Diyarbakır'da Gülistan Gümüş'ün saklandığı çeyiz sandığında uzun namlulu silahla taranarak öldürülmesiyle ilgili korkunç bir gerekçe açıklandı.
Diyarbakır 1. Ağır Ceza Mahkemesince hazırlanan 31 sayfalık gerekçeli kararda, bölgede yıllardır işlenen töre cinayetlerinin sebepleri bütün detaylarıyla belirtildi. Kararda, bölgede insan davranışlarının, "töreye uygun olan ve olmayan" olarak sınıflandırıldığı belirtilerek, "Şahısların cinsiyetlerinin esas alınması nedeniyle kadınla erkeğin benzer davranışlarına farklı anlamlar verilmekte, erkek yönünden hiçbir yaptırım veya müeyyide öngörülmezken, kadın yönünden ölümle sonuçlanabilecek nitelik ve ağırlıkta cezaların öngörülmesi söz konusu olabilmektedir" ifadeleri yer aldı.
KADININ CEP TELEFONU TAŞIMASI ÖLÜM SEBEBİ Kararda, 1 çocuk annesi Gülistan Gümüş'ün çeyiz sandığında uzun namlulu silahla taranarak öldürülmesi olayında, maktulün açıkça tahrik oluşturacak bir eyleminin söz konusu olmadığı, sanıkların yörenin toplumsal kurallarına uygun davranmadığı gerekçesiyle Gümüş'ü öldürdüğü belirtildi. Kararda, olayla ilgili şu değerlendirme yapıldı: "Maktul Gülistan Gümüş'ün bir başkasıyla birlikte olduğu veya uygunsuz davranışları tespit edilemediği halde yalnızca içinde bulunduğu koşullara uygun olmayacak şekilde eşiyle ilgili bir kısım sorunlarının olması, eşiyle birlikte eşinin istememesine rağmen başka bir şehre taşınma istediği, okuma yazma bilmediği halde cep telefonu taşıması ve kullanması, yine eşinin rızası dışında Diyarbakır'a ailesinin ve yakınlarının yanına gidip geliyor olması, yörenin toplumsal ahlak kuralları içerisinde olumlu değerlendirilmediği görülmüştür.
Bunun sonucu olarak da tanık anlatımlarıyla tutanaklara yansıdığı şekilde sanık İzzettin Taş'ın maktulün kız kardeşi Songül Gümüş'e, 'bu kadın ölsün ben bir ömür yatmaya razıyım' diyebilecek ölçüde cezalandırılması gerektiği düşünüldüğü bunun sonucu olarak da Gülistan Gümüş'ün öldürüldüğü hususu dikkate alındığında eylemin töre saikına dayalı olduğunun kabulünün kaçınılmaz olduğu, heyetimizce de eylemin bu şekilde değerlendirilerek 'töre saikıyla insan öldürme' olarak kabul edilmiştir".
Gerekçeli kararda, mahkemenin 4'ü tutuklu 8 sanık hakkında vermiş olduğu toplam 2 müebbet ve 116 yıl 7 ay hapis cezası kararına karşı oy kullanan üyenin gerekçesine de yer verildi. Karşı oy kullanan üye, sanıklardan Gülistan Gümüş'ün imam nikahıyla birlikte yaşadığı Ömer Taş'ın olayın başında maktulün yaralanmasından sonraki eylemlerde yer aldığına dair delil bulunmadığından, eyleminin töre saikıyla kasten adam öldürmeye teşebbüs suçunu oluşturduğunu, diğer sanıkların ise her birinin fail statüsünde olduğunu ve bu nedenle töre saikıyla kasten adam öldürme suçundan cezalandırılmaları gerektiğini belirtti.
Üye, sanıkların eğitim seviyeleri, töre kültürünün güçlü olduğu ailelere mensup birbiriyle akraba olan kişiler olmaları sebebiyle aile meclisi olarak maktulün törelerine uygun olmayan davranışta bulunduğuna inanarak töre gereği öldürmeyi kararlaştırdıklarını kaydetti.
