Kadının Kadına Şiddeti

Yılın dikkat çekici yapımları arasında yer alan ‘Yün Bebek’ filmi, ilk gösterimini 49. Altın Portakal Film Festivali kapsamında gerçekleştirdi. İzleyicileri gözyaşına boğan film, kadın sorununu tersten bir bakışla ele alıyor.

Mersin’in Arslanköy beldesinde çekilen ‘Yün Bebek’ filmini, Ümmiye Koçak yazıp yönetti. Toroslar’da yaşayan Yörük kadınlarının yaşamını konu edinen film, gala gösteriminde izleyicinin beğenisini kazandı. Oyuncu kadrosunun tamamını Arslanköylü Kadınlar Tiyatrosu üyeleri ile bölgede yaşayan köylü kadınların oluşturduğu film, Anadolu kadınının gözünden, kadına uygulanan fiziksel ve sözlü şiddeti anlatıyor. Yün Bebek, aynı zamanda her türlü iş yükünün altında ezilmeye bırakılan kadının hayatına ışık tutuyor.

Hayli duygusal sahnelerin yer aldığı filmin sonunda izleyiciler gözyaşlarına boğuldu. Gösterimi izleyen Yeşilçam’ın ünlü isimleri Suna Yıldızoğlu, Cihat Tamer ve Engin Çağlar’ın filmde rol alan kadınlara ağlayarak sarılmaları galaya damgasını vurdu.

Gala gösteriminin ardından film ekibinin ve oyuncuların katıldığı bir söyleşi gerçekleştirildi. Yapımcı Gürhan Ötün, tüm oyuncuların gönüllü olarak yer aldığı filmi 30.000 lira gibi küçük bir bütçeyle tamamladıklarını söyledi. Mersin Sinema Derneği ve Arslanköylü Kadınlar Tiyatrosu'nun ortak çalışması olan Yün Bebek’in, bu yılın Ocak-Mart ayları arasında -20 dereceyi bulan soğuk havalarda çekildiğini belirten Ötün, “Kar yağışı çekimler boyunca neredeyse hiç durmadı ve 3,5 metre kalınlığa ulaştı. Oyuncu kadrosu ve film ekibinden donma tehlikesi geçirenler oldu. Toros Dağları’nda bu zorlu doğa koşullarına karşı koyarak çekimleri tamamladık” dedi.

Mersin Valiliği, Mersin Ticaret Borsası, Akdeniz Belediyesi ve Toroslar Belediyesi'nin desteklediği filmin ikinci yönetmeni Yasin Korkmaz ise “Film ekibi projeye başlarken, bu gerçek hikayeyi en doğal hali ile anlatmayı planlamıştı. Bu nedenle oyuncular, o bölgede yaşayan kadınlar arasından seçildi. Filmde, o insanların gerçek hayatlarında bulunmayan hiçbir şeye yer verilmezken hikayeye sinemasal öğeler de eklenmedi. Konu en doğal haliyle anlatılmaya çalışıldı. Bu nedenle film konusu, oyunculuğu ve tekniği ile gerçeğe sadık kalmış oldu.”