Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü ve Kanserle Savaş Dairesi Başkanlığı'ndan yapılan ortak açıklamada, Türkiye'de kadınların karşılaştığı sağlık risklerinin başında koroner kalp hastalıkları ve meme kanserinin yer aldığı bildirildi. Açıklamada, Türkiye'de her yıl yaklaşık 30 bin kadında meme kanserinin görüldüğü ve meme kanserinin 40 yaş üzerindeki kadınlarda en sık görülen kanser türü olduğu vurgulanarak, yeni meme kanseri tanısı konan kadınların yüzde 70'inin 50 yaş üzerinde olduğuna dikkat çekildi. Meme kanserinin kadınlarda ölümlere yol açan kanser türleri arasında ilk sırada yer aldığı kaydedilen açıklamada, 40 yaş üzerinde olan kadınlarda meme kanseri görülme sıklığının, yaşı 40 yaşın altında olan kadınlardan 4 kat daha fazla olduğu ifade edildi. Açıklamada, Türkiye'de koroner kalp hastalıklarından ölüm oranının, tüm ölümler içinde yüzde 43 oranıyla ilk sırada yer aldığı vurgulanarak; bu ölümlerin önemli bir bölümünün 41-58 yaş grubunda yer alan kadınlarda gerçekleştiği ifade edildi.
Yüksek tansiyon, sigara ve alkol kullanımı, şişmanlık, hareketsiz yaşam tarzı, diyabet ve bilinçsiz beslenmenin, özellikle 40 yaş üstü kadınlarda kalp-damar hastalıklarına yakalanma riskini artıran faktörlerin başında yer aldığına dikkat çekilen açıklamada, beslenme ve meme kanserinden korunma konularında, 40 yaş üzerindeki bayanlara yönelik şu uyarılar yer alıyor:
"Yeterli ve dengeli beslenin. Yeterli ve dengeli beslenme, dört besin grubunda bulunan besinlerin yeterli miktarda tüketilmesiyle sağlanır. Bu besinler, süt grubunda yer alan süt, peynir ve yoğurt, et grubunda yer alan et, tavuk, yumurta ve kuru baklagiller, sebze ve meyve grubu ile tahıl grubuna giren ekmek, bulgur, makarna, pirinç, mısır ve tarhanadır. Bu besinlerin önerilen tüketim miktarları kişiye özgü olarak değişmekte, bireyin yaşı, cinsiyeti ve fiziksel aktivite durumu bu oranları etkilemektedir. Alkol ve sigaradan uzak durun. Sigara, öldürücü zararları nedeniyle çok önemli bir halk sağlığı sorunudur. Alkol tüketimi ise sindirim enzimlerini bozup, karaciğer ve beyin üzerinde olumsuz etki yapar. Sigara akciğer, ağız boşluğu, yemek borusu, boyun, pankreas, mesane, böbrek, mide ve kan kanserine, alkol kullanımı ise karaciğer ve yemek borusu kanserine yol açar. 20 yaşın üzerindeki tüm bayanlar ayda bir kez kendi meme kontrollerini yapmalıdır. Bunun için en ideal yöntem, kadınların 'kendi kendilerine elle' yapacakları muayenedir. Kadınlar kendi kendilerine elle yapacakları kontrollerde, memelerinin dokusu ve yapısı konusunda fikir sahibi olacakları için memelerinde oluşacak herhangi bir değişikliği hemen fark edeceklerdir. Kadınlar kendi kendilerine meme muayenelerini, adet bitim tarihinde yapmalıdır. Çünkü regl (adet) döneminde meme dokusu yumuşak olur ve herhangi bir kitlenin varlığı kolayca fark edilir. Adetten doğal yada cerrahi nedenlerle kesilme hali söz konusu ise bu muayene her ayın aynı günü tekrarlanmalıdır. Hormon tedavisi alan kadınlar ise bu muayene için en uygun günün hangisi olduğu konusunda doktorlarına danışmalıdır. Kadınlar kendi kendilerine meme muayenelerini ayna karşısında dikkatli bir gözlemle yapmalıdır. Ayna önünde yapılan kontrollerde; memede ele gelen sertlik veya kitle, meme başlarının pozisyonlarında değişiklik, kalınlaşma, kızarıklık veya yara olması, memenin rengi, dokusu veya şeklinde değişiklik, meme derisinde kalınlaşma, şişme veya renk değişikliği, meme ucundan akıntı, meme veya meme başında içeriye doğru çekilme durumu tespit edilirse derhal bir hekime başvurulmalıdır."
