Kahramanmaraş Baro Başkanı Doğan'dan 'gezi Parkı' Açıklaması

Kahramanmaraş Baro Başkanı Metin Doğan, 'Taksim Gezi Parkı' protestolarıyla ilgili açıklama yaptı.

Kahramanmaraş Baro Başkanı Metin Doğan, baro üyesi avukatlarla yaptığı basın açıklamasında, Gezi Parkı protestolarına ilişkin sağduyu çağrısında bulundu. Eylemin amacından uzaklaştığını ifade eden Doğan, protestoları 5 Mayıs 1960’da Ankara Kızılay’da Menderes iktidarına yönelik düzenlenen gösterilere benzetti.

“Demokratik reformlarını hızla gerçekleştirmekte olan ve sivil bir anayasa yapım sürecinin devam ettiği ülkemizde sahte baharlardan bahsetmek, huzur ve refah ortamını bozmaktan başka bir anlam ifade etmeyecektir” diyen Doğan, Gezi Parkı protestolarını kalkan olarak kullanan dış odakların, ülkedeki huzur ve güven ortamını bozmaya çalıştığını savundu.

Gösteriler sırasında sosyal medya üzerinden dezenformasyon kampanyaları yapıldığını söyleyen Doğan, “Sürekli yayılmaya çalışılan ölüm haberleri ve bazı sivillerin protestoculara saldırdığı yönündeki yalan haberlerle ortamı germek ve bu işi kardeş kavgasına dönüştürmek isteyenlere de asla prim verilmemelidir. Belediye otobüslerini ve iş makinelerini yakarak demokratik tepki oluşturmanın bir hak kullanımı olmadığını, başkalarının işlerine saldıranların anayasal bir hak olan mülkiyet hakkını ihlal ettiğini de unutmamalıyız. Meydana gelen olayları bir halk hareketi ve 'Türk Baharı' olarak sunmaya çalışanlar da ateşe körükle gidenlerdir. Gezi Parkı protestoları adeta bir torba tepkiye dönüşerek, ülkedeki bir kesimin hayat tarzına müdahale algısı arkasına gizledikleri kin ve nefretlerini, toplumun çoğunluğunun oyunu almış demokratik iktidarı alaşağı etme amacına yöneltmişlerdir” şeklinde konuştu.

Türk milletinin hiçbir zaman azınlığın çoğunluğa tahakkümüne izin vermeyeceğini dile getiren Doğan, ülkedeki en aykırı kesimlerin dahi inandıkları gibi yaşayacağını kaydetti. Protestoların dış bağlantılarına da dikkat çeken Doğan, sözlerini şöyle tamamladı:

“Gezi Parkı olaylarında çok fazla sayıda çeşitli istihbarat elemanlarının olduğu ve bir kısım güçler tarafından bu işlerin yönlendirildiği aşikardır. Zaten şu anda Gezi Parkı protestolarını incelediğinizde, kimin ne istediği de belli değil. Yani, ‘aranızdan 3-5 tane sözcü seçin ve taleplerinizi yerine getirelim’ şeklindeki bir yaklaşım olduğunda dahi, bir sözcü seçebilecek durumda değiller. Ya da bir talep ortaya koyabilecek durumda değiller. Gösteriler artık ilk başlangıcındaki amacından çıkmıştır. Adeta İttihat ve Terakki geleneğiyle Abdülhamid'in tahttan indirilmesi, hal edilmesiyle başlayan darbeci geleneğin, militarist geleneğin bir devamı niteliğinde bir müdahale beklentisine dönüşmüştür. Adeta bir darbe çığırtkanlığı yapılmaktadır.”