HABER

Kadınların dörtte biri depresyon riski altında

İSTANBUL (İHA) - İnsanlar zaman zaman kendilerini üzüntülü ve mutsuz hissederler. İşinden ayrılmak, sevdiğini kaybetmek veya başarılı olamamak, üzüntüye yol açan olaylardandır.

Kısaca üzüntü, normal hayatın bir parçasıdır. Ancak, bu üzüntülü durumun uzaması ve sebepsiz ortaya çıkması, ruh sağlığı sorunudur ve 'depresyon' olarak tarif edilir. Depresyon, duygu düşünce ve davranışı etkiler. Her yaşta her kişide görülebilecek depresyon, tedavi edilmediği takdirde aylar, yıllar bazen de ömür boyu sürebilir.
Hayat boyu depresyon geçirme riskinin yüzde 15 dolayında olduğunu ve kadınlarda bu oranın yüzde 25'e kadar çıktığını belirten uzmanlar, hemen hemen tüm toplumlarda depresyonun, kadınlarda iki kat daha fazla olduğunu bildiriyor. Gebelikte, doğum sonrası dönemde ve menopozda depresyon geçirme riskinin arttığını vurgulayan uzmanlar, bunun sebebinin tam olarak bilinmediğini, ancak kadınların hormonlarının bundan sorumlu olabileceğini kaydediyor. Uzmanlar, infertilite (kısırlık) tedavisi gören kadınlarda da, normal kadınlara göre iki-üç kat fazla depresyon görüldüğünü hatırlatıyor.

EVLİLİK DEPRESYONDAN KORUYOR Hastaların yüzde 50'sinin 20-50 yaş arasında olduğunu ifade eden uzmanlar, bununla birlikte çocuklarda ve yaşlılarda da depresyon görüldüğünü, boşanmış, ayrı yaşayan veya yalnız yaşayanlarda, evlilere göre daha sık olduğunu belirtiyor. Sosyal çevre veya ekonomik seviye ile depresyon geçirme oranı arasında ilişki olmadığını ve kültürel etkenlerle depresyon arasında ilişki bulunmadığını vurgulayan uzmanlar, yakın akrabalarda depresyon geçiren birilerinin olmasının, depresyon geçirme riskini arttırdığını bildiriyor.

Genetik veya biyokimyasal sebepler, çevre şartları ve psikososyal zorlanmaların, depresyonun başlamasında etken olabileceğini ifade eden uzmanlar, tedavi edilmediği durumda, kişinin hayatını ümitsiz, karamsar, bunalım içinde geçirmeye başlamasına sebep oluşturarak, "Depresif Psikoz" olarak tarif edilen, "gerçekleri görmeyecek kadar bunalım"a ilerleyebileceğine dikkat çekiyor.

DEPRESYONUN BELİRTİLERİ Uzmanlara göre, aşağıdaki belirtilerden bazılarının aynı anda bulunduğu bir kişi depresyon geçiriyor olabilir:
"Kendini üzüntülü, değersiz, umutsuz ve çaresiz hissetme, içinde boşluk duygusu olması. Karar verme güçlüğü, konsantrasyon zorluğu, hafıza bozukluğu. Daha önce zevk alınan iş ve aktivitelerden zevk alamama (cinsel isteksizlik dahil). İşte, okulda, aile ve arkadaş arasında sorunların ortaya çıkması. Diğer insanlardan uzaklaşma ve yalnız kalma isteği. Enerji azlığı, yorgunluk hissi ve çabuk sinirlenme. Uyku bozukluğu (uykuya dalamama, uykuyu sürdürme güçlüğü, sabah erken uyanma veya fazla uyuma şeklinde olabilir). Yeme bozukluğu (iştahta azalma veya artma). Sebebi belli olmayan baş, boyun, sırt ağrısı gibi vücudun değişik yerlerinde sürekli ağrılar hissetme. Son zamanlarda fazla içki içmek veya yatıştırıcı ilaçları kullanmak. Kendine zarar verme, intihar planları yapma, intihar girişiminde bulunma veya kendi cenaze merasimini düşünme."

UYKU VE İŞTAH BOZUKLUĞUNA DİKKAT Uzmanlar, depresyon teşhisi konulması için, bu belirtilerin hepsinin birden olmasının gerekmediğini kaydederek, bu şikayetlerin birkaçı aynı anda bir kişide bulunuyorsa, doktora başvurulması gereğine dikkat çekiyor. En sık görülen belirtilerden birinin uyku ve iştah bozukluğu olduğunu belirten uzmanlar, bu belirtilerin çoğu aynı anda bulunuyorsa, ağır depresyondan söz edildiğini bildiriyor.

Depresyonun tabiatı gereği, hastaların genelde kendiliğinden yardım istemediklerini vurgulayan uzmanlar, bu sebeple, depresyonu olan hastaların aileleri, arkadaşları veya diğer hekimleri tarafından psikiyatriste yönlendirilmeleri gerektiğini ifade ediyor.
Uzmanlar, psikiyatriste başvurmama sebeplerini şöyle sıralıyor:
"Hastalık bilinemiyor, hastalar çevresi tarafından zayıf oldukları gerekçesi ile suçlanıyor, hastalık dolayısıyla iş-güç yapamaz durumda olan hastalar, yardım isteyecek enerjiyi kendilerinde bulamıyor, bazen de yanlış teşhis konup tedavi yanlış uygulanıyor."

'İNTİHAR'I ÖNEMSEYİN İntihar düşüncesi varsa acilen psikiyatriste başvurmak gerektiğini kaydeden uzmanlar, halk arasında yaygın olan, 'intihar düşüncesini ifade eden kişiler pek intihar etmezler' inanışının, doğru olmadığını bildiriyor. Uzmanlar, "Bu sebeple, bir yakınınız intihar düşüncelerini sık ifade ediyorsa, bunu önemseyin ve en yakın zamanda bir uzmana başvurmasına yardımcı olun" uyarısında bulunuyor.
Uzmanlar, fiziki bir hastalığa bağlı olmayan travma sonrası veya bir sebebe bağlı olmayan bir depresyon söz konusu ise, bir psikiyatr terapiste başvurulması gerektiğini vurgulayarak, ilaç tedavisi ve terapötik yaklaşımla depresyonun tedavi edildiğini belirtiyor.

En Çok Aranan Haberler