HABER

Kafa karıştıran skandal!

Teğmen Çelebi, Hizbüt- tahrir üyesiyle 115 defa telefonda görüşmüş

Kafa karıştıran skandal!
Ergenekon kapsamında tutuklu bulunan Teğmen Mehmet Ali Çelebi'nin polisin Hizbüttahrir ile bağlantılı olduğunu göstermek için komplo kurduğu iddiası doğru çıkmadı.
Çelebi, örgüt üyesi Oğuz Kazancı'ya ait 139 numaranın kendi telefonunun rehberine polis tarafından yüklendiğini öne sürdü. Ancak gerçek başka çıktı. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Emniyet'ten Kazancı'nın üzerinden çıkan Telefon ve Sim Kart Çözüm Tutanağı'nda tespit edilen telefon numaraları ile Çelebi arasında bir bağlantı olup olmadığının araştırılmasını istedi. Emniyet, TİB'in mahkemeye gönderdiği Kazancı'nın telefonuna ait rehber bilgilerinin yer aldığı excel sayfasının üstüne sehven Çelebi'nin isminin yazıldığını fark etti. Bu yanlışlık mahkemeye tutanakla bildirildi. Bu arada telefon kayıtlarına göre, Teğmen Çelebi'nin örgüte üye iki kişiyle 115 defa görüştüğü öğrenildi.
[** **](https://www.mynet.com/tegmen-celebiye-komplo-mu-kuruldu-110100553070)
Ergenekon davasının tutuklu sanıklarından Teğmen Mehmet Ali Çelebi'nin, polisin kendisini 'Hizbüttahrir ile bağlantılı göstermek için komplo kurduğu' yönündeki iddiası yalan çıktı. Telefon kopyalarken yaşanan hatayı polisin yapmadığı öğrenildi. Edinilen bilgilere göre, polis, TİB'in hatasını bularak mahkemeye rapor etti. Ancak bu rapor, Çelebi tarafından sanki Emniyet 'sehven' hata yapmış gibi gösterildi. 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin talebi üzerine polisin hazırladığı tespit tutanağında, Çelebi'nin telefonuna "139 numara sehven yüklenmiş olabilir" ifadesi yer alıyor. Ancak bu ifade gerek sanık Çelebi, gerekse dün bazı gazeteler tarafından kasıtlı bir hata olarak gösterildi. Çelebi'ye yöneltilen bu suçlama, telefon rehberine dayanılarak değil, aksine Çelebi'nin Hizbüttahrirciler ile telefon görüşme ve tapelerinin delil olarak kabul edildiği öğrenildi.
İddianamede, Çelebi hakkındaki bu iddia, bizzat yaptığı telefon görüşmeleri, yapılan aramalarda elde edilen fiziki ve dijital dokümanlar ile Hizbüttahrir örgütü içerisinde faaliyet gösteren diğer şüphelilerin beyanlarına dayandırılıyor. Hiçbir suçlamada telefon rehberindeki kişiler örgüt bağlantısı olarak kabul edilmiyor. Telefon HTS kayıtlarına göre, Mehmet Ali Çelebi'nin gözaltına alınmadan önce, Hizbüttahrir terör örgütü adına faaliyetlerinden dolayı, dosyaları ayrılan şüphelilerden Kurtça Bektaş ile 25 kez, Süleyman Solmaz ile de 90 adet görüşme kaydının bulunduğu öğrenildi. Basında yer alan haberlerde ise Çelebi'nin örgüt bağlantısının bu telefon rehberine dayandırıldığı bilgisi yer alıyordu. Oysa iddianamede rehberdeki isimlerin örgüt bağlantısı olarak ele alınmadığı, aksine Çelebi'nin Hizbüttahrirciler ile telefon görüşme ve tapelerinin delil olarak kabul edildiği öğrenildi.
**Emniyetten açıklama**
Beklenen açıklama gece geç saatlerde geldi. İstanbul Emniyet Müdürlüğü, gece yarısına dakikalar kala yaptığı açıklamada, İkinci ''Ergenekon'' davasının tutuklu sanıklarından Teğmen Mehmet Ali Çelebi'nin Hizbü-t Tahrir terör örgütüyle irtibatının Mahmut Oğuz Kazancı'nın telefon rehberindeki kayıtların Çelebi'nin telefonunda da bulunmasına dayandırılmadığı, bu konunun sanık aleyhinde sonuç doğuracak biçimde adli işlemlerin hiçbir aşamasında değerlendirilmediği bildirildi.