İLKEL BİR NAMUS KORUMA ANLAYIŞI Kararda, karşı oy kullanan üye, kadının, ailesi veya aşiretinin istemediği birisiyle evlenmesinin, eşinden boşanma isteğinin, 'berdel' veya 'beşik kertmesi'ne karşı gelmesinin ve erkeklerle konuşup flört etmesinin töreye karşı geliş veya ahlak dışı bir davranış olarak kabul edildiğini ve töre cinayetlerinin meşru sebepleri olarak görüldüğünü kaydetti. Üye, gerekçesinde şu ifadelere yer verdi:
"Maktul, berdel usulüyle kendisinden yaşça büyük ve istemediği birisiyle gayri resmi olarak evlendirilmiştir. Maktul ve sanıkların yaşadığı yörede, maktulün, gayri resmi kocasından ayrılma ve ayrı bir şehirde yaşama isteği, töreye uygun olmayan yanlış bir davranış olarak görülmektedir. Bu da kadın erkek eşitsizliğinin, namus cinayetlerinde kadının kurban olduğunu veya kadının berdel olarak verilip kullanıldığını, mutlak erkek egemenliğiyle güçlü feodal ve aşiret yapısının olduğunu göstermektedir. Bu tür davranışların, töre zannedilen ve ilkel bir namus koruma anlayışı gereği cezalandırıldığına, yaşadıkları yörenin sosyal yapısı ve aşiret kültürünün bunu zorunlu kıldığına, meşru gördüğüne ve desteklediğine inanılmaktadır'.'
Mahkeme heyeti, yapılan yargılamanın ardından sanıklardan Mehmet Şah Taş ve maktulün imam nikahıyla birlikte yaşadığı Ömer Taş'ın, TCK'nın, "Töre saikıyla kasten adam öldürme" suçunu kapsayan 81/1. maddesi uyarınca ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla cezalandırılmalarına karar vermişti. Mahkeme, sanıkların yargılama sürecindeki davranışlarını dikkate alarak verilen cezada indirim yaparak ağırlaştırılmış müebbet hapsi, müebbet hapis cezasına dönüştürmüştü.
Diğer tutuklu sanıklar Bahattin Gümüş ve Hamdullah Taş ise suçun işlenmesine yardım ettikleri gerekçesiyle 16'şar yıl 8'er ay hapis cezasına çarptırılmıştı. Tutuksuz yargılanan sanıklar Abdurrahim Gümüş, maktul Gümüş'ün kardeşi Memduh Gümüş, amcası İdris Gümüş ve Ömer Taş'ın kardeşi İzzettin Taş da aynı suçtan 15'şer yıl hapis cezasıyla cezalandırılmalarına karar verilmişti. Mahkeme, sanıklardan Mehmet Şah Taş, Hamdullah de eylemin bu şekilde değerTaş, İzzettin Taş, Bahattin Gümüş ve Abdurrahim Gümüş'ün olay sırasında "konut dokunulmazlığını ihlal suçu" işlediği gerekçesiyle cezalarını 3'er yıl 4'er ay artırmıştı.
Mahkeme, ayrıca olayda "ruhsatsız silah taşıma suçu" işledikleri gerekçesiyle sanıklardan Ömer Taş'ın cezasını 10 ay, sanık Mehmet Şah Taş'ın cezasını da 4 yıl 2 ay artırmıştı.
Diyarbakır'ın Çınar ilçesinde "berdel" usulüyle evlendirilen, "erkek çocuk doğuramadığı' gerekçesiyle eşinin ailesi tarafından gördüğü baskılara dayanamayıp İstanbul'a yerleşen ve "berdel bozulur" düşüncesiyle köyüne geri dönen Gülistan Gümüş, gizlendiği çeyiz sandığında uzun namlulu silahla taranarak öldürülmüştü.
İHA