Kahramanmaraş'ta yaşayan 52 yaşındaki Şemsi Hançer, 6 Şubat'ta Pazarcık merkezli 7,7 büyüklüğündeki depremin ardından derin dondurucudaki malzemeleri almak için evine girdiği sırada Elbistan merkezli 7,6 büyüklüğündeki depreme yakalandı.
Sağ kurtulan ve depremin ardından ailesiyle Kahramanmaraş Havalimanı'nda kalan Hançer, ilk günlerde derin dondurucudan aldığı malzemelerle küçük tüpte yemek hazırlayıp çevredeki görevlilere dağıtmaya başladı.
Hançer'in bu ikramından haberdar olan bazı sivil toplum kuruluşları da destek olunca yemek dağıtılan kişi sayısı giderek arttı. Şemsi Hançer, bugünlerde sivil toplum kuruluşlarının getirdiği yemeği görevlilere ve vatandaşlara dağıtıyor.
Görevlilerin "Deprem Ana" diye hitap ettiği Şemsi Hançer, AA muhabirine, yaklaşık 3 yıl önce Kocaeli'nin Gölcük ilçesinden eşinin emekli olmasının ardından memleketi Kahramanmaraş'a yerleştiklerini söyledi.
Daha önce de deprem yaşadığını ve ne yapılması gerektiği konusunda tecrübeli olduğunu anlatan Hançer, bu nedenle insanlara yardımcı olma çabasına giriştiğini anlattı.
Hançer, ilk depremin ardından yemek hazırlayabilmek için eve girdiğini ve ikinci depreme yakalandığını belirterek, şunları kaydetti:
"Yazdan sakladığım domates, közlenmiş patlıcan, pişmiş ciğer vardı, onları doldurdum. İlk gün buraya geldik ve günümüzü geçirdik. İkinci günü artık insanlar acıktığını ve susadığını fark etti. Kendimize hazırladığımız yiyecekleri arama kurtarma ekipleriyle ekmek arası paylaştık. Sonra 'biz size yardıma geldik, sizin yiyeceğinizi mi yiyeceğiz' dediler, biz de elimizde ne varsa paylaşacağız, senin benim yok, buraya siz de yardım için geldiniz, karnınız doyacak ki enkazda çalışabilesiniz dedik. İlk günü kendi imkanlarımla yaklaşık 50 kişiye yemek verdim. İkinci gün, üçüncü gün derken, bitmez bir ciğer varmış, 2 kilo ciğer pişirip koymuştum buzluğa. O ciğerle domatesli melemen, patlıcan közlemeli ekmek arası yaptım, 200 kişilik yemek çıkarttım. Sonra bu sayı 700 kişiye kadar yükseldi. Etraftan duymuşlar 'burada bir teyze küçük tüple ve küçük sularla yemek yapıyor' diye Erciyes'ten geldiler, 'abla sen zahmet etme, biz yapalım, getirelim, sen istediğin kadar dağıt burada' dediler. Sonra 300 kişilik, sonra 500 kişilik geldi, en son 700 kişiliğe kadar çıktı."
Hançer, kendisini orada göremeyince görevlilerin gelip yemek almadığını, o yüzden eşi ve 3 çocuğuyla gece 02.00-03.00'a kadar kendilerine tahsis edilen konteynerin yanında beklediklerini dile getirdi.
Bölgede görev yapan arama kurtarma, polis, asker ve güvenlik personelinin kendisine "Deprem Ana" ismini taktığını ifade eden Hançer, yalnızca yemek değil, kendilerine emanet edilen kıyafet, ayakkabı gibi birçok malzemenin de dağıtımını gerçekleştirdiklerini sözlerine ekledi.
EŞİ VE KIZI DA DESTEK VERİYOR
Eşi Uğur Hançer de emekli olmasının ardından Gölcük'ten memleketine geldiğini ve burada da depreme yakalandığını ifade ederek, daha önceki depremde enkazda çalıştığını ancak bu sefer yemek dağıtımı görevini üstlendiklerini söyledi.
Kızı Esra Tümay Hançer ise depremin ardından annesiyle yemek yapıp dağıtmaya başladıklarını belirterek, kendisi gibi depremzedelere yardımcı olabildiği için mutlu olduğunu dile getirdi.