İstanbul Emniyet Müdürlüğünün yazılı açıklamasında, bazı medya organlarında, ''İddia olunan Ergenekon silahlı terör örgütüne yönelik devam eden soruşturmalar kapsamında tutuklu bulunan Teğmen Çelebi aleyhine polis tarafından delil üretilerek Hizbü-t Tahrir terör örgütüyle ilişkilendirildiği'' yönünde haberler yapıldığı belirtildi.
Teğmen Çelebi'nin 19 şüpheliyle birlikte İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 2008/1756 sayılı soruşturması kapsamında 18 Eylül 2008'de gözaltına alındığı kaydedilen açıklamada, şöyle denildi:
**TELEFON 2 DAKİKA AÇIK KALDI**
''Aynı soruşturma kapsamında gözaltına alınan Mahmut Oğuz Kazancı'nın GSM telefon rehberi kayıtlarının sanık Çelebi'nin GSM telefon ve sim kart çözüm tutanağında da yer aldığından bahisle, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 2 Aralık 2010 tarihli talimatı üzerine her iki sanığın telefon ve sim kart çözüm tutanakları yeniden incelenmiş, Hizbü-t Tahrir terör örgüt üyeliğinden hakkında dava açılan Kazancı'nın telefonuna ait rehber bilgilerinin sehven Çelebi'nin telefonuna ait rehber dökümlerinin içerisine eklenmiş olabileceği değerlendirilmiş ve hazırlanan yeni tespit tutanağı 21 Aralık 2010 günü İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilmiştir.''
Sanık Çelebi'ye ait telefonun 19 Eylül 2008 günü kısa bir süre için açık kalması hadisesinin, sanıktan elde edilen telefonun hafızasındaki bilgilerin, telefon ve sim kart çözüm tutanağında yer alacak biçimde teknik personel tarafından kopyalanması esnasında gerçekleştiği vurgulanan açıklamada, kopyalama esnasında telefonun yaklaşık 2 dakika açık kaldığı, bu rutin işlemin diğer tüm şüphelilerin telefonlarına da uygulandığı aktarıldı.
**Açıklamada, şu ifadelere yer verildi:**
''Çelebi'nin iddia olunan Ergenekon silahlı terör örgütü yöneticilerinden gelen talimat doğrultusunda Hizbü-t Tahrir terör örgütüne sızma girişimlerinin bulunduğu savı, şüphelinin bizzat yaptığı ve tape edilmiş telefon görüşmeleri, yapılan aramalarda elde edilen fiziki ve dijital dokümanlar ile Hizbü-t Tahrir örgüt üyeliğinden haklarında dava açılan Kurtça Bektaş ve Süleyman Solmaz'ın ifadelerine dayandırılmıştır. Kaldı ki, Telekomünikasyon İletişim Başkanlığından (TİB) temin edilen HTS kayıtlarına göre, Mehmet Ali Çelebi'nin gözaltına alınmadan önce Hizbü-t Tahrir örgüt üyeliğinden haklarında dava açılan **Kurtça Bektaş** ile 25 Mayıs-8 Haziran 2008 tarihleri arasında **25 kez**, **Süleyman Solmaz** ile de 1 Mayıs-26 Temmuz 2008 tarihleri arasında **90 kez** görüşme kaydının bulunduğu tespit edilmiştir.
Sonuç olarak, Çelebi'nin Hizbü-t Tahrir terör örgütüyle irtibatı, basında yer alan iddialarda olduğu gibi Mahmut Oğuz Kazancı'nın telefon rehberindeki kayıtların sanık Çelebi'nin telefonunda da bulunmasına dayandırılmamış, bu konu sanık aleyhinde sonuç doğuracak biçimde adli işlemlerin hiçbir aşamasında değerlendirilmemiştir. Adı geçen sanığın terör örgütüyle olan irtibatı, soruşturma dosyasında somut bir şekilde mevcut olan TİB kaynaklı HTS raporları, adli kararlı telefon görüşmeleri, el konulan fiziki ve dijital dokümanlar ile diğer sanık ifadeleri dayanak alınarak ortaya konmuştur.'',
**EMNİYETTE "SEHVEN" TELEFON KAYDINA SUÇ DUYURUSU** Ergenekon sanığı Teğmen Mehmet Ali Çelebi'nin avukatı, müvekkilinin gözaltında bulunduğu sırada cep telefonuna 139 numara kaydettikleri iddiasıyla 3 polis memuru hakkında suç duyurusunda bulundu. Emniyetten yapılan "sehven eklenmiş" açıklamasına tepki gösteren avukat, sorumluların cezalandırılmasını istedi. 2\. Ergenekon davasının tutuklu sanıklarından Harp Okulu dönem birincisi Kara Pilot Teğmen Mehmet Ali Çelebi'nin kullandığı cep telefonunun, gözaltına alındıktan sonra polis tarafından bilirkişi incelemesi yapılmadan önce açılarak, rehberine 139 adet telefon numarası yüklendiği ortaya çıkmıştı. İstanbul Emniyet Müdürlüğü tarafından yapılan açıklamada, "Hizbü-t Tahrir terör örgüt üyeliğinden hakkında dava açılan Mahmut Oğuz Kazancı'nın telefonuna ait rehber bilgilerinin sehven, Mehmet Ali Çelebi'nin telefonuna ait rehber dökümlerinin içerisine eklenmiş olabileceği değerlendirilmiş ve hazırlanan yeni tespit tutanağı 21 Aralık 2010 günü İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilmiştir" denilirken, Çelebi'nin avukatı Serkan Günel, "sehven" ifadesine tepki gösterdi. Sabah saatlerinde Fatih Adliyesi'ne gelen Avukat Günel, görevli 3 polis hakkında "delilleri yok etmek", "gizleme ve değiştirmek" ve "görevi kötüye kullanmak"tan suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusu dilekçesini savcılığa sunduktan sonra çıkışta konuşan Avukat Serkan Günel, "Müvekkilim gözaltındayken emniyette cep telefonuna 139 numara kaydedilmiş. Emniyetin sitesinde yapılan açıklamada bu yükleme kabul ediliyor. Son bilirkişi raporunda dokümanlar var" dedi. Günel, müvekkili hakkında yapılan suçlamaları kabul etmediklerini belirterek, "Emniyet tarafından açıklama yapılmıştır. Böyle bir konu Türkiye'de ilk defa delilli bir şekilde görülmüştür. Emniyet de bunu kabul etti. Müvekkilim hakkında başka davalardan da suçlamalar var. Biz bu suçlamaları kabul etmiyoruz. Müvekkilimin telefonunun mühürlü torba içinde bulunması gerekirken, bunun açıldığı gözüküyor. Bu da kayıtlarda var. Savcılığa suç duyurusunda bulunduk. 3 polis hakkında gerekenlerin yapılmasını istedik" diye konuştu.

En Çok Aranan Haberler