
Şiddetin uygulandığı ve güç dengesizliğinin yoğun olduğu durumlarda buna maruz kalan kadınların korku, kontrolsüzlük ve belirsizlik içinde hissederek yoğun çaresizlik duygusu içinde yardım arama davranışını eyleme geçirmekte zorlanabileceklerini ifade eden Uzman Klinik Psikolog Meral Sarıkaya, “Bu nedenle öncelikle şiddete maruz kalan kadınların yardım ve destek alabilecekleri kaynaklar hakkında bilgi sahibi olup bilinçlenmeleri önemlidir. Böyle bir durum ile karşılaşıldığında vakit geçirmeden destek alabilecekleri kurumlara başvurmalıdırlar. Yaşamlarını şiddet görmeyecekleri bir ortamda yeniden kurmaları noktasında mücadelelerini sürdürmelidirler. Bu noktada şiddete maruz kalan kadınların psikiyatrik ve psikolojik tedavileri önemli bir basamak oluşturmaktadır. Eğer psikiyatrik bir rahatsızlık ortaya çıkmış ise psikiyatrik tedavileri ile birlikte psikoterapi desteği alarak öncelikle ruhsal olarak tedavi olup güçlenmeleri, bireylerin yaşamlarını tekrar kurabilmeleri açısından birincil derecede önem arz etmektedir” uyarısında bulundu.
Uzman Klinik Psikolog Meral Sarıkaya, bu tedavilerin başvurdukları devlet kurumları ve sivil toplum kuruluşlarında çoğunlukla sunulduğuna da dikkat çekti.