Meme kanseri hastalığının genelde orta yaş ve ileri yaş kadınlarda, çok nadir olarak da erkeklerde görülebilen bir hastalık olduğunu ifade eden EÜ Tülay Aktaş Onkoloji Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Erdem Göker, "Meme kanseri Türkiye'de ve dünyada en sık görülen kanser türüdür. Akciğer kanserinden sonra ikinci sırada gelen meme kanseri kadınlar için birinci sırada yer almaktadır" dedi.
Meme kanserinde en önemli noktanın erken tanı olduğunu belirten Prof. Dr. Göker, "Erken tanı konduğunda hastalığı yok edebilecek durumdayız. Erken tanının birinci aşamasında, 40 yaşına kadar hastalar kendi kendilerini muayene edebilirler. İkinci aşamada ise, 40 yaşından sonra hastaların doktor gözetimi altında yılda bir kez mamografi çektirmeleri gerekir" diye konuştu.
Meme kanserinde cerrahi müdahale, kemoterapi ve ışın tedavilerinin uygulandığını söyleyen Prof. Dr Göker, tedavi süresinin hastadan hastaya değiştiğine dikkat çekerken, tedavinin ardından da yaşam boyu kontrollerin önemli olduğunu vurguladı. Değişik cerrahi teknikleri var olduğunu kaydeden Prof. Dr. Göker, "Bu tekniklerden biri memenin tamamının, diğeri ise sadece var olan tümörlü kısmın alınmasıdır. Eğer tümör küçükken teşhis konulursa sadece var olan kitle alınmakta, tümör büyümüşse cerrahi müdahaleyle göğsün tamamı alınmaktadır" şeklinde konuştu.
Meme kanserini tetikleyen en önemli faktörün menapoza giren kadınlarda ostorojen hormonunun kontrolsüz bir biçimde artması olduğunu dile getiren Prof. Dr. Göker, sigara kullanımı ve aşırı kilo problemi olan kadınların meme kanseriyle daha sık karşılaştığını vurguladı. Medyanın katkısıyla kadınların bir hayli bilinçlendiklerinin altını çizen Prof. Dr. Göker, "Kadınlar vücutlarında herhangi bir kitleyle karşılaştıklarında doktora gitmekten korkmamalılar" dedi.