"KENDİ KENDİNE ELLE MUAYENEYİ ÖĞRENİN"
Açıklamada, kadınlarda ileri yaşın meme kanseri açısından risk faktörlerinin başında yer aldığı vurgulanarak, 40 yaşa gelmiş her kadının kontrol amaçlı mamografi çektirmesi gerektiği bildirildi. Türkiye'de şişmanlığın özellikle bayanlarda görülme sıklığının gittikçe arttığı ve sağlık üzerindeki etkilerinin de ciddi boyutlara ulaştığı vurgulanan açıklamada, şişmanlığın kan basıncını ve kolesterolü yükselttiği ve kalp damar hastalıkları, felç, şeker hastalığı, bazı kanser türleri, solunum yetersizlikleri ile kemik ve eklem hastalıklarının ortaya çıkış hızını arttırdığı kaydedildi. Beslenmede yağlar konusunda ölçülü olunması ve doymamış yağların tercih edilmesi önerilen açıklamada, 40 yaş üzerindeki bayanlara yönelik şu uyarılar yer alıyor:
"Yağlar konusunda ölçülü olun ve doymamış yağları tercih edin. Tereyağı, diğer hayvansal yağlar ve margarinlerin çoğu doymuş yağlardır ve kolesterol düzeyini artırırlar. Ayçiçek, soya, mısırözü gibi bitkisel yağların çoğu ise doymamış yağlardır ve kolesterol içermezler. Bu nedenle yemeklerin doymamış yağlarla birlikte zeytinyağı ile pişirilmesi ve tüketimi, sağlık açısından daha yararlıdır. Günlük protein ihtiyacınızı hayvansal ve bitkisel kaynaklı gıdalardan dengeli olarak alın. Besinler yoluyla alınan kolesterole dikkat edin. Kolesterol miktarı, kırmızı et, sakatat gibi hayvansal gıdalarda yüksektir. Bu besinler tüketilirken kolesterol içerikleri göz önünde bulundurulmalıdır. Posalı besinleri sıkça tüketin. Posanın kan kolesterolünü düşürücü etkisi vardır. Sebze ve meyveler posa, vitamin ve mineral içeriği zengin olan besinlerdir. Bunun yanında kuru baklagiller, yulaf, mercimek, mısır, buğday ve ekmek gibi posa yönünden zengin besinler günlük beslenmede yer almalıdır. Şekerli içecek ve tatlı tüketiminizi azaltın, şeker içeriği az olan besinleri tercih edin. Şekerler saf karbonhidrattır ve yoğun enerji kaynağıdır. Bu besinlerin fazla miktarda tüketimi, vücut ağırlığının artmasına ve besleyici değeri yüksek olan besinlerin tüketiminin de azalmasına neden olur. Tuz tüketimine dikkat edin. Tuz tondi kendilerine elle yapacakları kontrollerde, memelerinin dokuüketimi ile yüksek tansiyon arasında yakın bir ilişki var. Ayrıca fazla tuz tüketimi idrarla kalsiyum atılmasını artırarak kemiklerden kalsiyum kaybına neden olur. Tuz tüketimini azaltmak için; lezzetine bakmadan yemeklere tuz eklemeyin. Tuz içeriği düşük besinler tüketin. Sebze ve meyve tüketimini artırın. Vücut ağırlığınızı dengede tutun, fiziksel aktivitenizi artırın. Vücut ağırlığının normalden az yada çok olması çeşitli sağlık sorunlarına zemin hazırlar. Bu nedenle kilonuzu normal sınırlar içinde tutmak için yeterli ve dengeli beslenmeye özen gösterin. Hareketli bir yaşam sürmeye çalışın; kısa mesafeleri yürüyün. Çok gerekmedikçe asansör ve yürüyen merdivenleri kullanmamaya özen gösterin. Her gün en az 30-45 dakika yürüyüş yapın."