Kağızman’a gök taşı düştü

Kağızman’ın Aşağıkümbet Mahallesi’ne 20 Temmuz 2012 Cuma akşamı yağan şiddetli yağmur ve dolu bağları ve bahçeleri büyük hasara uğratırken bir bahçeye de çok ışıklı bir ateş parçası düştü ve gök taşına dönüştü.

Nesim Çelik’in bahçesine düşen gök taşı bir ateş parçası olarak yıldırım düşer gibi düştüğünden bu gök taşını gören Nesim Bey yakar korkusuyla hemen yanına gidemeyerek aradan saatler geçtikten sonra yanına vardığında bir gök taşı ile karşılaşmış. Bu olayı bizzat yaşayarak gören Nesim Çelik yaşadıklarını ve gördüklerini şöyle anlattı:

Ben Cuma akşamı saat 19.00 civarlarında yağan şiddetli yağmurun ve dolunun sesiyle evden dışarı çıktım. Kapı önünden ağaçlara vuran doluyu seyrederken gökte şimşekler çakmaya başladı. O an bahçemize bir ateş parçası şiddetle düştü. İlkin yanına gidemedim. Çarpılır korkusuyla birkaç saat varamadım. Ertesi gün ateşin düştüğü yere gittiğimde bir siyah taş ile karşılaştım. Düştüğü yer yanmış, otlar küle dönüşmüştü. Çok hafif ve delik delik olan bu taşı görünce anladım ki gökten düşen bir ateş parçası bu hale dönüşmüş, dedim bu olayı ilçemizde yayın yapan Gözlem Gazetesi’ne götürüp haber yapmalarını isteyim, öylece alıp getirdim, diye konuştu.

Nesim Çelik’in bulduğu gök taşı el içi kadar olup 30 gram ağırlığında hafif ve kefik siyah bir taştan ibarettir.

Gök taşı ya da göktaşı ya da meteor, uzaydan Dünya yüzeyine düşen maddelerin genel adıdır. Dünya atmosferine ortalama olarak yılda birkaç bin göktaşı girer. Ancak bunların beş yüz kadarı buharlaşmadan yere gök taşı olarak düşer. Göktaşları, Dünya atmosferine saniyede 11-72 km arasında değişen bir hızla girerler. Sürtünmeden meydana gelen ısıdan dolayı büyük bir kısmı eriyerek toz parçacıkları halinde yeryüzüne inebilir. Büyük göktaşları atmosferde gözlenebilir.

Meteor bir göktaşı olmak zorunda değildir. Bir yıldız bir element bir gezegen olabilir. Meteor uzayda gezinirken bir gezegenin çekim kuvveti onu kendine çekerek hızlandırır ve gezegene çarparak patlama oluşturur.