HABER

Kafkas geleneklerini "kültür evi"nde yaşatıyorlar

Rusya'dan yaklaşık 150 yıl önce Eskişehir'e göç eden Kafkasların kültürlerini yaşatmak ve tanıtmak için kurduğu kültür evinde, geleneksel yemekler ziyaretçilerin beğenisine sunuluyor, zaman zaman da söz, nişan, kına gecesi gibi özel günler düzenleniyor - Kafkas Derneği Kültür Evi görevlisi Mesut Barut: - "Bir taraftan lezzetlerimiz, bir taraftan da örf ve adetlerimiz unutulmasın diye mücadele veriyoruz" - Dernek Başkanı Cihan Ertok: - "Tek amacımız dilimizi, örf ve adetlerimizi, kültürümüzü kaybetmemek"

ESKİŞEHİR (AA) - SELÇUK KIZILDAĞ - Rusya'dan 1864 yılında farklı ülkelere göç eden Kafkas halkından Türkiye'ye yerleşenler, geçmişlerini ve kültürlerini yaşatmaya çalışıyor.

Eskişehir'deki UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'nde yer alan Odunpazarı Tarihi Kent Merkezi'nde bulunan bir sokakta faaliyet gösteren Kafkas Derneği Kültür Evi'nde, geçmişe ait lezzetler halkla buluşturuluyor.

Kafkaslara özgü isimleri olan "Şıpsi paste", "Abista", "Lepsi", "Haluj", "Şelame", "Çerkez tavuğu", "Haliva", "Aşta" gibi yemeklerin yapıldığı, gün boyu hizmet veren Kafkas Derneği Kültür Evi'nde, zaman zaman söz, nişan, kına gecesi gibi özel günler de düzenleniyor.

Kafkas Derneği Kültür Evi'nde 2013 yılından beri eşi ve kız kardeşiyle görev yapan Mesut Barut, Eskişehirlilerin kültürlerine ilgisinden memnun olduklarını söyledi.

Barut, derneğin kültür evinde mutfak işlerini eşi ve kız kardeşinin yaptığını, kendisinin ise gelen misafirlere çoğunlukla müzik ziyafeti sunduğunu belirterek, "Çerkezlerin kullandığı bir enstrüman olan mızıkayı yıllardır çalarım. Diğer kültürlerde bu enstrümana akordiyon da denir. 2014 yılında 'Mızıkalar Susmasın' diye bir platform oluşturduk. Mızıka kültürü bitmesin diye emek sarf ediyoruz. Bir taraftan lezzetlerimiz, bir taraftan örf ve adetlerimiz unutulmasın diye mücadele veriyoruz." diye konuştu.

- "Aşta yemeği küskün barıştırır"

Eskişehir Kafkas Derneği Kültür Evi'nde 5 yıldır eşine yardımcı olan Yaşar Barut da kültürlerinin zenginliğini yerli ve yabancı turistlere tanıtmaktan mutluluk duyduğunu dile getirerek, şunları söyledi:

"Mısır unundan yaptığımız bir yemeğimiz var. Adına 'Aşta' diyoruz. Şıpsi paste diyenler de var. Aşta yemeği küskün barıştırır bizde. Dargınların barışmasını sağlamak için sofraya koyarsınız. Bu yemeği gören anlar ki sofrada bir sulh olacak. Yemek tariflerini bazen kültürümüze yabancı olan insanlara da veriyoruz. Fakat 'Evde yaptığımız sizin yaptığınız kadar lezzetli olmuyor.' diyorlar. En büyük eksik Çerkez tuzudur. Biz bu tuzu kullanırız. Çoğu zaman üniversite öğrencisi genç kızlar, 'Bize yemek tarifi verin, öğrenmek istiyoruz.' diye geliyorlar. Seve seve öğretiyorum. Bizim çocuklarımız bu yemeklerle büyüdüğü için kültürümüzü unutmaları imkansız. Özel günlerimizde hep bu yemekler oluyor. Eskişehir'in gösterdiği ilgiden memnunuz."

Dernek Başkanı Cihan Ertok ise 50 yıllık bir derneğe hizmet ettiği için kendisini şanslı hissettiğini vurguladı.

Sahip olduğu kültürün zenginliği ile gurur duyduğunu ifade eden Ertok, duygularını şu sözlerle aktardı:

"Kafkaslar, dışarıdaki insanlara daha çok değer verirler. Misafirin önemi büyük. Kendileri aç yatsa da misafirini aç bırakmazlar. Büyüklere gösterilen saygı muazzam. 33 ilimizde yaşayan, 54 örgütlenmiş Çerkez derneğimiz var. Ayrıca 1864 yılında Türkiye'ye gelen Çerkezlerin dışında, Avrupa'ya ve ABD'ye yerleşen Çerkezlerimiz de var. Tek amacımız, dilimizi, örf ve adetlerimizi, kültürümüzü kaybetmemek. Aksine daha çok yaşatabilmek."

En Çok Aranan Haberler