HABER

KADINLARIN OMZUNU DONDURAN 10 NEDEN

KADINLARIN OMZUNU DONDURAN 10 NEDEN

Tıpta ‘omuz pediartriti’ olarak adlandırılan ‘omuz donması’ hastalığı toplumda yüzde 2-5 oranında görülüyor. Ancak hastalık 40-60 yaş aralığındaki kadınları daha çok etkiliyor. Omzu donanların yüzde 60’ının kadınlar olduğunu söyleyen Acıbadem Maslak Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Prof. Dr. Reyhan Çeliker, hastaların günlük yaşamlarında saçlarını taramak, dişlerini fırçalamak, elbise fermuarı iliklemek, araba kullanmak, giyinmek, arka cebine ulaşmak gibi konularda sıkıntı çektiklerini söylüyor. Prof. Dr. Çeliker, omuz donmasının başlıca 10 nedeni bulunduğunu belirterek, bunları şöyle sıralıyor:


1)Kırık ve çıkıklardan dolayı oluşuyor.
2)Tendinit neden olabiliyor.
3)Bursit veya rotator kaf sendromu sonrasında oluşabilyoir.
4)Diyabet hastalarında görülme sıklığının 5 kat arttığı bildiriliyor.
5)Hipertiroidi hastalarında görülüyor.
6)Parkinson hastalarında oluyor.
7)Myokard infarktüsü geçirenlerde rastlanıyor.
8)İnme geçirenlerde bulunuyor.
9)Servikal disk hastalığı olanlarda görülüyor.
10)Uzun süre hareketsiz kalanlarda, omuz cerrahisi, meme ve göğüs duvarı cerrahisi sonrasında da oluşabiliyor.


Omuz periartriti, eklem etrafındaki kapsülde ve yumuşak dokularda inflamasyon ile oluşan, ciddi ağrı ve hareket kısıtlılığı ile seyreden bir hastalık. Donmuş omuz veya adeziv kapsülit olarak da adlandırılıyor. Günlük yaşam aktivitelerinde önemli bir kayıp oluyor, ağrı özellikle gece belirgin hale geliyor. Erken dönemde ağrı ön planda iken daha sonra tutukluk ve hareket kısıtlılığı gelişiyor. Bu dönem 2-9 ay arasında sürüyor. Daha sonra ağrı azalsa da tutukluk ve kısıtlılık artıyor. Omuzun tüm hareketleri etkileniyor, hareketsizlik nedeniyle kaslarda zayıflama oluyor. Bu evre de aylarca sürebiliyor. Bu dönemden sonra çözülme başlıyor, ağrı ve tutukluk azalıyor, hareketler normale dönüyor. Tedavi edilmeyen olgularda bu süreç yıllar sürebiliyor.


Kişi saçını taramakta, dişini fırçalamakta, giyinmekte, arka cebine ulaşmakta, arkasını iliklemekte, araba kullanmakta zorlanıyor. Kolunu kaldıramadığı için terleme artıyor ve koltuk altı bakımı zorlaşıyor. Üzerine yattığında ağrı artıyor, uyku sorunlarına yol açıyor.


Görülme sıklığı toplumda yüzde 2-5 olduğu biliniyor. 40-60 yaş arasında sık görülüyor, hastaların büyük kısmının bu yaş aralığında olması nedeniyle, ‘50 yaş omuzu’ olarak da adlandırılıyor. Kadınlarda daha sık ortaya çıkıyor. Kadınlarda daha sık görülmesinin nedeni bilinmemekle birlikte hormonal değişiklikler ve erken menopoz ile ilişkili olabileceği düşünülüyor.


Ev kadınlarının kas kuvvetleri yeterli olmamasına karşın ev işleri sırasında ağır kaldırmaları, eşya taşımaları, silkeleme hareketi yapmaları omuz ekleminde zedelenmeye yol açıyor.


Omzun ani hareketleri, arkaya doğru sert biçimde uzanmak, omuzda tekrarlayan hareket gerektiren işler, omzun ağırlıklı kullanıldığı sporlar donmuş omuz riskini arttırıyor. Postür bozukluğu, düşük ve yuvarlak omuzlar omuz eklemine aşırı yük binmesine neden oluyor.


Tanı genellikle klinik muayene ile konuluyor. Laboratuvar testleri, röntgen ve manyetik rezonans gibi tetkikler altta yatan sebebi ve diğer nedenleri ayırt etmek amacıyla yapılabiliyor. Kan sayımı, tiroid fonksiyon testleri, kan şekeri, karaciğer, böbrek fonksiyonları ve bazı romatizmal testler eşlik eden hastalıkların belirlenmesine yardımcı oluyor.


Tedavinin amacı ağrı ve hareket kısıtlılığını azaltmak. Bu amaçla ağrı kesici ve ödem çözücü ilaçlardan yararlanılıyor, ancak ilaç tedavisi tek başına yeterli olmuyor. Omuz egzersizlerine erken dönemde başlanması ve düzenli yapılması öneriliyor. Fizik tedavi yöntemleri ile ağrının ve ödemin azalması sağlanıyor ve hareket açıklığı artırılıyor. Hastalığın evresine göre sıcak veya soğuk uygulamamalar, ultrason, lazer, magnetoterapi, elektrik stimülasyonu ve mobilizasyon tekniklerinden yararlanılıyor. Bunlara ilave olarak omuz eklemine uygulanacak kortikosteroid enjeksiyonları ağrının ve inflamasyonun azalmasını sağlayarak iyileşmeyi hızlandırıyor.


Medikal ve fizik tedavi yöntemleri ile 4-6 ayda iyileşmeyen hastalarda cerrahi tedavi seçeneği değerlendiriliyor. Anestezi altında manipulasyon yapılarak yapışıklıklar açılabiliyor. Manipulasyon sonrasında kazanılan hareketin korunması amacıyla fizik tedavi programına devam edilmesi öneriliyor. Diğer bir cerrahi yöntem ise kapsülün artroskopik girişim ile gevşetilmesi oluyor.

En Çok Aranan Haberler